KUMAR

Kumar; toplumu derinden etkileyen, aile huzurunu bozan, yuvaların yıkmasına dahi sebebiyet veren bir illettir.
Günümüz dünyasında, yasal yollarla kontrol altına alınmaya çalışılan, her toplum ve dinin hoş göremediği çirkin bir olaydır.
Tarihin geçmişinden günümüze kadar Kumar denilen illet; toplumun yararına, faydalı, olumlu ve müspet bir yönü olduğunu kimse söyleyemez.
Batılı ülkeler yasal yollarla kumara çare ararken Müslümanların yoğun yaşadığı ülkelerde ise, yasal güvencelerle kumarın yaygınlaştırma çabaları düşündürücü ve de üzücüdür.

Oyun olarak nitelendirilen ve "öylesine, çayına, kolasına..." dedikleri tavla, okey, kağıt ve zar oyunları da kumar sınıfına girer.
İbni Abidin: "Oyun ile vakit geçirmek, tavla, 14 taş ve benzeri oyunlar tahrimen mekruh (harama yakin)tur. Bunlar, para ile, mal ile ( çay, gazoz, kola, yemek vs.) yapılırsa kumar olur, haram olur. (Redd-ül Muhtar. C.5)
Şafii ilmihali yazari H. GÜVENÇ: Zina, içki ve kumar gibi meşru olmayan bir yolla mal kazanmış bir kimse ile alış veriş yapmak haramdır. (Şafii ilmihali)

Kumarda, şans faktörü kazancı belirler. Oysa alın teriyle kazanılan kazanç en kıymetli ve helal olanıdır.
Kumarda kazanma umudu, insani tembel eder. Üretim, aile geçimi toplum ve insanlık için yararlı işler yapmasına mani olur. "Bana çıkar", "ya çıkarsa", "bu defa kazanırım", "olmadı bir daha" hayalleri ile kendini avutur.
Kumarda maddi kayıp yaşayan kimse, kendisini, aile bireylerini ve yuvasını de sıkıntıya sokar.

Kumarda kaybedenler kazananlara karşı kin ve düşmanlık duygusunu besler. "Bu defa işini bitireceğim.", "Donuna kadar alacağım", " Şansıma küseyim"... Elde ne varsa veya borç ederek tekrar kumar masasına oturur.
İş çıkışı oyun için kahveye veya kumar masasına gider, geç vakitte evine gelir. Evi otel gibi kullanır, eşini ve çocuklarını ihmal eder.
İşin hikmetini bir kenara bırakırsak dinimiz İslam göre kumar ve şans oyunlarının tamamı haramdır.

Maide 90 ayet: "Ey iman edenler, içki, kumar, tapınmaya mahsus dikili taşlar ve fal okları şeytanin işinden birer murdardırlar. Bunlardan kaçının ki felaha eresiniz."
Ayette geçen meysir, Arapların cahiliye devrinde oynadıkları kumar; ezlam ise şans oyunlarıdır. 
Meysir; Genelde zenginler tarafından oynanan ve kesilen hayvanın (genelde erkek deve kesilir ve 48 pay edilirdi) taksimatıyla ilgiliydi. Et dağıtılmadan önce 10 veya 11ok üzerine işaretler konularak (7 ok üzerine 1 den yediye kadar hisse 3 veya 4 ok da boş olurdu) torbaya konulurdu. Oklar çekilir, çekilen oklar üzerindeki pay kadar kişiye verilir, oku boş çıkana ise hisse verilmezdi. Günümüz milli piyango ve benzeri şans oyunlar gibi.

Ezlâm ise Kuran-i Kerimin iki yerinde (maide/ 3 ve 90 ayetler) geçen ve şeytanın işlerinden biri olarak nitelendirilen; kısmet çekme işinde kullanıldığına işaret edilen bu tür oklara başvurulması idi. İslamiyet bunlar yasakladı.
"Sana içki ve kumarı soruyorlar. De ki: O ikisinde çok büyük bir günah ve insanlara bazı yararlar vardır. Ama güna­hı yararından daha büyüktür." (Bakara, 2/219)

Rasulullah sallahu aleyhi ve sellem:
مَثَلُ الَّذِي يَلْعَبُ بِالنَّرْدِ ثُمَّ يَقُومُ فَيُصَلِّي مَثَلُ الَّذِي يَتَوَضَّأُ بِالْقَيْحِ وَدَمِ الْخِنْزِيرِ ثُمَّ يَقُومُ فَيُصَلِّي
«Nerd» (zarlarla oynanan bir oyun) oynayıp sonra namaz kılan kişi, kusmuk ve domuz kanıyla abdest alıp namaz kılan kişi gibidir.

Yılbaşı kutlamaları, yaldızlı reklamları, israf, içki ve kumara teşvik yönleriyle berbat bir gündür.
Devamı gelecek.
Selam ve dua ile

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ