- 02-05-2024 00:00
- 01-05-2024 17:02
- 18
Önde açık duran bi kitap, içinde küçülen ve anlamsızlaşan cümleler, önde dolu kültablası, boş çay-kahve bardakları, 'herkes eğleniyor ben niye burdayım? Biraz sonra başlarım, iki saat aralıksız çalışırım.' cümlesinin sürekli beyinde yankılandığı vize ve final haftaları...
Bu haftalarda nefes almadan okusanız dahi sınavdan 3 saniye önce bitecek olan ders notları vardır. Hadi o zaman sıcak sular, kahve makineleri fora! Bu sebeple ben bu haftalara kafein haftası diyorum.
Vize ve finallerin öğrenciler üzerindeki etkilerini az çok biliyorsunuz, sınav ülkesiyiz demi!? Stres kaygı endişe vs gibi duygulardan bahsetmek istemiyorum.
Üniversite öğrencilerinin bu haftaları tarif ederken kullandıkları şu cümleyi hep duyarım 'ölüm gibi bir şeydi, bir hafta da on yıl yaşlandım.' Neden gençliğinin baharında olan bu gençler basit bir sınav için (basit diyorum çünkü ağa babamız KPSS hepsini tokatlıyor) şu cümleleri kuruyor ha canını sevdiğim bölüm idarecileri ve YÖK'ün sistemi, diye klasik bir sitem yazısı yazmak da istemiyorum.
Üniversite öğrencilerinin bu haftalarda yaşadığı durumlardan bahsedeceğim.
Sınav öncesi ilk bölümünü izleyip hiç sarmadığına karar verdiğiniz dizinin bile kafein haftalarında cazip gelmesi, 3 kere bitirdiğiniz dizilere geri mi başlasam düşüncelerinden kaçmaya çalıştığınız anlar bu haftalardır.
Arkadaşlarınızın, özellikle farklı bölümlerden arkadaşınız varsa, vize ve final haftalarında gelen, 'Bize gelsene yemek yeriz, 101 mi atsak, konser varmış gitsek mi?' gibi hayır deseniz gönlünüzün, evet deseniz içinizin razı olmadığı teklifler.. Sonuç da huzursuz bir şekilde arkadaşlarla takılıp iç sorgulamalar eşliğinde işlek taş atmamaya çalışmaktır.
Sınav haftası ne kadar uzunsa durum o kadar can sıkıcı olur. Duş almayı bile 'zaman kaybı mı acaba?' diye düşünenler oluyor elbet. Kaşlar mı uzadı, saç ile sakal ayırt mı edilemiyor pek de önemli olmuyor. Amaç sınav haftasını atlatmak (not: yine de toplum ve kişisel hijyen için duş almayı unutmayalım.)
Birde bir kaç öğrenci tipi var kısaca bahsetmek istiyorum.
'Ben de hiç çalışamadım' Tabiki çok çalıştı. Söyleyeceğim bu kadar.
'Kanka sende o notlar var mı?' bu tip sınavlardan haberdardır fakat gezmeler, halı sahalar onun için daha önemlidir. Dönem içinde muhatap bile olmadığınız insanlar vardır ya birden “kanki” kesilenler onlar bu işte.
'Ben biliyorum, seni çalıştırırım bacım.' bundan çok nadir vardır ve çalışkandır. Görürseniz kaçırmayın, arkadaş olun.
'Bugün sınav mı vardı?' bu elemanlar bölümünü on yılda bitirir.
'Kanaatkarlar' ve 'Hiç yetinmeyenler' bu ikisi zıttır. Kanaatkarlar, hocam 5 puan verseniz geçiyorum, cümlesini kuranlardır. Hiç yetinmeyenler de sınavdan 90 alıp eve gidince ağlayan öğrencilerdir.
'Miskin öğrenci' bu öğrenci vakti bolken kıymetini bilmez, her şeyi üst üste son geceye yığar. Gecede sabah çalışırım der. (Ve tabiki sabah çalışmaz.)
Bir de kabuğuna çekilenler de var tabii. Can dostunuz olduğunu iddia ettiğiniz kişilerin köşe bucak not sakladığına, ben hiç çalışmadım diyip çan ortalamasını yükselten arkadaşlarınızın ihanetlerine şahit olduğunuz tiplerdir.
Kafein haftaları zor ve yıpratıcı olsa da sınavlar için derslere çalışmaya ne kadar erken başlarsanız süreci o kadar rahat bir şekilde yönetebilirsiniz. Eğer bütün dersleri son haftaya bırakırsanız uykusuzluk yaşama olasılığınız da artar. Uyku eksikliği ve ders çalışma döngüsü arasında sıkışarak verimsiz bir hafta geçirirsiniz.
Uyku, ders çalışma programı, sosyal hayat vs düzgün bir şekilde planlanırsa herhangi bir sorun da yaşanmaz. Kafein haftalarında biraz dişinizi sıkın, her geçen dönem düzeniniz elbette oturacaktır.
Sevgili gençler sizler meslek öğrenmek için üniversitelerde eğitim görüyorsunuz ve bunun ciddiyetinin farkındasınız fakat psikolojik ve fizyolojik derecede kendinizi yıpratmayın. En nihayetinde çoğunuz genceciksiniz bunun tadını çıkarın. Hepinize tüm sınavlarda başarılar diliyorum.