- 19-04-2015 15:33
- 4
“Cumartesi Buluşmalarımız”ın bu haftaki konuğu Hüda Par’ın desteklediği Bağımsız Aday Dr. Aydın Gök’tü.
Aydın beyle, çözüm sürecinden başkanlık sistemine, paralel yapıdan IŞİD’e, Hizbullah’tan trafik problemine, belediyecilikten siyasi ittifak söylentilerine kadar birçok konuyu konuştuk…
Gök, “öncelikle kutsal devlet anlayışının kalkması lazım” diyor.
“Çünkü kutsal olan, “ahsenil takvim” olarak yaratılan insandır. Devlet bir ihtiyaçtan doğmuştur. Devleti insanın üstünde tutmak, insana zulmetmektir. Biz bu anlayışı kabul etmiyoruz… Kurulacak yeni sistemde de isimlere takılmıyoruz, sırf Recep Tayyib Erdoğan başkan olacak diye başkanlık sistemine karşı çıkmak yanlıştır! Sırf bir grubu cezalandırmak için dershanelerin kaldırılması da yanlıştır! Yanlış anlaşılmasın, en çok zarar gördüğümüz grup, gülen grubudur ama biz, sırf onlar zarar görsün diye yapılan bazı işlemleri tasvip etmiyoruz” açıklamasını yapıyor.
Gülen grubunun Hüda Par’ı yani bağımsız adayları destekleme mevzusunu soruyoruz.
“Biz herkesin oylarına talibiz ama bizim kimse ile ittifak veya birleşme girişimimiz yok, iki partiden ittifak teklifi geldi onlarda genel merkezimiz tarafından reddedildi… Hiç kimseyi dışlamıyoruz. Hatta Kutlu Doğum programına Ezidi büyüklerini de davet ettik, büyük memnuniyetle davetimize icabet ettiler” diyor.
Seçime bağımsız girme mevzusuna ise “zulüm barajı” diye açıklama getiriyor.
Sistemin yanlış olduğunu bütün azınlıkların mecliste temsil edilmesi gerektiğini ifade ediyor.
Sistemin kendilerine katmerli zulüm uyguladığını söyleyen Gök “Müslüman olduğumuz için Laiklikten, Kürt olduğumuz için Milliyetçilikten zulüm gördük. Devletin bu ayıpları gidermesi lazım” diyor.
“Hala Roboski’de ne olduğunu bilmiyoruz. Burada ne olduğunu devlet de bilmiyor, bu devletin zaafıdır. Devletin bunu en kısa sürede açıklaması gerekir. Devlet yıllarca bizi “Peygamber ocağı” diye askere alıp namaz kılmamızı engelledi. Makul insan kalıbı çizerek bizi o kalıba soktu, “varlığımız Türk varlığına armağan olsun” dedirtti! Niye varlığım Türk varlığına armağan olsun ki? Seçim güvenliği ve yerel seçim öncesi yaratılmaya çalışılan kargaşa ortamını sorunca, yerel seçim öncesi Vali ve emniyet müdürünün de içinde olduğunu düşündüğümüz bir organizasyonla camiamız ve HDP camiası karşı karşıya getirilmeye çalışıldı. Bu büyük bir provokasyondu” sözlerini kullanıyor.
Gök, 6-8 Ekim olaylarında da benzer girişimlerde bulunulduğunu belirterek “Halkımız kendi kendini koruma mecburiyetinde bırakıldı. Bu seçimde gerginlik beklemiyoruz ama bu konuda da HDP’nin seçim sicili bozuk! Şiddet konusunda sadece kendileri bir garanti verebilir. Her seçimde şantaj oluyor... Çözüm süreci deniyor ama sürecin ilk adımı olan silah bırakma gerçekleşmedi. Tam tersine meskun mahaller dahil her yere silah yığılıyor. Bunlar savaşa mı hazırlanıyor, barışa mı belli değil” diyor Gök.
Bu açıdan çözüm sürecinin sağlıklı yürüdüğünü düşünmediklerini söyleyen Gök “Bir hekim olarak söylüyorum, hem teşhis hem de tedavi yanlış! Barış ve çözüm farklı şeyler. Barış silahlı örgütle yapılır, çözümse tüm Kürtlerle…. Bizim mecliste söyleyecek çok sözümüz var! Öncelikle Batman’ın birinci sırada yer aldığı işsizlik problemi ve Tpic işçilerinin durumu. İsrail’in devlet olarak tanınmasının iptali! Şeyh Said ve diğer bütün Kürt din alimlerinin mezar yerlerinin tespiti ve iade-i itibarının sağlanması. Kürtçe anadilde eğitim…” başlıklarını sıralıyor.
Konuşulanların hepsini buraya aktarmak olanaksız.
Seçim çalışmalarını soruyoruz, çok programlı bir şekilde çalıştıklarını, geçen seçimde herkesten dua istediklerini ama bu seçimde dua ile birlikte oy da isteyip oylarını katlamayı düşündüklerini ifade ediyor.
Meclise farklı kişilerin farklı görüş ve kimliklerin gitmesi hem bölge hem ülke için çok büyük kazanım olacaktır. Biz her rengin mecliste temsil edilmesi taraftarıyız.
Seçimlerin bölge ve ülkemiz için hayırlara vesile olması dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…