KİM SİLAHLA OY TOPLUYORSA, ALLAH ONUN…!

Beddua çok tasvip ettiğimiz bir yaklaşım tarzı değildir. Lakin, yerinde olanlara da amin demekten imtina etmeyiz…

Selahattin Demirtaş’ın Ankara’da ki bir programda ettiği beddua da bunlardan biri.

“Kim silahtan beslenerek oy topluyorsa, Allah onun bin defa belasını versin. Kim silaha güvenerek, kim elindeki silah gücüne güvenerek, emrindeki silah gücüne güvenerek oy toplamak istiyorsa, Allah onun burnundan fitil fitil getirsin. Seçimi görmeyi nasip etmesin. Bizsek biz, sizseniz siz”

Amin diyoruz!

Başka bir şey demiyoruz!

Bugüne kadar silahın gölgesinde demokrasi tiyatrosu oynatanlara da! 1930’larda kırklarda, altmışlarda, seksen ve doksanlarda…

Kim silah gösterip, zorla, korkuyla, panikle oy kullandırdıysa…!

İnandığınızı yapacaksınız. Diktatörlükse diktatörlük, demokrasiyse demokrasi, ovaysa ova, dağsa dağ! İkisini birbirine karıştırmayacaksınız!

Yok efendim ben demokratik bir düzen istiyorum. Amma eğer bana oy vermezseniz, ülke karışır!

Ülke karışmazsa, şehir, köy, mahalle karışır, o da olmazsa bizim çocuklar, sizin çocuklara karışırrr…

Bunları yaşadık biliyoruz. Tek taraflı da konuşmuyoruz!

Her iki taraf da yaptı, her iki tarafa da söylüyoruz.

Bu topraklarda her zaman dik duran şerefli bir topluluk oldu, olacaktır da! Ama kimse de ailesi, çoluğu çocuğu tehlike altındayken oy kullanmak zorunda kalanları da suçlayamaz!

Yeter artık, aşalım bunları.

Devletin de örgütün de demokrasi dışı, vicdan ve ahlak dışı yollara tevessül etmemesi gerekir.

Etmeyeceğine kanat getiriyoruz.

Tüm iyi niyetimizle buna inanmak istiyoruz!

Ağrı olayı her iki tarafın da olayların içine çekilmek istendiği bir senaryoydu.

Kim suçlu, bence her iki taraf da!

Niye, çünkü orta da bir oyun var ve bunu her iki taraf da kabul ediyor. Her iki taraf da bu oyuna geldiğine göre, her iki taraf da suçludur! Biri az, biri çok diye bir şey yok!

Bu bir provaydı ve bunun devamı gelecek.

Bundan kim nemalanacaksa, bu bedduaların tümünün adresi de odur!

Eğer insansak ve insanca yaşamak istiyorsa, insanlık dışı yollardan uzak durmalıyız. Bu yola girenleri halk geçmişte cezalandırmıştır. Bugün de yarın da bu cezayı kesecektir. Geçici aydınlıkları, tünelin ucu olarak algılamayın.

İyi olan her zaman kazanır.

İyi olan, doğru olan, doğru bakar ve tünelin sonunu görür. Sevincini de o zamana saklar! Sonuçta her zaman iyiler kazanır…

Kimsenin, hak etmediğini kaba kuvvetle hakkına geçirmeye çalışmadığı bir toplum dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ