Kırkından sonra

Kırkından sonra

Kırkından sonra alışkanlıkları değiştirmek gerekiyor.

Et yerine artık bolca sebze yemek.

Hani derler ya

Kırkına kadar kuzuyu ye kırkından sonra kuzunun yediğini ye.

Yemeklerde artık margarin yerine zeytinyağı kullan.

Koşmak yerine yürüyüş yapmak.

Ağır egzersiz yerine hafif egzersizler yapmak.

Çok konuşmak yerine az konuşmak.

Bu sonuncusu espiriydi. 

Tabi yine de denemek lazım diye düşünüyorum.

Sahi kırk yaş bir insan için tam bir eşik.

Her şey kırkına varınca başlıyor.

Kırk yaşına gelince artık olgunsun ve geriye dönüşünün olmadığını daha iyi anlıyorsun.

Hayat daha hızlı geçiyor mesela.

Karar ve kararlar verme aşamasındasın.

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Yaşlılığa doğru hızla merdivenleri inmeye başlıyorsun.

Ha, daha fazla tecrübenin olduğunu söyleyebiliriz.

O tecrübeyi de zaten kırkına kadar yediğin kazıklardan elde ettin.

Ve artık kazık yememelisin.  Eğer hala kazık yiyiyorsan, zaten elli yaş dahi paklamaz.

Hem kolay hem de zordur kırk yaşında olmak.

Bir kere bayağı değişiyorsun. Siman ve huyların dahi değişiyor.

Andropoz dedikleri bir garip durumda yaşıyor olabilirsin.

Herşey olabilir çünkü artık kırk yaş gibi bir eşiktesin.

Çok korkmana da gerek yok, her şeyi yaşayıp göreceksin.

Ana artık kırk yaşını geçtiğini unutma.

Kırk yaşından sonra azgın teke de olabilirsin, teke de. Hatta Konfüçyüs hastalığı da bulabilir seni.

Her yerde felsefe yapıyorsun. Beyaz sakallar sana yakışmış diyenler de var.

Ben söyleyeyim inanın yakışmamış.

Sadece avutuyorlar seni.

Çocuklar artık sokakta amca diye çağırıyor seni. Çok yakindir dede diye çağıracak bir anaokulu çocuğu  çıkar karşına.

Ya barışık olacaksın kendinle, ya da aksi lanet bir şey...

İyisi mi sen yaşam alışkanlıklarını değiştirmekle başla...

Göreceksin her şey daha iyi olacak. Zaten bundan kötüsü yok.

Bu da espiriydi.

Ciddiye alıp almaman senin elinde.

Bakalım huyların da değişti mi!?

Haydi kolay gelsin...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ