- 24-01-2023 06:59
- 24-01-2023 09:39
- 4376
Alçak,
Onursuz,
Faşist,
Irkçı,
Saygısız,
Bir pisliksin sen.
Kuşkusuz ne desem Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Müslümanların en kutsal değeri olan Kur’an-ı Kerim yakan Danimarkalı aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi Lideri Rasmus Paludan için az gelir.
İçimden ağız dolusu küfür geliyor böyle bir iğrenç hareket için.
Yaptığı saldırı sadece kutsal kitabımıza değildir, İslam aleminin onuruna ve bir arada yaşam süren tüm inançlar ve halkların barışına yapılmış bir saldırıdır.
Aslında bu saldırgan aşağılığa verilecek en büyük cevap onu insandan saymamaktır.
Ancak bir daha inancı ne olursa olsun hiç kimsenin değerlerine saygısızlık yapmaması için bu yazıyı kaleme alıyorum.
Bu aşağılık kişi, Müslüman olan herkesin topraklarını terk etmeleri mesajını vermek için böylesi bir eyleme kalkıştığını söylemiş.
O kadar pis bir ırkçıdır ki kinini, nefretini, düşmanlığını açığa vurmak için Müslümanların kutsal kitabi Kuran’ı Kerime faşist elini uzatma cüretinde bulunmuş.
Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kuran’ı Kerim’in yakılması büyük bir tahriktir.
Bu tahrik eylemine İsviçre hükümetinin sessiz kalmaması kabul edilmez bir hatadır.
Bu eylem tek başına birinin yaptığı basit bir eylem olarak görmemek gerekir.
Bunun arkasında kesinlikle dünyayı karıştıran Emperyalist güçler vardır.
Bu alçak kişi, Rusya sempatizanı ve onların çıkarlarına göre hareket eden biriymiş.
Türkiye büyük elçiliği önünde yaptığı bu eylemin İsviçre’nin NATO ya alınması müzakerelerinin başladığı bir döneme gelmesi kesinlikle tesadüf değildir.
Bu yüzden buradan çok büyük ve derinlikli planlar var.
İlk akla gelen plan İsviçre ile Türkiye’yi karşı karşı getirerek İsviçre’nin Nato üyeliğine mâni olmaktır.
İkinci akla gelen oyun ise bu gerilimli süreçte İsviçre, Türkiye’ye rağmen NATO’ya alınırsa Türkiye’nin NATO’dan ayrılmasıdır.
Diğer bir ihtimal, Müslüman ümmetini tahrik ederek, Hristiyanlarla din savaşı başlatmaktır.
Bu işin elbette siyasi yönleri de var.
Bu yüzden çok dikkatli olmak gerekir.
Kim ki her ne şekilde bu iğrenç olaydan nemalanmaya çalışırsa ve bunun üzerinde plan yapacaksa bu alçak faşistten bir farkı yoktur.
Bu tutum İslam ümmeti ve inancına karşı büyük bir nefret suçudur ve bu gibi eylemler gittikçe artan İslamofobi’ye hizmet eder.
Eylem esnasında o aşağılık şahsın yanına İsveç hükümetinin kimseyi yanaştırmaması ve korumaya alması, müsaade etmesi de kabullenebilir bir durum değildir.
Bu davranışın ne demokrasi ne ifade özgürlüğü ile bağdaşır bir yanı yoktur.
Bu düpedüz nefret suçudur.
En bariz şekli ile faşizmdir.
İnsanların kutsallarına saldırmak, el uzatmak, barbarlıktır.
Buna seyirci kalınmamalıdır.
Buna müsaade edenler kusura bakmasınlar ama bu suça ortaktır.
Bu provokatörlerin yaptığı sadece IŞİD gibi örgütlemelere de ileride bahane oluşturur.
Bu yüzden bu tür provakatif eylemlere karşı uyanık olmak gerekir.