- 24-04-2019 19:36
- 16076
İslam dininin hoş karşılamadığı ve Allah’ın sevmediği şeylerden biri de israftır.
İsraf kamu yani 82 milyonun malı ile yapılıyorsa; emanet, kul ve yetim hakkı da işin içine girdiğinden günahların en büyüğüdür.
İsraf sözlükte; aşırıya gitmek, haddi aşmak, malı-mülkü saçıp savurmak anlamlarına gelir.
Malı israf ise; onu yerli yerinde harcamamak faydasız yere harcamak, gerektiğinden çok harcamak, şatafat ve gösteriş yapmak için saçıp savurmak anlamına gelir.
Dinimiz, İktisatlı ve cömert olmayı ne kadar teşvik edilmişse bunların zıttı olan israf ve cimriliği de o kadar men etmiştir.
İsrafta sevap olmadığı gibi bereketi götürür ve vebalı da büyüktür.
İsrafın caiz olmadığı nas yani Kur'an ve sünnet ile sabittir.
Yüce Allah araf suresi 31 ayette:
"Ey Âdemoğulları! Her namaz kılacağınızda güzelce giyinin, yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez." (Diy. Meal)
İbnu Amr İbni’l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
“Yiyiniz, tasadduk ediniz, giyiniz. Fakat bunları yaparken israfa ve tekebbüre kaçmayınız." (Nesâi, Zekât )
Kışı özel malı olsa dahi iktisatli davranmalı ve israf yapılmalıdır.
Ülkenin idaresi ve kamu harcaması yapma yetkisine sahip olanlar kendilerine emanet edilen beyt-ül mali kullanırken israfa çok ama çok dikkat etmelidirler.
Üzülerek belirtelim ki yerel seçimler neticesinde el değiştiren belediyelerde yapılan açıklamalar ve gazetelerde öğrendiğiniz bilgiler doğru ise seçimi kaybedenlerin israf konusunda durumlarının hiçte de iç açıcı olmadığıdır.
Bediüzaman:
"Şükrün mikyası; kanaattır ve iktisaddır ve rızadır ve memnuniyettir. Şükürsüzlüğün mizanı; hırstır ve israftır, hürmetsizliktir, haram helâl demeyip rastgeleni yemektir." (Mektubat)
Diyarbakır BB.kayyum Başkanının makam odasına ve diğer şehirlerdeki belediyelerde belediye başkanlarının yaptıkları israf doğru ise hükümetin derhal harekete geçmesi ve yapılan israfın ilgili kişilerden tahsil edilmesi elzemdir.
İsraf bolluk vaktinda dogru olmadiği gibi yokluk anında daha büyük Bir yanlıştır.
Peygamber sallahu aleyhi ve sellem Sa’d’ın abdest alırken suyu aşırı kullandığını görünce;
"Bu israf nedir"? Sa’d şaşırarak "Abdestte de israf olur mu?" dediğinde Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle cevap verdi; “Evet, hatta akmakta olan bir nehirde abdest alsan bile”
Akan bir nehirede abdest alırken dahi israf edilmesi men edilirken kamu malını israf edenlerin durumu vehim olduğudur.
Yüce Allah Furkan süresi 67 ayette:
“Onlar mallarını harcadıkları zaman israf etmezler. Cimrilik de göstermezler. İkisi arasında orta bir yol tutarlar.”
Israf islamla bir ilişkisi olmadığı gibi şeytana uyma tabi olma manasına gelebilir.
“Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma. Zira böylesine saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür.” (İsra, 17/26-27)
Bediüzaman:
"Ey kanaatsız hırslı ve iktisadsız israflı ve haksız şekvalı gafil insan! Kat'iyyen bil ki: Kanaat, ticaretli bir şükrandır; hırs, hasaretli bir küfrandır. Ve iktisad, nimete güzel ve menfaatli bir ihtiramdır. İsraf ise, nimete çirkin ve zararlı bir istihfaftır. Eğer aklın varsa, kanaata alış ve rızaya çalış." (Mektubat)