- 16-07-2022 05:40
- 15-07-2022 15:41
- 2528
Bu günkü toplum düzeni; insanlar arası ilişkilerde, alış verişte günü birlik çıkar ilişkisine göre şekillenmektedir. Yapılan iş ve hizmette ehliyet, liyakat ihmal edilmekte. Yapılan işler eksik, düzensiz, yapılmakta. Kullanımda sorun oluşturmakta. Yapılan işte hile yapmak, işin değerinden fazla talepte bulunmak, işi ehline vermemek günümüz gerçeğidir.Bu durumun sebebi her davranışımızda Allah’a hesap verme şuurundan uzak olmaktır. Gerçek bir ahlakı davranışın garantisi ahiret inancında olmaktır. Ölüm sonrası hayatı ıskalamak, hiç ölmeyecekmiş gibi ne yaparsam kardır düşüncesinde olmaktır. Bu gidiş münafıklığın hayat tarzı olması, kıyamet alametidir. Her anımızın hesabını ahirette vereceğiz, bu düşünce ve bilinçte hareket etmeyen işçi veiş veren kendi çıkar duygularının tutsağı olmaktadır.
İşin, görevin ehlini aramak gerekir. Verilen işi yapmaya ehil olmayan, işi noksan, hatalı yapmakta, yapılan işten randıman alınmamakta. Bu da işi yaptıranı mağdur etmektedir. Allah(c.c.) Kur’an-ı Kerimde bu duruma dikkat çekmekte. ‘’ Şüphe yok ki Allah(c.c.), emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hüküm verdiğiniz zaman adaletle hüküm vermenizi emrediyor. Allah size ne de güzel öğüt veriyor. Zira Allah akıl sır ermez biçimde her şeyi işiten, her şeyi görendir.’’(Nisa suresi;58.ayet). Kur’an-ı Kerimin inşa ettiği akıl, kendisine bahşedilen nimetlere birer emanet gözüyle bakar. Emanet eden, emanet edilene güvenmiştir. Veya güvenilir olup olmadığını sınamaktadır. Emanet edilen kimse, emanete ya sadakat gösterir, yada ihanet eder.
Ehliyet ve liyakatin olmazsa olmaz dört şartı vardır. 1-Kişinin Allah’a karşı sorumluluk bilinci. 2-Kişinin yetenek ve yeterliliği. 3-Meşruluk 4-İnsanlara yararlı olmaktır. Emaneti ehline vermemek üç kat zulümdür. 1-Emanetin kendisine. 2-Emanetin verildiği liyakatsiz kişiye. 3-Emaneti kendisine verilmesi gerekirken verilmeyen liyakatli kişiye. Günümüz toplumunda ehliyetsiz ve liyakatsiz kişilerin çoğunlukta olduğu düzen oluşmakta. Bu da kıyamet alametidir
Dünya hayatı ekim, ahiret ise biçim ve ürünleri toplama yeridir. İş işten geçmeden önce işlerimizi, alış verişimizi, insanlar arası ilişkilerimizi ahiret bilincine göre yapmalıyız. ‘’Siz ey iman edenler! Kendisinde pazarlığın, dostluğun ve şefaatin olmayacağı gün gelmeden önce size rızık olarak bahşettiğimizden harcayın! Zira nankörler zalimlerin ta kendileridir.’’(Bakara suresi;254.ayet) Gerçek bir ahlaki davranışın garantisi ahiret inancı. Resul Muhammed hadisinde: Müminlerin en akıllısı; ölümü en çok hatırlayan ve ölümden sonraki hayata hazırlık yapandır.(kütibi sitte). ‘’O gün ne malın ve mülkün bir yararı olur, nede evladın.’’ ‘’Ancak selim bir kalple Allah’ın huzuruna çıkanlar müstesna.’’(Şu’ara suresi;88-89.ayetler.)
Dostlar: bu dünya hayatı oyun ve oyalanmadan ibarettir. Oyunu kurallarına göre Kur’an-ı kerimin rehberliğinde oynamak gerekir. Yapılan her iş liyakatle, işin ehline uygun kalitede yapılması gerekir. Aksi halde kalitesine uygun yapılmayan iş yapana da, yaptırana da zarar verir. Unutmayalım; dünya fani ölüm ani. Ahiret ebedi. Ahiretteki konumumuzu, mevkiimizi, rütbemizi düşünerek hareket etmek en akıllı iştir. Dünyadaki yaptığımız işin ehli olalım, işlerimizi yerin de ve zamanında ehil olana yaptıralım. Kul hakkına ve hukukuna sahip çıkalım. Allah cümlemizi yaptığı işin ehli olan ve sorumluluk bilinciyle yapanlardan eylesin! Selam ve dua ile.