KÜRTLERİN NAMUSU!

Kürtleri ayakta tutan iki önemli unsur vardır, din ve kültür!

Kürtleri, dinleri ve kültürleri ayakta tutar.

Kürtlerde dinleri ve kültürleri için yaşar, onun için ölürler…

Cengaver ve savaşçı kişiliklerinin kötülüğe tebdil olmamasının yegane sebebi de budur. Yüce İslam dini, onları sürekli helal dairede tutmuş, toprağına, diline ve dinine sahip çıkma misyonu güttürmüştür.

Onları kimse satın alamamıştır! Yakın tarihte İngilizlerin aşiret aşiret, köy köy dolaşıp bütün hanelere girdiği dönemde, Melle Mustafalar, Şeyh Saitler, Said Nursiler dik durmuş, ne toprağını ne devletini nede halifesini satmamıştır!

Başında ki sarığa ilişilince baş eğmemiş, sarığını çıkarmak yerine darağacına başını koymuştur.

Tüm zulümlere, baskılara ve ihanetlere rağmen dinini ve kimliğini bırakmamış, toprağını terk etmemiştir.

Onları kullanmak isteyenler, içlerindeki Kuran sevgisi, aralarında ki İslam bağı olduğu müddetçe istedikleri kıvama getiremeyeceklerini anladılar ve önce dörde böldüler. Baskılarla dil, din ve kültürlerinden uzaklaştırılmaya çalışıldılar. Çok bedel ödediler ama asla boyun eğmediler.

Ayakta kalmak için dinlerini ve kültürlerini ayakta tutuyorlardı!

Dinleri ve kültürleri de onları ayakta tutuyordu!

Taaa ki Kürtçülükle İslami surlarda ilk delik açılana kadar. Yapılan zulme karşı, yüce dinimizce lanetlenen milliyetçiliği körükleyip yaydılar. Yapılan zulümlerle kıvama gelmiş olan Kürt gençleri, cem olup karşılık verince, uygun zemin oluşmuş oldu.

Kürtçülük, Kürt hakları, özgürlük derken, insanlara dinleri ve kültürleri unutturuldu. Sosyalizmin sembolü ve söylemiyle başlayıp, açıklık, rahatlık, kadın erkek ilişkileri, lezbiyenlik gaylik, ibnelik derken, Müslümanların kutsalı olan örtüsüne dil uzatmaya başladılar…  

Bugün Cizre’de Müslüman Kürt kadının yüzyıllardır örtüsü olan çarşafa dil uzatan Kürt ifrazatı kadınlar, iki günlük hesapla çıkmamışlar sokağa. Bunun alt yapısı 30- 40 hatta 50 yıl öncesinden atıldı.

Özgürlük diye önce kadın erkek arasındaki mesafeyi kaldırdılar. Sonra kadının başında ki örtü, namaz niyaz, derken, geriye cumalar kaldı. Cumaları da sivil Cuma adı altında, belediye bahçelerine, park bahçelere çekmeye çalıştılar.

Bunları yaparken, Almanya’dan Amerika’dan İsviçre’den Hollanda’dan bol bol heyetler ağırladılar, birbirilerine iltifatlarda bulundular. Onların yapamadığını bunlar yaptığı için minnet ve şükranlarını sundular. 

Çünkü en son bir Fransız askeri, bir Müslüman kadının örtüsüne el uzattığında kıyamet kopmuş, güle oynaya gelen Fransızlar, sütçü imamın kurşunlarıyla yüzleşip, kaçmak zorunda kalmışlardı.

Bir Fransız, İngiliz veya Alman bunu yapamazdı bir Müslüman’a ama bir Müslüman evladı yapabiliyor!

Bir lezbiyen, gay veya ibneye gösterdiği saygı ve müsamahayı İslamiyet ve Müslümanlığa göstermiyorlar.

Özgürlüğümüzün önünde ki en büyük engel İslamiyet’tir diyorlar. Hâlbuki en çok ezilenleri İslamiyetle en çok mesafeli onlarıdır.

Mele Mustafa Barzani ve oğlu ne dinini nede kültürünü bıraktı ama özgürlüğünü aldı krallar gibide yaşıyor, halkını da yaşatıyor.

Biz İslam şeriatına karşı savaşıyoruz diyen Suriye Kürtlerinin lideri Salih Müslim ve akrabalarıysa daha vatandaşlık ve kimlik bile alamıyordu baba oğul Esadlardan! Bugünde 60 ülkelik koalisyonu arkasına almış, 3 aydır bir kasabayı kurtarmaya çalışıyormuş, kahraman!

***

Türkiye’dekilere gelince, sistemin yapamadığını yaptıkları için kendileriyle gurur duyabilirler. Sistem, Kürt kadınlarını soyamamıştı. Namazı niyazı, çarşafı, Kuranı içlerinden söküp atamamıştı! Ama onlar yaptılar! Kürtleri dinleri ve kültürlerinden uzaklaştırarak boş bir kasete çevirdiler. Şimdi senaristler ve yönetmenler, yeni yüklemeler için çalışıyorlar!

Fragmanları görüyoruz! Dehşet verici sahneler var! Senaryo yabancı ama oyuncuların tümü yerli! Filmin tüm geliriyse, büyük İsrail projesine hibe edilecek.

Sosyal sorumluk projesi kapsamında!

En iyi Kürt uyuyan Kürt’tür, diyorlar!

Uyuyoruz, dinimiz gitti, dilimiz gitti, kültürümüz gitti, namusa el atıyorlar…

Yarın, uyanmak için çok geç olacak!

Tıpkı dilimiz gibi! Bugün Kürtçe serbest ama çocuklarımız Kürtçe bilmiyor, biz bile unuttuk! Gelecek nesiller…

Bu zihniyet çok büyük işler başarıyor ama inanın Kürtler, Türkler, Kürdistan veya Türkiye için değil!

Dininize düşman olanlar, dostunuz olamazlar, NOKTA!

Koyun postundaki kurtların ilk kurban bayramında bıçak altına yatırılması dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…    

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ