KADINA DEĞER VERMEK

Hz. Peygamberimizin bir hadis-i şerifinde; Cennet annelerin ayağı altındadır mealinde bir hadis hatırlıyorum. Kolay değil anne olmak yabana atılacak bir değer asla değil kadın olmak her bakımdan. Yine çok iyi biliyoruz ki hadisler ayetlerden alınır meal olarak.

Bu demektir ki yüce yaradanımız özenle yarattığı kadın kullarının ayaklarının altına cenneti veriyor, sunuyorsa Anne olmak Kadın olmak paha biçilmez bir değerdir.

Allah’ı seven anneliği sever kadınları sever saygı ve nezakette son derece duyarlı olur. En azından yaradanımıza emir ve yasaklarına sadık kalarak sever, sayar, korur ve kollar sınırsız değer verir.

Ben böyle görüyor böyle anlıyorum yanlışım varsa düzeltebilirsiniz. Olumlu olumsuz ama samimi ve etik değerler dahilinde her tür eleştiriye son derece açık ve kendini aşmış bir bireyim.

Peki, bunca değerli ve paha biçilmez olan anneler dolayısıyla kadınlar Dünya da hak ettikleri statüdeler mi? Kendilerinin hak etmiş oldukları değerlere gerçekten sahiptirler mi? Hiç sanmıyorum aslında olmalıydılar. Bu konu da görev ve misyon en çok siyasi kimliklere şahıslara ve yasa çıkaran hukukçulara anayasa hazırlayanlara düşüyor diye düşünüyorum. Birey olarak annelere, kadınlara hak vermek ve onlara saygı göstermek ummanda, derya da damla olur.

Oysa yasalarla, eğitimle toplumu bireyden tutun da kitlelere kadar bu konuyu nezaket kuralları dahilinde bilinçli olarak dantel misali ilmik ilmik işlemek ve tüm bireyleri aydınlatmak gerekir diye düşünüyorum.

Utanarak ve sınırsız üzülerek yazıyorum ne acı olmalı her gün kadına şiddet ve kadın cinayetleri oluyor. Tv kanallarında bu haberleri duymadığımız gün hemen hemen yok gibidir. Peki neden? Bu vahşet niçin meydana geliyor. Bilimsel olarak sebep-sonuç’lar tahlil edilmeden bilimsel ve yasal düzenlemeler yapılmadan önlenebilir mi? Şüphesiz ki hayır önlenemez. TC’nin kuruluşundan günümüze değin bu sosyal yara hep kanayıp durmuştur üzülerek belirtmeliyim ki söz konusu bu vahşete ağır yaptırımlarla önlem alınmadıkça devam edecektir. Yazarken hem üzülüyor hem utanç duyuyorum.

Oysa kadın önce insandır. Kadındır. Anne veya anne adayıdır. Allah’ın emanetidir. Hakları asla ödenemez yüce bir varlıktır. O halde bu vahşet neden? Niçin kadın cinayetleri ve şiddeti? Bu mantıksızlığın akılla uyuşabilen bir yönü var mı? Olabilir mi? İnanamıyorum yazarken sentez ve analiz ederken bile hayretler içinde kalıyorum.

Kadın haklarının verilmediği uygarlıklar, milletler, ülkeler daha doğrusu toplumlar kalkınamazlar medeni olamazlar. Zaten ileri demokrasiye de asla geçemezler. Araştırılabilir görülecek ki en ilkel uygarlıklarda bile kadınlara, annelere değer verilmiştir. Peki bu milenyum ve dijital çağımız da neler oluyor ki halen kadın olması gereken statüde değildir. Konu tema olarak çok zengin çok komplike ve son derece kayda değer bir değer olup bir kaç cümleyle yahut bir köşe yazısına sığmaz hatta bu konuda ciltlerce bilimsel kitaplar yazılmalı. Ben sadece bu zengin konuya ve sosyal yaraya teğet değinerek geçiyorum.

Bitirirken 8 Mart Dünya kadınlar gününü kutluyor ve kadınların bu gezegende hak ettikleri seviyeye ve saygınlığa erişmeleri konusunda hem duacılarıyım hem de bu dram konunun da takipçisiyim.

Öyleyse selam olsun Dünyamızdaki tüm kadınlar Dil, din, ırk, sınıf ayırımı yapmaksızın selam olsun en kalbi ve samimi selamlar olsun diyorum.

Eğer ileri demokrasinin hakim olduğu bir atmosfer söz konusu olsaydı çok çok daha farklı yazacaktım. Bu zengin ve çok çok önemli konuyu yahut boynumuzun borcu olan bu misyon daha renkli ve örneklerle çözüm önerilerle olacaktı köşe yazım. Mevcut koşullarda ancak böyle oldu. Bence basit ve çok eksik oldu ancak yazmak bile pas geçmekten daha iyi oldu. Yaşasın kadınlar ve kadın hakları.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ