KANSERİN ODAK NOKTASI

2017'nin ilk makalesini yazıyorum.

Gönül isterdi ki müjdelerle, mutluluk dolu paragraflarla övünerek insanlara, kamuoyuna sevinç dolu haberler içeren gönül açıcı yazılar yazıyım.

Üzülerek belirtmeliyim ki istediğim tarzda yazamıyorum.

2017'nin daha ilk saatlerinde meydana gelen Reina terör baskınından ötürü mutluluk içerikli köşe yazamıyorum.

Üst üste gelen bu ve buna benzer olaylar, güzelim ülkemizi gerek dış basında yani medyada ve dünya kamuoyunda güvenlik açısından prestij kaybına neden olan bu terör laneti hepimizi üzmektedir.

Toplum psikolojisi hiçte iç açıcı olmayıp büyük bir tedirginlik söz konusu olmaya başladı.

En dramlı günlerimizde, en acı realitede yanımızda olduklarını beyan eden dış ülkeler, verdikleri o üzüntü mesajları ile aslında samimi olmadıkları için bu durum bir formaliteden öteye geçmiyor.

Baş sağlığı dilekleri ile gerçekten yanımızda olsalardı, samimi olsalardı ve güvenlik konusunda uluslararası birliktelik olsaydı terör konusunda hiçbir eylem başarıyla sonuçlanmazdı.

Bilinmeli ki şu sıralar ülkemize dadanan ve Türkiye'yi hedef alan bu terör lanetinin eninde sonunda zamanla onlara da yönelme ihtimali her zaman vardır.

Bu ihtimal geçmişte Londra metrosu, ABD ikiz kuleleri, Fransa ve Belçika da olan terör saldırılarında ortaya çıktı.

Güvenlik ve terör açısından zaaf gösterip gerekli her türlü caydırıcı önlemleri almayan ve birlik beraberliği kurmayan hatta bu konuda bilimsel önlemleri hiçe sayan dünya devletleri, pişmanlık duyup bedel ödemek zorunda kalırlar ve en ağır bedeli ödemek zorunda kalacaklardır.

Amaçları ve hedefleri ses getirmek, reklâmlarını yapmak ve daima gündemde kalmak isteyen terör odakları, ne zaman hangi ülkeye saldıracakları önceden istihbaratı bilgilerle öğrenip önlem alınmaması tamamen bu şer odaklarına yaramaktadır.

Buna halden anlamayan yahut anlamak istemeyenlerin esas gayeleri nedir?

Doğrusu araştırmaya muhtaç ve önemli bir konu olsa da bu tedbirsizlik, pas geçilmeyecek kadar hayati önem arz ediyor.

O zaman önlem almayanlar ve terörü ciddi bir anlamda caydırıcı davranmayan dış güçler ABD, İngiltere, İsrail, Fransa ve Almanya vs. gibi diğer ülkeler terörü dolaylı olarak destekliyorlar mı?

Ağa babaları kendileri mi, diye sormadan, irdelemeden geçemiyorum.

Sizce haksız mıyım?

Bu durumda ve her durumda kanseri andıran bu eylem ve vakaları kanser tümörüne benzetirsek odak noktasına, sebep-sonuç durumuna göz atıp incelemeden sağlıklı bir sonuca gidilebilir mi?

Örneğin niçin Türkiye? Amaç ne? Yapılan bu eylemlerle verilmek istenen mesaj ne? Kime? Kimlere? Ve daha ne zamana kadar?

Bu şer odakları diye adlandırdığımız terörün arkasında direkt veya dolaylı kimler var? Bilmemek caydırıcı önlemler almamak siyasi bazda, güvenlik ve polisiye tedbirleriyle olsun, istihbarat çalışmaları ile olsun bu boşluk veya yeterince aktif olamamak teröre yaramış olmuyor mu, diye düşünüyorum.

Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batmanlılar ve değerli Sonsöz okurlarımız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ