İSTANBUL SEÇİMİ VE TEFEKKÜR

Beni gazete köşemde ve sosyal medyada takip eden bilir ki iktidarı eleştirir ve yanlışlarını yazarım.
Özellikle facebuk ve tiwitirde bu yazılarıma hakaret ve tehdit mesajları yazılır.
Yüzlercesini silip engellediğim halde yine de bu eleştiriler devam eder.
Eleştirilere önem verir ancak doğru bulduğumdan da vaz geçmem.
3 Mayıs tarihli makalemde:
"Bediuzzamanin Gazetede devrin padişahına hitaben: "Münhasif (sönmüş)Yıldız'ı (yildiz sarayini) dârülfünun et, tâ Süreyya kadar âlî olsun! Ve oraya seyyahlar, zebaniler yerine, ehl-i hakikat melaike-i rahmeti yerleştir; tâ cennet gibi olsun! Ve Yıldız'daki milletin sana hediye ettiği servetini, milletin baş hastalığı olan cehaletini tedavi için büyük dinî dârülfünunlara sarf ile millete iade et ve milletin mürüvvet ve muhabbetine itimad et. Zira senin şahane idarene millet mütekeffildir." (Tarihçe-i Hayat)
Başkanlık sistemi için: "Son değişiklikle ülkemizin başkanlık sistemine geçmesi parlamentonun pasifize edilmesi sıkıntıları beraberinde getirmiştir. Kısa bir süre geçmesine rağmen yeni sistem ülkemize artı bir getirisi olmadığı gibi sıkıntıların artmasına sebep olmuştur.”
"Ekonomik, dış ilişkiler ve iç huzura katkısı olmayan bu sisteme vatandaş, yapılan belediye ve mahalli idareler seçiminde benimsemediği mesajını vermiştir."
Yazımda: "Özellikle İstanbul ve iktidarın prensi Binali Yıldırım ile Ankara da Mehmet Özhaseki’ye oy vermeyip ilçe başkanlarına oy vermesi mesajı net olduğudur." tesbiti. 
Benim gibi sıradan birisinin tespit ettiği bu durumu tespit ve iyi analiz edemeyen bunca danışmanlar iktidarı yanlış yönlendirmişlerdir. 
Yenilenen İstanbul seçimlerinden de iktidarın yanlış strateji ile trajik bir yenilgi almasına birinci derecede sorumlu olmuşlardır. 
Muhalif olsam da iktidara ve onun liderine yazık olmuştur. 
"Sayın Cumhurbaşkanını millete olan aşkından şüphe etmedim/etmem. Ancak etrafını saranlar onun ile millet arasına sur olmuşlardır. " 
Halktan kopma haktan ayrılmaya sebep olabilir. 
Bu da halkın tepkisine sebep olur. 
Diyarbakır’da başkanlık sisteminin yararları ve artıları konulu Ak Parti il başkanlığının bir toplantısında konuşmacı Prof Sofuoglu ile özel görüşmede başkanlık sistemi hakkında sorular sormuştum. 
Sayın Sofuoğlu içten cevaplar vermiş ve "Lider farkı" diyerek beni ikna etmeye çalışmıştı "ya liderin değişmesi" dediğinde o "halkın feraseti buna izin vermez" ben "Halk” değiştirir ise dediğimde "felaket" olur demişti. 
İstanbul seçimi şunu gösterildi ki bu sistem değişmez ise iktidar büyük olasılıkla değişeceğidir. (Allah daha iyi bilir.) 
Emekli bir imam olarak iktidar ve destekçilerine derim ki; 
Kibri ve gururu bırakın. 
Kavgacı ve insanları küçük düşürücü dili terk edin. 
Eleştirilere tahammül edin. 
Devletin imkânlarını parti ve kendiniz için kullanmayın. 
Her konuda size destek veren ve camide dahi sizin için insanları kovan vaiz ve hocalardan kurtulun. 
İstişareye önem verin. 
KHK, OHAL mağdurlarını dinleyim haklarını iade edin. 
"Altı ibadet" denilen, ancak hapishanelerde çürüyen mazlumlara kulak verin. 
Kısacası Adaletli olun ve adalet için menfaat ve çıkarlarınızı feda edin. 
Devlete karşı işlenen suçlar (silâh kullanma, yaralama, maddi ve manevi zaralar yapan hariç) tümünü serbest bırakın. 
İşin ahiret boyutunu düşünün. 
Kapitalist düşünce ile İslam asla bir arada yürümez.  
Adil düzen, Ağır sanayi ve milli üretime önem verin. 
Kayyum ile el konulan malları sahiplerine iade edin. 
... 
Bunlar birer emir değil bana göre doğru bulduğum tavsiyelerdir. 
Gönül kırmış veya birilerini töhmet altında bırakmış isem özür dilerim.
Selam ve dua ile

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ