- 06-10-2017 20:02
- 102
Son günlerin en çok konuşulan gündemi hepimizin cebine ateş düşüren vergi zamları. Özellikle MTV vergilerine getirilmesi planlanan zamların, yüzde 40 oranında fahiş bir artış olduğu herkesçe konuşulup yoğun tepkiler alınca, hükümetin birçok kanadından gerek birbirleriyle gerekse de kendileriyle çelişik demeçler vermeye başladılar.
Başta tüm araçlara dendi sonra hayır 2018’den sonra alınacak araçlara dendi sonra tekrar değişti tüm araçlardan dendi tekrar ve bunu aynı kişiden duyduk. Aslında daha kendileri ne yapacaklarını bilmezken basına ve basın üzerinden vatandaşa bildirmeye başladılar.
Ve bir daha ortaya çıktı ki insan bilmediğini bildiremez, bildiremeye çalışırsa ne olur onun komedisini izledik.
Tabi tüm bunların sonrasında Cumhurbaşkanı vergi zamlarına yeni bir açılım kazandırarak zam yapmayın demedi, makul olun da demedi. Ne dedi peki yaptığınız vergi zamlarıyla ilgili vatandaşı ikna edin. O vergi zamlarından elde edilecek gelirin nerelere harcanacağını açıklayın dedi.
Tabi söz hemen yerine ulaştı ve Başbakan yardımcısı Mehmet Şimşek açıkladı, yaptığı açıklama çok ikna ediciydi öyle ki vatandaşın alkış tutmadığı kaldı.
Bakın malum ve fahiş vergi zammının gerekçesi neymiş bu ergi zamlarından elde edilecek gelirler neye harcanacakmış.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Hiçbir hükümet durup dururken vergileri artırmaz. Önümüzdeki sene sadece savunma harcamalarımız Milli Savunma Bakanlığına aktarılacak terörle mücadele için muhtemelen 17-18 milyar liralık ilave bir harcama yapacak. İki seçeneğimiz var ya daha çok borçlanacağız biz bir tercih yaptık kamu ilave harcamalarını sağlıklı vergi gelirleriyle yapalım dedik" ifadelerini kullandı.” Dedi.
Ne kadar ikan edici değil mi nasıl ulvi bir amaç ama değil mi. Hatta öyle ki “sağlıklı vergi geliri” diye de özellikle eklemiş.
Peki, kimse demiyor mu, savunma bakanlığının gelirlerini arttırmak yerine giderlerini azaltsanız. Ve dolayısıyla giderlerini azaltmak için barışı gündeminize alsanız. Savaşmak yerine barışmayı becerseniz ki birincisinde reel anlamda çok başarılı olmadıkları ortada.
Yani anlayacağımız belli ki Başbakan yardımcısının ifadesiyle “sağlıklı vergi geliri” yerine sağlıklı çözüm ve barış önerileriyle bu işi çözmekten vazgeçmişler.
Bize düşen de paşa paşa vergiyi ödemek tabi. Meşhur bir köprü fıkrası var halimizi anlatmaya bundan iyisini bulamazsınız
Ülkenin birinde Padişah, koyduğu yüksek vergilere halk hiç tepki vermeyince hem şaşırmış hem de kızmış. Vezirlerine, "Filanca yerdeki şehre gidin. Oradaki köprünün başına bir adam koyun. Geçen herkesten 1 akçe alsın." demiş. Vezirler emir kulu denileni yapmış. Halktan yine ses seda çıkmamış. Padişah daha da kızmış, "Köprüden çıkandan da 1 akçe alınsın" demiş. Vezirler buyruğu alıp yapmışlar yine denileni. Yine bir tepki gelmeyince daha da sinirlenen padişah hemen emir vermiş: "Köprünün ortasına bir adam dikilsin. Gelen geçen herkesi...” demiş susmuş. Sonra devam etmiş “herkese on sopa vursun" demiş.
Emir yerine getirilmiş. Yine halktan tek bir tepki yok. Padişah küplere binmiş, tüm şehir halkını meydana toplamış. "Bre mendeburlar. Hiç mi şikâyetiniz yoktur benden. Niye böyle susup durursunuz?" Kalabalıktan çıt çıkmamış. Daha da kızmış Padişah: "Eğer tek bir şikâyetiniz bile yoksa hepinizin kellesini vuracağım ona göre" demiş. Bunun üzerine biri elini kaldırmış:
Padişah sevinmiş nihayet demiş bir itiraz bir tepki çıkacak. Adam konuşmaya başlamış.
“Padişahım şu bizim köprü var ya”
Padişah atılmış hemen “Evet biliyorum o köprüyü. Yoksa geçiş parası mı çok geldi?”
“Yok padişahım o değil de köprünün ortasına koyduğunuz adam var ya...”
Padişah yine kesmiş sözünü “O adamdan mı şikâyetiniz var. İstemiyor musunuz o adamı?”
“Yok padişahım. Tek bir adam olduğu için kuyruk oluyor, eve gecikiyoruz. Birkaç adam daha koysanız kuyruk olmasa, çok beklemesek.”
Ve bizim fıkra padişahın sustuğu yerden devam etmiş...