KUTSAL TOPRAKLAR VE BİZ

Çin’de başlayıp dünyaya hızla yayılan Corona virüsü ve hastalığı kutsal toprakları da etkisi altına almış.
Kutsal topraklarda Virüs var mı?
Bu hastalığa yakalanan kişi var mı? 
Ölüm olmuş mu? 
Bu ve buna benzer resmi ve güvenilir bir bilgiye sahip değilim.
Şu da bir gerçek ki Mekke ve Medine'de tedbirler üst seviyede. 
Temizlik ve dezenfekte ye çok dikkat ediliyor.
Tedbirler bazen buralara gelen Allah'ın veya Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem misafirlerini rahatsız edecek derecede.
Bu seneki umrede gördüğüm ve yaşananlar tarihe not düşürecek cinsten.
Otelden Kâbe ye tavafa gitmek istedim.
İlk kapıdan "Memnu" yasak diyerek bir başka kapıya gittim, oradan olmayınca başka kapıya sonra... İçeri giremeyince geri dönmek istedim. "Memnu" denilerek geldiğim yoldan geri gidemedim. 
Otele gidemiyor olduğum yerde kala kaldım 3-4 Saat sonra yol açıldı otele (Otele fındık denilir) gidebildim.
Bu ve buna benzer çok sıkıntılar var.
Mekke'den Medine'ye intikal ettik her şeyimiz sağlam iki kontrol noktasında başarıyla geçtik Fındık (Otel) önüne geldik bir polis yasak diyerek bizi geri göndermek istedi.
Biz de pratik zeka ile arka sokağa gittik yangın girişinde otele giriş yaptık.
Dünyada, ülkemizde virüs’ten kaynaklanan sorunlar artarak devam etmekte Allah sonumuzu hayır eylesin. 
Şimdi de biraz bizden söz edelim.
Daha Türki'ye de iken "Niye gidiyorsunuz?, Arabi zengin etmeyin, Buradaki fakirlere o parayı verseniz daha iyi, iktidar yanlısı dindar bir kısım 'sünnettir ticarettir'..." engelleme çabaları. 
Kutsal topraklara karşı yürütülen ve dindar! kesimin verdiği destek.
Buraya gelenlerin durumu hiç farklı değil.
Otel lobilerinde, bir kaç kişinin bir araya geldiği zaman, yemekhanede hep eleştiri ve bazen hakarete varan "Pis araplar..."
Umrecileri umre yapmak için CİRANE mikat'ına gitmiştim orada bayanlar hatıra bir şey almak isteyince birisi bağırarak "bir şey almayın" müdahale ediyordu yanına gittim "ne oluyor niye umrecilere müdahale ediyorsun?" o "Alış veriş yapmayın" ben "Niye?" o "alış veriş yapmayın..." ben " Bunlar gavur mu ki alış veriş yapmayalım" o " Pis.... Zengin etmeyin" tabi çok üzüldün daha "Müslümanlar kardeştir" anlamayan bilmeyen biri.
1996 yılı görevli hac'a gelişimde bir seyda anlattı.
Ramazan Umresi için gelinmiş, hac vazifesini yapmak için otelde kaçak olarak kalmışlardı.
Bir hacıları kayıp olur tüm aramalara rağmen bulamazlar.
Hoca ve diğerleri hac farizasını yapıp Türkiye’ye döndüklerinde hava alanında kayıp olan arkadaşları onları karşılar.
Hoca onu bir kenara çeker durumu sorunca o "Hocam otellin balkonunda bir ara bizin Karacadağ ayranı aklıma geldi ve ben içinde 'Şu an Karacadağ ayranı olsa da içsem' diye geçirdim. 
Otelden aşağı indim polis beni durdurdu pasaportu sordu, kacak olduğum için beni alı koydu işlemlerinin sonunda (kaç gün sürmüş söylemedi) havaalanına getirildim uçağa bindirildim ve sırtıma vurarak "git Karacadağ'da ayranını iç" deyip beni sınır dışı ettiler.
Şimdi hocanın anlattığı ve o kişinin durumu aklıma geliyor.
Suudilerin tavrı adeta "gidin ülkenizi zengin edin. Pis olan bizleri terk edin", "Bizi sevmediniz bize İsrail uşağı dediniz bizi bize bırakın" işitir gibiyim.
Kâbe'de tavaf Nebi camisinde namaz minimize edilmiş.
Selam ve dua ile.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ