KİN VE NEFRET YARIŞINDA HERKES

Ölmek ve öldürmek o kadar olağanlaştı ki artık. Buna dair yazmak da o denli sıradanlaştı. İzlediğiniz, okuduğunuz takip ettiğiniz haber kanallarına bakın. Uzunca bir süredir bu savaşa kurban vermediğimiz tek bir gün bile yok.

Eskiden enflasyonun tek haneliden iki haneliye çıktığı gündem olurdu şimdilerde tek haneli ölümlerden iki haneli ölümlere çıktığımız gündemimizin ilk sırasını ve bütün sırlarını kapatıyor.

Bu hastalıklı savaş hali öyle bir boyut kazandı ki bu savaşın ve kurbanlarının dışında bir gündeminizin olması medyanın sizi linç etmesi için yeter bir sebep oluyor.

Bizi tüm hayatımızın bütün alanlarıyla birlikte teslim aldı savaş. Başka bir şey konuşmak, yazmak, paylaşmak bile tek başına bizi suçlu yapacak denli kuşattı hepimizi.

Ölümlerin sayısı arttıkça etkisi azalsa da medya araçları tüm olanaklarıyla bu etkiyi diri tutmaya etkisini arttırmaya çalışıyor.

Bakın manşetlerden topladığım birkaç örnek:

Bilmem hangi dizinin hangi çakalı, saldırı sonrası "Biz bunları tek tek yazıyoruz karşılığını vermek için" diye yazmış.

Bilmem hangi futbol takımın bilmem nesi “…herkes de bunun hesabını verecek. Er ya da geç." diye tehdit savurmuş..

Motosiklet yarışçısı bilmem kim bayraklı fotoğrafının altına yazdığı "Devletimize duyrulur; olası bir savaşta Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne asker olarak hizmet etmeye hazırız. Öleceksek adam gibi ölelim. Biz bu davanın neferleriyiz. Biz savaştan değil ancak Allah'tan korkarız!" bu kelimelerle ulu devletine instagramdan seslenip adam gibi ölmek istediğini söylemiş.

Esnafı polisliğe, muhtarı muhbirliğe çağırıp, Kaymakamlara mevzuatı çiğneten ve en son Anayasaya saygı duymadığını alenen belirten zatı muhterem şimdi de sözlüklere, tanımlara taktı, “Terör tanımını, terörist tanımını en kısa sürede yeniden yapılarak Ceza Kanunumuza derç etmeliyiz diye düşünüyorum.” Dedi ve ekledi “Bu mesele düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü veya örgütlenme özgürlüğü meselesi değildir.” Doğru ya düşünce özgürlüğü eli kanlı Karadeniz mafyası hemşerisinin “oluk oluk kanları akacak” “kanlarıyla duş alırız” diyen katilin sözlerini kapsar. Şimdilerde de "İstihbaratımız Çeçen mücahitleri Moskova'da bombalı eylemler yapabilmesi için eğitmeli" diye nutuklar çeken katil mafyanın düşünceleri özgür olmalı ama “savaşa hayır barış istiyoruz” diyenin düşünceleri mahkûm edilmeli.

Bitmedi manşetlerimiz..

"Gerilla annesini oynamak istiyorum" diyen Füsun Demirel, gelen tepkiler üzerine ATV'deki "Aile İşi" adlı dizinin kadrosundan çıkarıldı. ATV’ye bravoymuş, “Terör Sevici Sanatçıyı Kovdular”

“Atam Seninkiler PKK İle Aynı Manşeti Attılar” Sözcü ile Gündem aynı manşeti atmış “Başkanlığın Batsın”

“Spor Yerine Siyaset Yapan Amedspor’a Sivas’ta Hiçbir Otel Oda Vermedi”

“Cizre ve İdil’den Sonra Şırnak da Teröristten Temizlenecek, Büyük Operasyon Mehter Marşıyla Başladı” Tabi ya gavurun kalbine korku salacaklar.

“Pilotlardan terör örgütü PKK'ya bombalı mesajlar: "Kınamıyoruz, vuruyoruz", "Ankara şehitlerimiz adına" Amerika ve İsrail askerlerinin operasyonlarında attıkları bombalara yazdıkları faşizanca mesajları hatırladım nedense.

Topyekün her alana habis bir ur gibi bir virüs gibi yayılıyor bu nefret ve nefretin daha tırmandırdığı savaş.

Bundan savaşı yürütenler kadar bunu körükleyen medya da sorumludur. Ekranlardan, sosyal ağlardan öldürmeye ve ölmeye hazır olduklarını bağırıp duranlar da sorumlu.

Bu kin ve nefret ölenleri geri getirmeyecek bunu herkes biliyor. Ama tutmuş herkes kin ve nefretini, vahşetini yarıştırır olmuş. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ