Önceki gün babamlardaydım. Çıkarken annem “şu çöp poşetlerini yanında aşağı götür” dedi.
Elimde poşetlerle aşağı indim. Sitenin kapısına baktım, çöp konteynırı yok!
Yolun karşısında da yok. Biraz yürüdüm, kızım karşıda ki boş alanı göstererek “baba buraya atacaksın” dedi.
Ben “olur mu kızım, orası çöp değil ki hem yolun kenarı hem de her tarafı açık” dedim.
Ama galiba kızım haklıydı. Çünkü orada toplanan yığınla çöp vardı ve bu çöpler rüzgârın, sokak hayvanlarının müdahalesiyle etrafa dağılmıştı.
İnatla çöp aramaya devam ettim. Yan yola girdim. Yol boyunca insanlar çöplerini kaldırımların üzerinde toplamışlar. Aşağı doğru indim, yolun sonunda bir çöp konteynırı görünüyordu…
Bu site, lüks bir site. Mevki de oldukça merkezi bir yer! İnsanların bilinç düzeyi de yüksek ama manzara ortada!
Yollara konulan poşetler, kediler tarafından parçalanır, rüzgârla dağılır!
Kokusunu herkes alır…
Böyle bir zihniyet olabilir mi?
Hangi ideoloji, halkı buna müstahak görebilir?
Halkın belediyesi olmayı vaat edeceksin, halkın çöpünü toplamayacaksın!
Halkın belediyesi olacaksın, halkı beton yığınlarına gark edeceksin!
Halkın belediyesi olacaksın, yolları, sokakları, yeşil alanları pas geçeceksin!
Yok böyle bir şey!
Ya bu işe talip olmayacaksın, ya da yapıyorsan, asgari düzeyde de olsa yükümlülüklerini yerine getireceksin.
Önce ki belediye başkan vekili de seçim öncesi açıklama yapmıştı “çöp işini beceremedik” diye. Yeni başkan da gelir gelmez, süpürgeyi alıp, sokakları süpürüp, bu konuya eğileceğini söylemiş ama iş bunun ötesine geçmemişti.
Belediyeler bunu geçti, su yol, kanalizasyon, çöp gibi şeyleri konuşmuyorlar artık. Bunlar zaten olmazsa olmaz, ben şehre fark katacak ne yapabilirim diye uğraşıyorlar.
Olması gerekende budur. Bir insana, “nefes al” demek ne kadar saçma ise, bir belediyeye çöp topla, su götür, yol yap demek o kadar saçma.
Ama biz bunu büyük bir nimet ve lütuf olarak algılıyoruz!
Madem öyle, bizde kendi belediyemizi kuralım, vergimizi kendimize verelim, devlete başvurup, iller bankasından da ödeneği kendi adımıza çıkartalım, kendi yolumuzu kendimiz yapalım, çöpümüzü kendimiz atalım, ruhsatımızı kendimiz verelim.
Kapımızın üstüne de “belediya mâla me” diye yazalım.
İnanın ben bu işi onlardan iyi yaparım. Onun içinde özerkliğimi ilan edip kendi belediyemi kurmayı düşünüyorum.
Sakın, özerklik suçtur, sen bu parayı bize ödemek zorundasın, senin adına da parayı iller bankasından biz alırız, borcuna da faiz uygularız demeyin!
Özerklik sizin fikriniz, bu sayede hizmetin tabana daha iyi yayılacağını iddia ediyorsunuz. Aslında sizin belediyeciliğiniz de bu sistemin, bu toplumda, ne kadar sakat kalacağının habercisi gibi görünüyor, ama neyse…
Herkesin işini hakkıyla yaptığı yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…