- 15-10-2015 17:38
- 92
Hüzünlü müyüm diye yokluyorum kendimi.
Hüzünlü falan değilim.
Duygu birimlerinden “öfke”yi seçtim bugün.
Ülke gündemiyle birlikte tevlihev olan ruh halim; hüzün, öfke ve şaşkınlık arasında gelgit’ler yapıyor şu sıralar.
Ankara katliamı ile kedere bürünen ruh halimi, öfke nöbetlerine dönüştüren şey ise Belediye Başkanı Sabri Özdemir hakkında verilen görevden uzaklaştırma kararı…
Sadece Sayın Özdemir değil, İkiköprü Belediye Başkanı ve Beşiri Belediye Başkanları da o listedeydi.
O da bir şey mi? Belediye Meclis Üyeleri, İl Genel Meclis Üyeleri…
Toplamda 22 seçilmiş, İçişleri Bakanlığı tarafından apar topar görevden el çektirildi.
Yapıca olumlu ama anlamca olumsuz bir cümle kurdum farkındaysanız.
Şöyle ki, “devlet tarafından atanmış bir memur, halk tarafından seçilmiş bir belediye başkanını görevden aldı”.
Öz yönetim ilanları gerekçe gösterildi.
Üstelik İl Genel Meclisi’nde DBP’li Üyelerin görevden alınması ile birlikte AK Parti ve DBP’li Üye sayısı eşitlendi.
Yeni Belediye Başkanının seçilmesi için süreç başlayacak şimdi.
Eş Başkanlardan Gülistan Akel, zaten 20 gün evvel tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. “Cezaevi yetmez” dedi birileri. Apar topar bir gece sürgün edildi. Kendisiyle birlikte 27 partili de demir parmaklılar arkasına hapsedildi. Gerekçe ise “canlı kalkan” eylemi…
Geeel vatandaş gelll, komedi dükkânı burası” demenin tam zamanı.
Baksana, şaşırmanın şaşırttığı günler yaşıyoruz yalan mı?
Ülkenin bir kesimine göre her şey doğal akışında ve güllük gülistanlık.
Diğer kesiminde ise almış başını gidiyor haksızlık.
Hak-hukuk neye göre, kime göre?
Adalet, sadece bir kadın ismi mi? Yoksa biz, kelimelere fazla anlam yükleyen paranoyaklar ordusu muyuz?
Aslında biliyor musun, konuşmak, yazmak da artık nafile…
İyisi mi, bizden “demokratik” falan olmuyor arkadaşım. Kapatın dükkânı gidelim…