- 02-10-2016 17:00
- 22340
Tüm dünya ABD’de ki seçimlere kitlenmiş durumda!
Hiç şüphesiz bu ilgi, sevgiden kaynaklanmıyor!
Dünyanın en ücra köşesinde ki kabilenin su kaynağından, bebeklerin yaşam hakkına, yeraltında ki madenden, yer üstündeki insan hareketlerine, ziraattan ticarete, dinden siyasete kadar nerdeyse bütün akımları kontrol eden ve yönlendiren ülkenin başına geçecek kişi, herkes için çok önemlidir.
Bağdatlıyı, Irak’ın başına gelenden daha çok ilgilendiriyor, ABD’nin başına gelecek şahıs!
Bu Sana için de Delhi için de Bakü için de Seul için de Cidde için de Kabil için de aynı önemi arz ediyor!
Hepsinin kaderi burada seçilecek kişinin iki dudağı arasında!
Silah satmak isterse savaş çıkarıp çocuklarını öldürür, ilaç satmak isterse, virüs bulaştırıp çocuklarını öldürür!
Dinlerini kötülemek isterse, onlar adına bir örgüt kurup, hem dinlerini kötüler hem de çocuklarını özgürleştiriyorum diyerek öldürür!
Yani bu koltuğa oturan kişi her türlü öldürür!
O kişinin rengi, cinsiyeti dini veya meşrebi çok şey değiştirmez!
Vizyona sunulan imajı sadece tarzı ile alakalı bir durumdur!
Vizyona sunulan kişi bir sudur.
Önce bu su pazarlanır, seçildikten sonra, Siyonistlerin seçtiği kaba sokulup, o şeklin alınması sağlanır.
Çok fazla alternatif yoktur başkan için. Şekle girmeyi reddederse, sıklıkça yaşanan başkan suikastlarından birine uğrar yada çok şanslıysa, Bill Clinton’un başına geldiği gibi bir skandalla koltuğu kaybedip, kelleyi kurtarır.
Anlayacağınız Demokratlar mı Cumhuriyetçiler mi Hilary Clinton mı yoksa Danolt Trump mu bizim için çok fark etmez!
Benim için ikisi arasında ki tek fark, Trump’un açıktan İslam düşmanı olması.
Açıktan düşmanlık, savunmayı güçlendirir, zayiatı azaltır, mağlubiyeti önler!
Müslümanlar açık düşmanlığa güce ve kuvvete kolay kolay mağlup olmazlar.
Onların rengine girip, onlar gibi konuşup, onlar gibi yaşayıp, onları katledenlere mağlup olmuşlardır tarih boyunca.
İşte demokratlar hep bunu yaptı, bizim adımıza bizi öldürdü!
Zenci düşmanlığını zenci bir başkanla perdeleyip, zencilere en büyük kazığı attı.
Müslüman kıyımını önadı Hüseyin olan biri ile yapıp Müslümanları çok kötü uyuttu!
Ortadoğu da Ortadoğululardan müteşekkil örgütler kurup canavarlar oluşturdu.
Sonra da canavarları imha etme bahanesiyle satılmışları güçlendirip, mazlumları katletti. Toprak kapatıp, silah sattı.
Üs yapıp, sınırları bozdu…
Bunların tümünü dost kisvesi altında yaptı.
Düşman olsa bunların hiçbirini yapamazdı!
Suriye’de 1 milyon insan öldürürken, en az 100 bin hadi oda olmasın, 10 bin zayiat verirdi!
Bu da dengelerini bozardı. Ama bakıyorsunuz, dost diye geliyor, barış özgürlük diyor, silah satıyor, siyasileri satın alıyor, kılcal damarlara kadar iniyor, öldürüyor, öldürüyor, öldürüyor ve gidiyor.
Biz cenazelerimizi gömüp, yaralarımızı sararken oda piposunu tüttürüyor!
Trump en azından “ben Müslümanlara barış getireceğim, huzur getireceğim, ben dostum kardeşim” demiyor. Açıkça “ben Müslümanları sevmiyorum” diyor.
IŞİD’i niye kurduk diyor!
FETÖ’yü niye besliyoruz diyor!
Bu da bizim işimize geliyor!
Göğüs göğüse çarpışmak işimize gelir.
Belki Trump iktidara geldikten sonra Siyonizm’in kalıplarıyla biraz törpülenir ama bu aşikar düşmanlığı tüm İslam âleminin işine gelir.
Düşmanın aşikârı makbuldür!
Sinsi düşmanların olmadığı, aşikârların da bertaraf edildiği yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…