- 05-07-2018 22:45
- 16964
Bugün Müslüman’ın Kur’an ile ilişkisi nedir, nasıl olmalıdır?
Kur’an; Allah CC. tarafından kulu ve peygamberi Muhammed A.S. indirilen ilahi bir kitaptır. Kur’anı incelemeye başlarken Allah’ın adıyla başlamalı, her türlü menfi, bulanık düşünce ve duygulardan arınarak beyne abdest aldırılarak okumaya başlamalıyız. Allah’ın mesajı olduğunu, onun diğer beşeri kitaplardan farklı ve eşsiz bir kitap olduğunu akıldan çıkarmamalıyız.
Okuyucunun, Kur’anı yer yüzünde kendi türünden tek kitap olduğu, edebi üslubunun tüm diğer kitaplardan farklılığı, onun, konusunda eşsizliği ve daha önceden kafasında var olan kitap kavramlarından farklı olduğunu bilmesi Kur’anı anlamasına yardımcı olur. Kur’anı iyice anlayabilmek için mahiyetini kavramalıdır. Kur’an tüm insanları hak yola davet ve hidayetlerini sağlamak için gönderilmiştir.
Kur’anın konusu insan, ana fikri hakka davet, amacı hidayettir. Kur’anı anlamak için onu açık ve tarafsız düşünce ile okumak gerekir. Sadece anlamak gayesi ile ona yaklaşmalıdır. Kendi ön yargıları ile Kur’ana yaklaşan kişiler satır aralarında kendi düşüncelerini okurlar. Bu nedenle Kur’anın vermek istediği mesajı kavrayamazlar. Bu tür bir yaklaşım, beşeri kitaplar için verimsiz olduğu gibi, Kur’an söz konusu olduğunda daha da verimsiz hale gelir.
Kur’anı derinlemesine anlamak isteyen bir çok kez, her seferinde, başka bir bakış açısı ile okumalıdır. Böylece Kur’anı okurken, onun temel ilkelerini, bu ilkeler üzerine kurmak istediği hayat tarzını da kavramaya çalışmalıdır.
Okuyuş sırasında zihinde bazı sorular belirirse bunları not almalı, okumaya devam etmelidir. Çünkü bu sorulara Kur’anın diğer bölümlerinde cevap bulması mümkündür. Kur’anı ikinci okuyuşunda mutlaka cevabını bulur. Kur’an hakkında genel kanı oluştuktan sonra incelemeye geçilir.
Kur’anın iman, ibadet, ahlak, yükümlülük, medeniyet, kültür, ekonomi, siyaset, hukuk, sosyal sistem, savaş, barış ve diğer insani meselelerle ilgili öğretileri ayrı başlıklar altında toplanmalıdır.
Bu notlar öğretilerin her yönünü ele alacak şekilde bütünleştirilmeli sonrada hayat tarzı olacak şekilde bir araya getirilmelidir.
Bütün bunlara rağmen bir kimse, Kur’an mesajını pratiğe aktarmaksızın, onun ruhunu tam anlamıyla kavrayamaz. Çünkü Kur’an, ne kolay okunacak bir soyut teori ve fikir kitabıdır. Nede ancak üniversitelerde incelenebilecek dini bir muamma kitabıdır. Kur’an, insanları bir hayat tarzına davet etmek ve bu davete uyanların, etkinliklerini bu amacı elde edebilmeleri için yönlendirmek üzere gönderilmiş ilahi bir kitaptır.
Bu nedenle, Kur’anın gerçek anlamını kavrayabilmek için kişi hayatın bağrına atılmalıdır. İslam Peygamberi Muhammed AS. örnek alınmalıdır. Kur’an ancak yaşanarak anlaşılır.
Bir kimse sadece Kur’anın kelimelerini okuyarak, Kur’anda ki doğruları kavrayamaz. Kuranı kavramak için kişinin iman ile küfür, İslam ile gayrı İslam, Hak ile batıl arasındaki çatışmalarda etkin rol alması gerekir.
Bir kimse, ancak Kur’anın mesajını kabul edip, tüm insanları bunu kabul etmeye çağırdığında ve onun hidayeti üzerine hareket ettiğinde Kur’anı okumuş ve anlamış olur.
Allah cümlemizi Kur’anı okuyan, anlayanlardan eylesin. Amin.