Kravat Hırvatların bayramlarında kullandıkları aksesuar.
Hırvat anlayışını ve kültürünü temsil ediyor. Cumhuriyetle milletimize dayatılan bu aksesuar siyasilerin ve devlet memurlarının olmazsa olmazı haline gelmiş. Halk tabakasında ayrıcalığın, büyüklük kompleksinin, kendini ispat etmenin simgesidir bu gün kravat.
Ben geleceğimizin teminatı olan gençlerin Kur’anı Kerimle bilinçlenmeleri, Rabbini tanıyarak haddini bilmelerinin karekterleri haline gelmeleri, şahsiyetli neslin oluşması için, Batmanda ki okul müdürlerini ziyaret ediyorum. Onlara görüş ve düşüncelerimi aktarıyorum. Sayın müdürlerimiz ilgili ve alakalı davranıyorlar. Hepside iyi niyetli.
Son ziyaret ettiğim okullardan biride Petrol Anadolu Lisesi idi. Müdür beyi ziyaretten ayrıldıktan sonra okul çıkışında kız öğrencilerimizle karşılaştık. Amca niçin geldin diye bana sordular. Bende araştırmacı yazar olarak sizlerin geleceğinizi, müdür beyle istişare ettik dedim. Madem ki siz yazarsınız, bizi şu anlamsız dertten kurtarmak için yazı yazarmısınız dediler ve boyunlarındaki kravatlarını gösterdiler. Okullarının İsmini taşıyan özel hazırlanmış kravatları bize zorunlu taktırıyorlar, hoşlanmıyoruz. Üstelik her bir kravata 20 TL ödüyoruz. 1500 öğrenci var. 20 liradan 30bin TL ödeniyor yazık değimli? 30 bin TL ye bize yaralı neler yapılmaz diye serzenişte bulundular.
Demek ki gençleri sevk ve idare eden, etkili ve yetkili büyükler bu genç kızlar kadar gerçeği idrak edemiyorlar. Daha hala batı dayatması, fosilleşmiş görüş ve düşünceleri davranış halinde gençlere dayatıyorlar. Bu özgür iradeye tahakkümdür. Gençler istemeyerek kerhen zorla taktıkları aksesuarları bırakın isteyen taksın. Bu kravatları Bir okulun simgesi haline getirmek, okulları bu simgelerle idare etmek zulümdür. Okulların hedefi şekilcilik değil bu gençleri ideal şekilde nasıl yetiştirebiliriz endişesi ve gayesini taşımalarıdır. Yeri geldiğinde eğittikleri ve belli kalıba sokmaya çalıştıkları gençlerin görüş, düşünce hissiyatlarına da değer vermeleri arzumuzdur. Kıravatı Hırvatlara bırakarak aslımıza özümüze dönme idealine kavuşuruz.
Yüce Rabbimiz Kafirun suresinde şöyle buyuruyor. ‘deki ey kafirler (en büyük küfür ve şirk ehli olanlar) ben, sizin kulluk ettiğinize asla kulluk etmem. Sizde benim kulluk ettiğime kulluk etmezsiniz. Ben, sizin kulluk ettiğinize asla kulluk edecek değilim. Sizde benim kulluk ettiğime kulluk edecek değildiniz. Sizin dininiz size, benim dinim banadır.’ Buyuruyor.
Kimin nereden referans aldığı, alacağı ortadadır. Müslüman kimliğine sahip bizler Kur’anı referans alarak inancımızı hayatımıza taşımakla mükellefiz. Hayatımızın her anında, giyimde davranışta bunu uygulamakla mükellefiz. Her anımızı Kur’anı Kerimle şekillendirmek ve yaşamak gayesine ulaşmayı Allah C.C. bizlere nasip etsin.
Her namazımızda okuduğumuz, Fatiha suresinin 6. Ayetinde ‘Bizi doğru yola, nimet verdiklerinin yoluna ilet.’ 7. Ayette ‘gazaba uğrayanların ve sapıtanların yoluna değil’ diye dua ediyoruz. Gazaba uğrayanlar Yahudiler, Sapıtanlar Hıristiyanlar. Yahudi ve Hıristiyanlara uymamak için dua ediyoruz, hem de Yahudi ve Hıristiyanları taklit ederek hayatımızı sürdürüyoruz. Allah C.C. bizlere basiret ihsan etsin. Tabi ki basireti talep edersek Allah C.C. bizi Basiretle buluşturur inşallah.