KAYYUMDAN ÖNCE KAYYUMDAN SONRA (2)

Bir önceki yazım birçok kişiyi rahatsız etmiş.

Birçok kişide yüreğime su serpildi demiş.

Rahatsız olanlar taraflı yazdığımı hatta satılık kalem olduğumu dahi iddia etmişler.

Gülünç zira hiç bir kurumdan tek kuruş menfaat sağlamadan yazan bir insanım.

İşin diğer gülünç tarafı ise taraflı olmam iddiası.

Hâlbuki o gece ben çocuk zihnimde kalan hatıraları paylaştım.

Belediye nedir sorusunu yıllardan beri bende var olan cevaplarıydı.

Dediğim gibi 18 yaşıma kadar burada büyüdüm.

Hala da burdayım.

Ha bunun da yalan olduğunu söyleyenler olmuş.

Oysa hayatımızı yalanlar üzerine kuracak, bir yazı için böyle büyük bir yalana başvuracak kadar pervasız biri hiç olmadım.

Rahatsız etmem sevindirdi.

Zira hakikatin öyle güzel huyları da var.

Malcom x’in dediği gibi ‘tüm uyuyanları uyandırmaya bir uyanık yetiyor.’

Ellerinde taşlarla bekleyen o çoğunluğa rağmen iddialarımdan vazgeçmeyeceğim. Taşlarınızı büyük boy seçin. Çocuk zihnimde kalan anılarıma devam edeceğim. Bana ağızlarından köpüklerle saldıran bu zihniyetin 15’li yaşlarımdayken dağa çıkarılan Berfin isimli arkadaşım için bu kadar öfkelendiklerini zannetmiyorum. Her türlü istismar ve şiddete maruz kalan Berfin ve niceleri için dilsiz şeytan oldular. Ama söz konusu kadın olunca üzerinden rant elde etmekten hem bedeni hem ruhu üzerinden türlü sömürülerden çekinmediler. Tüm korku imparatorlukları yıkılmaya mahkumdur!

Kuyularına attığımız taş nelere kadir oldu gördük.

 

***

 

Üzgünüm ama etliye sütlüye de karışacağım. O kuyuya ilk taşı ben atma pahasına geri durmayacağım. Kayyum Bey’in belediyeye bir ton borç bıraktığından bahsetmişler.

Çocuk hafızamla tekrar dedim.

Keşke eş başkanlarda hizmet etse idi ve borç bıraksaydı!

Bıraksaydı ama yeter ki çalışsalardı.

Mahallemiz kokmasaydı. Pislik içinde ip atlamasaydık.

Biz büyüdük.

Siz sizden olmayana taraflı demeye alışıksınız lakin ben öyle olmayacağım.

Dilediğinizi saygıyla ifade edin.

Bakın köşeme taşıma özgüvenine de sahibim.

Onları kendinize saklayın.

Eleştirimiz ideolojik değil bunu dayatan zihniyetiniz ve hizmetsizlik.

Bir türlü anlamadınız.

Batman’ı çiçek bahçesine çevirdiniz de olmamış mı dedik?

Tezek kokulu mahallelerde çocukluk geçirdik.

Bu da mı yalan!?

Kelebekler ve böcekler ile Anız yakmalarına engel olamadı eş başkanlarınız nefes alamadık.

Bu da mı gol değil.

Şimdi kimse bana hikâye anlatmasın.

Duygu sömürüsü hiç yapmasın.

İşimiz gerçeklerle.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ