- 26-11-2021 00:08
- 25-11-2021 15:25
- 48
Zamlar yağmur gibi yağmaya başlayınca Ferdi Tayfur'un şu şarkısı aklıma geldi:
"Ne ümitle geldik koca şehire,
Allah sonumuzu hayır getire
Alacaklı haciz koymuş bekire abo
Hadi gel köyümüze geri dönelim.
Fadimenin düğününde halay çekelim."
***
Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durum ve geleceğe olan beklentimiz pek parlak değildir.
İktidarın "devletin itibari" adı altında yaptığı israflar, halkın bir kesiminin bunu kabullenmesi ve bir kısım kanaat önderlerinin bunu desteklemesi hayra alamet değildir.
Şehrin kiri olan bencilliği bir kenara bırakalım. "Demokrasilerde çare tükenmez misali" biz de köyümüze geri gidelim.
Köyü olmayanları da yanımıza alalım;
Taksitlerden, fatura ödemelerinden, aidatlardan, trafik çilesinden... kölelikten kurtulup; gaz lambamızla, sobamızla, tek gözlü evimizle baş başa kalalım.
İktidar israfa dalmış, "işe göre değil, adama göre iş" mantığı hâkim olmuştur. Ekmek aslanın değil midesine kadar inmiştir.
Son yıllarda yap-işlet devret mantığıyla yapılan yatırımların kar garantili ve döviz (dış güçlerin para birimi) cinsinden yapılması ülke ekonomisine büyük yük olmuştur.
Zengin daha zengin fakirse daha fakir olmuş, var olan orta direk arada erimiş gitmiştir.
İmkanı onlalar değil geçim sıkıntısı çeken; emekli, asgari ücretli, işsiz ve fakir olanların şehirlerde kalmaları hayli zorlaşmıştır.
Gidebileceksek ve bizi kabul edeceklerse köyümüze geri dönelim.
Medeniyet deyip şehirde köle olacağımıza köyümüzde elektrikten, doğal gazdan, koltuk ve kanepeden uzak bir kulübede yaşamayı tercih edelim.
"Orada bir köy var, uzakta,
O köy bizim köyümüz.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.