- 29-02-2016 21:43
- 110
Devamlı aynı şeyleri yazmak zorunda kalmaktan ve bu yazmak zorunda kaldığımızın savaş olmasından sıkıldım, yoruldum.
Ama belli ki savaşanlar hala yorulmamış, belli ki savaşanlar hala yorulmamış.
Geçtiğimiz hafta sonu HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Batman’da miting yaptı. Stadyumun yanında yapılmak istenen mitinge valilik izin vermeyince, HDP Batman İl Başkanlığının bulunduğu muhitte, dörtyolda otobüs üzerinden halka seslendi Demirtaş.
Geçtiğimiz seçimden bu yana yaşananlara halkın gösterdiği tepkiyle sönük geçen miting ve gösterilere kıyasla ciddi bir kalabalık toplanmıştı.
Bu yoğun katılımı, mitingin Barış mitingi olmasına mı bağlamalı bilmiyorum ama memleketin dört yanında düzenlenen vahşi canlı bomba eylemlerine rağmen böylesi ciddi bir kalabalık toplayabilmiş olmak önemlidir.
PKK, içinde yaşadığımız coğrafyayı hendek savaşlarıyla cehenneme döndürdüğünden ve devletin de o cehennemi söndürmek yerine ateşe körükle gitmesinden bu yana HDP’nin gerek basın açıklamalarına gerekse de eylem ve mitinglerine katılım ciddi oranda düşmüştü.
Bunu hendek savaşlarına halkın tepkisi olarak yorumlayanlar var. Bunu canlı bomba eylemlerinden ya da güvenlik güçlerinin eylemlere müdahale tarzından çekinmeye bağlayanlar da. Hepsinden öte sözün silahlara ve savaşa terkedildiği böylesi zamanlarda siyasetin hükmünü yitirmesine de bağlayabilirsiniz.
Özetle böylesi bir dönemde HDP’nin adına Barış dediği mitinge topladığı kalabalık hiç de azımsanamaz bir kalabalıktı.
Seçim sonrasında müzakere masası devrilip çözüm süreci buzdolabına ya da her ne cehenneme ise kaldırıldıktan sonra savaşan taraflar ve tabanları savaşı kimin başlattığı ile ilgili çok tartıştı. Ama yine de kimsenin nezdinde en ufak bir netliğe kavuşmadı herkes karşıdakini suçlayıp durdu.
Kimin başlattığı tartışması bitince bu sefer kimin inatla sürdürdüğünü tartışmaya ve bunun kavgasını vermeye başladık maalesef ki o da cevabını bulamadı.
Geldiğimiz nokta da bir tek tartışma kaldı ki o da bu savaşı kimin bitirebileceği ya da bitireceğidir. Ve görünene o ki maalesef ki tarafların hiçbirinin bu savaşı bitirmek konusunda adım atmaya niyeti yok.
Velev ki niyeti olsa dahi, artık bu savaş o kadar çok uluslu ve çok amaçlı bir forma büründü ki savaşan iki taraf dahi bitirmeye yeltense savaştıranlar buna izin vermeyecek ve savaşı daha da tırmandıracaklar.
Çünkü artık herkes biliyor ki bu savaş İran’dan, Rusya’dan, Amerika’dan, Suriye’den, Irak’tan, Avrupa ülkelerinden bağımsız değil. Artık herkes biliyor ki bu savaş, zatı muhteremin Başkanlık hülyalarından, PKK’nin alan hâkimiyeti hırsından da bağımsız değil.
Onun için artık yöntem değiştirmeli, denenmemiş bir yöntem geliştirmeli. Çok uluslu ve çok amaçlı bir savaşa dönen bu katliama kurban verecek tek bir canımız yok denmeli.
Sizin kutsallarınıza ya da tanrılarınıza kurban verecek tek bir nefesimiz yok denmeli.