- 29-03-2023 00:20
- 28-03-2023 17:20
- 4026
Kürt halkının iradesi hür ve özgürdür. Kürt halkının özgür iradesine ipotek konulamaz.
Halkımızın geleceği bu ay içersin de bir kez daha belirlenecek. Ülkenin yönetimine talip olanlar hararetli bir şekilde çalışmalara başladılar.
Önümüz seçim, hepimiz için hayırlı olsun.
Cumhuriyet yönetiminin gereği olan Demokrasi bu şekilde uygulanıyor…
Hepimiz bundan razı olmalıyız. Çünkü yöneticilerimizi oy çokluğuna göre belirliyoruz. Her ne kadar işin aslı böyle olmasa da...
Yine de baskı ve dayatmalara dayanmayan her türlü seçime razıyız. Ve kabulleniyoruz. Baskı ve zulümlere son verecek bir seçim istiyoruz. Baskıdan, tehditten korkutmadan, yıldırmadan, aba altından sopa göstermekten uzak bir seçim…
Hepimizin sevgi, saygı ve kardeşlik içinde, demokratik kurallara uygun,herkesin gönül hoşluğuyla kabullenileceği bir seçim…
Maalesef üzülerek belirtmeliyiz geçmişte baskıların, dayatmaların ve tehditlerin olduğu seçimler geçirdik.
Cumhur yönetimi esas olmasına rağmen ülke 1948’lere kadar Tek parti ve Tek Şefleyönetildi. Halkın isteklerini ve Cumhurun yönetim şeklini isteyen partiler kapatıldı. Kurucuları sürüldü, korkutuldu veya öldürüldü.
Bu ülke de “Açık oy gizli sayım”ın yapıldığı demokratik seçimler gördük! Her on yılda bir ipleri birilerinin elinde olan güçlerle darbeler yapıldı. Halkın oyu ile iktidara gelen Başbakanlar, bakanlar Cumhuriyeti ve Demokrasiyi koruyan güçler tarafından idam edildi.
Cumhuriyet yönetimine inanlar, cumhurun iktidar olmaması için her türlü yönetim şeklini mubah görüyorlardı.
Dış güçlere bağımlı zihniyetler,Cumhur yönetiminin üzerinde Demokles’in kılıcı gibi duruyorlardı. Bu nedenle hiç bir zaman halkın istediği bir yönetimin oluşmasına müsaade etmediler.
Bilhassa dış güçlerin istek ve arzuları doğrultusunda şekillenen yönetimler, sürekli halka düşman bir tavır içindeydiler. Sonuçta ihanet etmeye hazır, kapıkulu devşirmelerinin oluşmasına neden oldular.
Başta Amerika’nın; “Ülke çıkarlarımız her şeyin üzerindedir.Çıkarlarımıza uymayan uygulamaları kabul etmeyiz.” söylemleri,kendi çıkarları için ülkemizi her zaman dizayn etmeye yöneltti.
Şimdi de Amerika ve İsrail ile batılı devletler, ülkemizin ve halkımızın menfaatlerinden çok, kendi ülkelerinin menfaatlerini sağlayacak bir yönetim için seferber olmuş durumdalar. Bu nedenle ülkemize ve halkımıza zarar verecek her söylem ve eylemin destekçisidirler.
Bazı iktidar muhterisleri bu konuda ülkenin güvenlik güçlerine karşı yıllarca savaşmış, bunun sonucunda on binlerce insanı öldürmüş, nice kanlarakıtmış, Militaristgüçlerve Emperyalist Amerikan güçlerine lejyonluk yapansavaşçılarla işbirliğine gidecek kadar ölçüyü kaçırmışlardır.
İşin garip tarafı bu güne kadar “Vatan, Millet Sakarya” terennümleriyle yetişen ve ülkeyi yönetmeye talip kesimlerin bu güçlerle işbirliği yapmaktan, onlarla birlikte hareket etmekten, onların dümen suyunda yüzmekten hiçte geri durmadıklarıdır. Bu doğrultuda daha şimdiden Kürt halkının hür iradesine ipotek konmak istenmektedir.
Günümüzünileri gelen siyasetçilerinden biri olan Ahmet TÜRK;seçim startını“Sayın Öcalan’ın özgürleşme dönemidir.” Diyerek başlatırken diğer yandan “İktidara destek verenler, Kürtlere düşmanlık yapıyor.” Diyerek halkı düşman kamplara bölmekten birbirine “DÜŞMANLAŞTIRMAKTAN” çekinmemektedir.
Kürt halkı açık bir şekilde tehdit edilmektedir.
Nerdeyse bir asırdırKürt kanlarını akıtanlarile yarım asırdır Kürt halkının kanlarından beslenenler, demokratik bir seçimde, Kürt halkının özgür tercihlerine tehditlerle ipotek koymaya çalışmaları hiçte demokratik olmasa gerektir.
Hiç kimsenin Kürt halkının oylarına ipotek koymaya hakkı yoktur.
Artık hiçbir tehdit ve korkutmanın olmayacağı bir seçim geçirmek hepimizin dileğidir. Hele hele bundan önce işlenen cinayetlere yol açacak bir takım günah ve kabahatlere Kürt halkını davet etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.
Demokratik bir seçim isteniyorsa her hâlükârda seçimler demokrasinin kurallarına göre yürütülmelidir.