KALICI PROJELER

Dünyanın birçok ülkeleri kalıcı ve getirisi çok olan projelere imza atıyorlar. Sınıf atlıyorlar. Dünya normlarını yakalıyorlar.

Normlar yükselince ardı arkası kesilmiyor, ekonomi düzeliyor. Düzelen ekonomi sınıf ayırımını minimumize ediyor halkın refahı artıyor.

Eğitim ön plana çıkıyor, eğitim seviyesi yükselince devreye bilim ve bilim adamları giriyor. Beyin göçü yaşamayan ve birçok bilim adamlarının yetiştiği yetiştirildiği bir ülke de sefaletten, terörden, savaşlardan söz edildiğini hiç duydunuz mu? Kalkındıkça kalkınıyor.

Örneğin Norveç beş-altı milyon nüfusa sahip ve ekonomik olarak milli gelir bakımından dünyada lider ülke diyebileceğimiz örnek bir ülke.

İçinde bulunduğu refah ve zenginlik savaş ve ganimetlerle elde edilmedi. Viking kökenli bu örnek ve çalışkan ülke, önce petrolü buldu.

Enerji sorununu çözdü. Enerji problemini adam eden, üstesinden gelen her hangi bir ülke sorunlarının yüzde doksan dokuzunu adam etmiş demektir.

Bir İskandinavya ülkesi olan Norveç bir çok konuda örnek alınabilecek ve alkışı hak etmiş bir ülkedir.

Coğrafi yapısı güneş enerjisine hiç de müsait olmadığı, elverişli olmadığı halde güneş enerjisinden yararlanabildiği kadar yararlanıyor. Rüzgârdan yararlanıyor. Elektrik üretiyor.

Amacım bu ülkenin avukatlığını yapmak değil. Sözü Güneydoğu Anadolu Bölgesine getirmek istiyorum.

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde de kooperatifler doğrultusunda ciddi çalışmalar yapılsa, örneğin güneş enerjisi maksimumal boyutlarda yararlansa, üzümü, narı, kavunu, karpuzu, mercimeği, buğdayı vs. doğal olarak elde edilse kooperatifler, STK’lar (Sivil Toplum Kuruluşları) desteklese, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı adam gibi bu yörelere el atsa mahsul artar.

Tarım ve Köy Bakanlığı siyasiler bu çalışmaları bilimsel olarak projelendirseler Dünya Kültür mirası olarak markalandırıp tescil ettirseler bu mücadeleyi verseler yöre kalkınır.

Mahsul dünyaca tanınır. Turizm gelişir, ekonomi düzelir. Ahalinin, çiftçinin yüzü güler. Girdileri, artıları çoğalır. Örneğin Siirt Balı, Batman soğanı, kavunu, buğdayı dünyada marka olarak, doğal gıda olarak tescil ettirilse Batman’da işsizlik ve sefaletten söz etmek mümkün olur mu?

Devlet vatandaş el ele birlikte mega projelere imza atamazlar mı?

Sizler kadar yöreye hakim değilim ama ne? Nerede ekilir?

Mineral olarak zengin olan o Mezopotamya toprakları tür olarak, lezzet olarak sulama sistemleriyle, Güneş enerjisiyle elde edilemeyecek mahsulün olmadığına inanıyorum. Tabi ki iklim ve coğrafi olarak özellikle müsait olanlar bakımından.

Siyasiler ile devletin üst düzey bürokratları neden bu konulara projelere imza atmadıklarına enerjilerini bu uğurda harcamadıklarına inanamıyorum.

Kalıcı ve mega projelere imza atmak yöre ve bölgeyi kalkındırmak, bu uğurda çalışıp çabalamak er kişinin işidir.

Makamları işgal edip kartvizit dağıtmak egosunu tatmin etmek her kişinin işidir.

Her kişi kategorisinde yer almaktansa er kişi olmak, olabilmek daha faydalı değil mi diye düşünüyorum.

Kalın sağlık ve sevgiyle Kafkas arıları gibi çalışkan, üreten siz değerli Batmanlılar ve Sonsöz okurlarımız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ