KRİZLER FIRSATA DÖNÜŞTÜRÜLMELİ

Yalın ve maskesiz, riyasız olarak belirtmek gerekirse yetkililer, siyasi iktidar, ana muhalefet, yavru muhalefet, vatandaş, milli irade STK’lar…

Anlayacağınız hepimiz gerek birey bazda gerekse tüm kitleler başta olmak üzere 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra meydana gelen her tür kriz ve zaaflarımızı, hatta hatalarımızı, yaptıklarımızı, yapmadıklarımızı filtrize ederek gözden geçirip rönesans ve reform anlamında kendimizi yenilesek “Rejenerasyon” hücre yenilemesi gibi daha güçlü olabiliriz.

Her an bu ve buna benzer dahili harici fark etmez her tehlikeye her an hazırlıklı olmak tüm kriz ve tehlikeleri en az tahribat, zararla atlatmak için bilgili, becerikli ön görünümlü ve çok güçlü olabiliriz olmalıyız da. biz buna mecburuz.

Yaşadığımız bu coğrafya çok zor ve hareketli bir coğrafyadır. Ezelden beri bu hep böyle olmuştur.

Jeocoğrafik olarak önemli bir konum ve emperyalist güçlerin iştahını kabartıyor.

Sayın Başkomutan mertçe ve dürüstçe “başta ben hiç birimiz 15 Temmuz 2016 öncesi gibi olmamalıyız, olamayız” derken gerçekten kalben Başkomutana katılıyorum, hepimizin kendimize göre almamız gereken dersler vardır.

Ancak bu güzel tespiti ve teşhisi teoride bırakmayıp pratiğe de yansıtmak gerekir.

Şimdi dostça soruyorum;

Alnı secdeye değen bu cemaat görünümlü örgütü aslında alnından vurmak gerekiyormuş ama bunlar yaşanmadan anlaşılmaz.

Yüzlerce köşe yazan bendeniz “günah olur, hata yaparım” diye hiç bir cemaatle ilgili olumsuz yahut eleştirisel anlamda hiç bir köşe yazmadım.

Aksine dini cemaatleri öven, beğenen yazılarım vardır.

FETÖ örgütünün samimi ve çok dindar olmadığını milyonlarca insan biliyordu, bendeniz de dahil.

Ancak darbe girişiminde bulunacaklarını, art niyetle sınırsız, limitsiz plan ve projelerinin olduğunu çoğu kurum ve kimse bilmiyordu yüz yılın sürprizi oldu, ihaneti oldu.

Yok cumhuriyet tarihinde böylesi bir kah…lik.

Okurlarımızdan özür dilerim insani ve uygar normların dışına çıkıp kontrolü kaybettiğim anlar oluyor.

Olayı halen kabullenmiş değilim olayları algılamakta hayli zorluk çekiyorum.

Bilirsiniz atalarımız “Bir musibet bin nasihate bedeldir” demişler.

Bizler bu musibeti onlarca yıl unutamayız, inanın torunlarımızı bile etkileyecek ve onlar dahil bu konuları yazıp çizecekler analiz edecekler.

Sonuç itibariyle eskisinden çok daha güçlü birlik, dirlik ve beraberlik duygularımızı pekiştirmek çok akıllıca olur.

Bu çetin krizleri, çatışmaları, savaşları çok büyük fırsatlara ve güçlü bir iradeyle normale getirmek zorundayız buna çok ihtiyacımız var.

Kişisel egolar çıkarlar arzu ve istekleri sıfır noktasına indirgeyip vatanımızı, demokrasimizi ve vatandaşımızı yükseltmek, yüceltmek gibi milli bir yarışı hedefleyip bu maratonu başarı ve ödüllerle bitirmeliyiz.

Minik bir şiirimle bitiriyorum.

 

Üşüme! Titreme! Ağlama!

Sana güneşi getireceğim

Bir kaç mevsimlik ödünç

            Isıtır seni

Bulutlardan mendil ısmarladım

Gözlerini silmen için

Oysa ben sana ağlamamayı

            Hep öğretmiştim

Haydi gel sarıl boynuma

Anlat bana öykülerini

            Masallarını

Seni sevgiyle, şefkatle dinleyeceğim

Günlerce sabahlara dek

Yeter ki ağlama

Bulutlara yükle gözyaşlarını

Yağmur olsunlar

Çiçeklere yağsınlar bahar bahar

Haydi gül biraz güller açılsın yüzünde

Yüzün bahar olsun tüm canlılara.

 

20/08/2016 İstanbul - M. Ekmen

 

Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batmanlılar ve değerli Sonsöz okurlarımız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ