KARANTİNA GÜNLÜĞÜ…

“Çocukların öldüğü savaşları çıkaranları çocukları öldürmeyen bir virüs yerle bir etti.”

İşte böyledir.

Daha düne kadar gündemimiz sınırda yaşam savaşı veren Yunan askerinin gasbına ve hışmına uğrayan mültecilerdi. Hoş şu an ki durum pek farklı değil ama…

Bir kez daha Allah’ın günleri nasıl döndürdüğünün şahidliğini yapıyoruz.

Şaşırıyoruz.

Karantinalar ve ev hapisleri arasında, dünyayı kasıp kavuran bu illetin nedenlerini düşünecek kadar vakit bulabiliyoruz.

Öyle ya son zamanlarda kadere olan inancımızı baltalayan neden sonuç döngüsünde öğütülen mekanik beyinlere sahiptik her birimiz.

Öyleyse bu belaya da nedenler bulalım.

Geliştirdiğimiz vücutlarımızın yanında körelen kalplerimiz…

Acıyı izlemekten uzağı da yakını da göremeyen gözlerimiz…

Doldurulmuş midelerin bedenlere ve ruhlara verdiği rahatlık hissi…

Ben demekten biz demeyi unutmuş lisanlarımız…

Kendi hayatlarımızdan gayrı hayatları düşünmeyi bize yasak kılmış dimağlarımız…

Depremler; nasıllığını ve niçinliğini unutan insana üzerinde hoyratça tepindiği yer kürenin bu durumuna razı olmadığının göstergesidir.

Nemrud’u hiçliğe kazıyan bir sinek ise…

Günümüz dünyasında haddini aşan, nefsini ve hevasını put edinen insanoğlunu acziyete ve hiçliğe kazıyan niye bir virüs olmasın.

Yıllardır abluka altında ki Kudüs’ü bir nebze anlayabiliyor musun?

Şimdi soruyorum sevgili dünya…

Açlığın iklimi olmuş Afrika’yı sadece açlık korkusuyla bir nebze anlayabiliyor musun?

Ya sevdiklerinden koparılmak nasıl bir duygu?

Hasretin diyarı olmuş Kaşmir’i anımsıyor musun?

Ya korku nasıl bir duygu? Uygurlu kardeşlerini biliyor musun? 

Okulunu, arkadaşlarını özlemek nasıl bir duygu?

Okulları yerle yeksan olan Suriyeli çocuklara üzülebiliyor musun.?

Elbet bugünlerde geçecek biz gereken dersi alabiliyor muyuz?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ