KADIN VE ORUÇ

İslam; her şeyi ile ikmal edilmiş, noksanı ve fazlası olmayan bir dindir.
İslamin çercevesi; Kur'an, sünnet kıyas ve icma ile belirlemiştir. 
Bunların dışında dine ekleme yapılırsa bidaa denir ki o da kişiyi dalalete hatta küfre kadar götürebilir.
Yaş, hastalık, cinsiyet ve imkanlar insanlar arasinda farklı olduğu gibi, ibadetleri yerine getirme ve sorumlu olmaları da farklıdır.
Bayanlar ibadetlerde; üstünlük veya düşüklük olmayan fıtirati ve doğalarına uygun bazı ayrıcalık durumu vardir.
Kadınlara özgü olan bu imtiyaz veya hak; hayız ve nifas halleridir.
Bu durumda olan bayanlar nanaz kilmaz ve de iruç tutmazlar. Kılmadıkları nanaz kılınmış gibi kabul edilip kaza edilmezken tutmadıkları orucu yıl içinde istedikleri zamanda kaza etmeleri gerekir.
Hayız; bayanların belli yaştan sonra ve hastalığa bağlı olmayan gördükleri kanın adıdır.
Kadınların hangi yaştan itibaren hayız kanını görmeye başlayacağını, hayız kanının belirtilerini, kalma süresini, kanın şekil ve evsafını özellikle Şafi ve Hanefi mezhebine göre ufak farklılıkları vardır.
Kadınlara özel bu haller, aybaşı denilen hayız ile doğum ve sonrası için nifas durumları ile istihaze halleridir.
Hayız, sözlükte “akmak” manasında gelir. Dinde ise; Şer’an hayız kanı sağlık esnasında kadının rahminin iç tarafından doğum ve hastalık söz konusu olmaksızın, belirli bir süre gelen kandır. Rengi siyaha çalar. Oldukça sıcak, ağır ve ıstırap vericidir, kötü kokuludur.
Kadının kameri sene hesabı ile yaklaşık dokuz yaşına girmesinden itibaren başlayıp yeis yaşına kadar devam eder.
Şayet kadın bu yaştan önce veya yeis yaşından sonra yine kan görecek olursa, bu ya bir bozuk kanıdır veya kanamadır.
Bayanlar; hayız kanını görmekle buluğa erir ve ona, namaz, oruç, hac ve buna benzer ibadetler farz olur.
Yeis yaşı, Hanefilerin müftabih veya muhtar görüşüne göre elli beş yaştır. Şayet bu yaştan sonra fazla siyah veya koyu kırmızı bir kan görecek olursa bu hayız kanı kabul edilir.
Buna göre yeis yaşına ulaşmış olan bir kadının görmüş olduğu kan, siyah ve koyu kırmızı gibi halis bir kan olmadığı sürece, mezhebin zahiri görüşüne göre istihaze yanı hastalık kanı olarak kabul edilir.
Şafilere göre ise yeis yaşının sonu yoktur. Kadının hayatta olduğu sürece, onun aybaşı olması da mümkündür. Fakat çoğunluğa göre bu yaş sınırı altmış iki dir.
Hanefi mezhebine göre hayız kanının renkleri altıdır:
Siyahlık, kırmızılık, sarılık, bulanıklık, yeşilimtıraklık ve toprak rengidir.
Hayız suresi içinde bu çeşit kanlardan herhangi birini gören kadın bunun hayız kanı olduğuna hüküm eder. Ta ki halis beyaz renk görene kadar.
Şafiler, aybaşı kanını kuvvetine göre beş olarak kabul etmişlerdir.
Bunlar; Siyah, sonra kırmızı, sonra kızıl, sonra sarı, sonrada bulanık renktir.
Aybaşı kanının sıfatı da dörttür.
Bunların; en kavi olanı katı ve pis kokan, sonra sadece pis kokan, sonra sadece katı olan, sonra da katı olmayan, pis de kokmayan kandır.
Hanefilerin görüşüne göre aybaşı asgari süresi, geceli gündüzlü üç gündür. Bundan daha az süre görülen kan, hayız değil istihaze kanıdır.
Ortalama beş gündür. Azami süresi ise geceli gündüzlü on gündür. Bundan fazla devam eden kan ise istihaze (hastalık kanı) kanıdır.
Şafii ve Hambelilerin görüşüne göre aybaşının asgari süresi bir gün bir gecedir, yani yirmi dört satır. Buna göre, bu kan zahiren devam edebilir veya zahiren kesilebilir. Fakat gerçekte bu kan vardır. Şayet bir gün ve geceden az bir kan gelirse bu istihaze kanıdır.
Genelde yanı çoğunlukla altı veya yedi gündür. Azamisi ise on beş gün ve gecedir. Bundan fazla olduğu zaman istihaze kanıdır.
Aylık adetinin başlaması ile görülen kan bir süre kesilir yine görmeye başlarsa, Şafii ve Hanefi mezhebine göre hayız süresi içinde kanın görülmediği sürelerde hayızlı kabul edilir.
İki aybaşı arasındaki temizlik süresi en az on beş gün ve gecedir. Temizlik süresi için azami bir süre yoktur.
Kadınlar aybaşı durumlarını bilmeli, kaç gün hayızlı olduklarını takip etmelidirler. Eğer hayız da kalma süreleri düzenli ise ileriki dönemlerde bazı durumlarda bu adet günleri dikkate alınır ve ona göre değerlendirme yapılır.
Hayızlı kadının oruç tutması caiz değildir.
Niyete edip, oruçlu olduğu halde hayız kanı gördüğü an o günkü orucu bozulur.
Tutmadığı ramazan orucu üzerinde bir yıl geçmemek şartıyla dilediği zaman diliminde orucunu kaza etmelidir.
Devam edecek
Selam ve dua ile

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ