- 02-12-2018 16:55
- 36
Kürtçe bir söz vardır, "ditin u gotın nabe veke hav"(görmekle, söylemek bir olmaz).
İran seyahatimizde bu sözü tekrar teyit etme fırsatı bulduk. Okuduğumuz, duyduğumuz, izlediğimiz birçok şeyin, yanlış olduğunu müşahede ettik.
Çok okumanın tek başına çok anlam ifade etmediğini, bunun mutlaka seyahatlerle, temaslarla, empatik operasyonlarla zenginleştirilmesi gerektiğini müşahede ettik.
Yine koca bir milleti, kadim bir kültürü ve yok sayılamayacak bir tarihi zenginliği yok saydığımızı veya haksızlık ettiğimizi gördük.
İran deyince, birçok kişi irkilir. Sanki bir korku imparatorluğu varmış gibi yorumlar yapılır. Aslında bu bir algıdır ve zerreleri bize de sirayet etmiş bir gaflet durumudur.
Niye gaflet diyorum, çok uzakta olanlar, farklı kültürlere sahip olanlar, akrabalıkları mevcut olmayanlar, kısmen haklı olabilir. Ama biz komşuyuz, akrabayız, birbirimize çok yakınız. Gidip görebilir, dokunabilir, soluyabiliriz...
***
İran sınırındaki herkesin Türk veya Kürt olduğunu öğrenebiliriz. İran'daki nüfusun yarısına yakınının yine bu Kürt ve Türklerden oluştuğunu, Şah İsmail'in ve son şahın Türk olduğunu, ülkedeki ticari hakimiyetinin yine Türk kökenli vatandaşlarda olduğunu ve mevcut cumhurbaşkanının soyunun da dayı tarafından Türk olduğu ve iyi derecede Türkçe bildiğini öğrenebiliriz.
Bu bilgileri vermememin sebebi ırk vurgusundan ziyade yakınlık ve yatkınlık vurgusudur. Yani oradaki insanlar, uluslararası algı operatörlerinin sunduğu gibi öcü değiller. Onlar bize yakınlar, iyi yönleri var, kötü yönleri var. Bunları öğrenmek için onlar hakkında yazılan ve anlatılanlara bakmak yerine gidip onlara dokunmak çok daha mantıklı.
Bu hareketler, kesinlikle korku, şiddet veya tehlike içermez.
Bir hafta sonu çoluk çocuğunuzu alıp Tebriz'e gidebilirsiniz. Tebriz çok büyük ve çok kadim bir şehir. Dil problemi yok. Neredeyse herkes Türkçe biliyor. Nufus Azeri asıllı ama bizim dizilerimizi izleyip, bizim müziklerimizi dinliyor ve bizi seviyorlar. Dünyanın en büyük kapalı çarşılarından biri burada ve hiçbir şekilde tahrip olmamış. Tarih kokuyor ve çeşitlilik açısından benzersiz.
Oteller çok iyi. Orta standartlarda bir otelde suit oda fiyatı 50-60 Türk lirası(kahvaltı dahil).
Bir depo benzin 17-18 tl olduğu için ulaşım çok ucuz. Şehrin en uzak noktasına taksi ile 10-15 liraya gidebilir yada 100 km ötede ki bir şehre taksi ile 50 liraya gidip gelebilirsiniz. Yiyebileceğiniz en iyi yemek yine 10 lira civarı. Damak tadı bize çok uzak değil. Farklılıklar var ama bize çok ters değil...
Buraya geldikten sonra her şey çok kolay. Peki, buraya gelmek kolay mı ona bakalım. Önce Van'a gelelim. Van Batman'a yaklaşık 350 km. Van'dan direk Tebriz'e giden taksi ve münübüsler var. Ortalama 60 lira ile sizi Tebriz'de otele teslim ediyorlar. Van ile Kapıköy(Özalp) sınır kapısı arası yaklaşık 1 saat. Buraya 25 tl karşılığı münübüsile gelip karşıya geçtikten sonra ticari taksiye atlamak zaman ve konfor açısından çok daha mantıklı. Yurt dışına çıkış harcı 15 tl. Kapı inşaatta olduğu için Sabah 09 30 ile 15 00 arası çalışıyor. Ama Doğubeyazıt ve Hakkari tarafında ki kapı 24 saat açık.
Kendi arabanız ile de karşıya geçebilirsiniz. Çıkışta sigorta ve triptik dedikleri işlemler için yaklaşık 400 tl para ödüyorsunuz. Eğer bir veya iki kişiyseniz bunu yapmak çok mantıklı değil. Ama 4-5 kişilik bir grupsanız ve bunu bu sayıya bölerseniz çok mantıklı. Çünkü sınırı geçtikten sonra yakıt neredeyse bedava ama yollar ve trafik çok kötü buna dikkat etmek gerek.
Girerken Van'da güvendiğiniz döviz bürosu varsa Tümen (İran parası) almanız mantıklı. Yoksa kapıdan da alabilirsiniz ama en mantıklısı Khoy'dan almak.
Sınır kapısından çıkışta ciddi bir bekleme yapmıyorsunuz. Üstünüz başınız pek aranmıyor. Resmi işlemler yapılıyor ve karşıdasınız. Onlarda pasaport kontrolünden sonra direk sizi salıyorlar. Karşıda sizi dövizciler karşılıyor. Onarda genelde Kürt kökenli vatandaşlar. Çok sıcaklar ve size Tümen satamazlarsa bile hemen sizi evlerine davet ediyorlar. Bunun Türklük, Kürtlük ve Farslıkla alakası yok. Bu bir İran kültürü. Sizi yabancı görünce hemen eve davet ediyorlar. Bu İran'ın diğer bölgeleri içinde geçerli.
Kapıdan çıktıktan sonra en başta Khoy(80 km) şehrine gidiyorsunuz. Khoy Tebriz eyaletine bağlı bir sınır şehri ve ticaret çok canlı. Şemsi Tebrizi'nin doğduğu şehir. Buraya gelirseniz mutlaka kapalı çarşıya uğramalı, sahte ballara dikkat etmeli ve Şemsi Tebrizinin mezarını ziyaret etmelisiniz.
Şems'in mezarı Konya'da diye biliyorduk. çünkü orada bulunan türbeyi de ziyaret etmiş Fatiha okumuştuk. Ama asıl mezarın burada olduğunu öğreniyoruz. Hemde Şah İsmail tarafından yapılan boynuzlu müthiş abidesiyle...