- 01-03-2019 14:22
- 42
Allah’ın Resulü Hz. Muhammed Mekke döneminde 13 yıl insanlara LA İLAHE İLLAHLAH Deyin kurtulduğu tebliğ etti.
Bugün Müslüman’ım diyenler ve dünya; şirk ateşiyle yanıyoruz.
Evlerimiz, Sokak ve caddelerimiz, insanın olduğu her yer yangın alanı.
Yememiz, içmemiz, giyim ve kuşamımız, insani ilişkilerimiz bu yangının fitili.
Yangını söndüren, yaratılış gayemize yönlendiren, şirki yok eden, İslam’ın kaynağı Kuran-I Kerim hayatımızdan sökülüp atılmış.
Furkan suresi; 30. ayeti hayatımızda tecelli etmiştir. “Ve (o gün) Resul diyecek ki Ya Rabbi benim ümmetim bu Kuran’a devri geçmiş, terk edilmiş kitap muamelesi yaptılar, (kimileri onu anlamak uygulamak niyeti taşımadan okudu, ölülerin ruhuna üfledi, kimileri onun yerine başka kitapları baş ucu haline getirdi, kimileri de kuranı çıkar malzemesine çevirdi, bazıları da bu çağda hükmü olmadığını iddia ederek hayatın dışına itti, bunlardan şikayetçiyim ya Rab) Diyecek. Müslüman çoğunluğun kuranla ilişkisi bu maalesef.
Bu gün İslam’ın mabedi camilerde görevli olanlar, insanımızı vahiyle buluşturmak için ücret alanlar, beş vakit namaz kılanlar, Allah’ın vahyi kuranı namazlarında okuyorlar.
Okuduklarının mana ve maksadından haberleri yok. Kıldıkları namazın her rekatında okudukları fatiha suresinde; hamd bütün âlemlerin rabbi Allah’a mahsustur.
O özünde merhametli, işinde merhametlidir. O hesap günün hâkimidir. Yalnız sana kulluk ederiz. Bütün emirlerine kayıtsız şartsız uyarız.
İyiyi kötüyü, doğru ve yanlışı belirlemede senin kitabını rehber ediniriz. Senden başka hayatımıza yön verecek kurallar ve otoriteyi, buyruğuna aykırı hüküm verenleri kabul etmeyiz.
Ve ancak senden yardım dileriz. Her şeyin senin izninle gerçekleşeceğine yürekten inanırız.
Dertlerimize, sıkıntılarımıza çareyi ancak sende arar, senin kudretin ve merhametine sığınırız.
Ey rabbimiz bizi dost dogru yola. İnsanın doğal yapısıyla uyumlu, apaydınlık yola, insanlığı hem dünyada, hem de ahirette mutluluğa ulaştıran, islam yoluna ulaştır.
Nimet verdiğin kimselerin. İnsanlık tarihi boyunca, tevhid bayrağını elden ele taşıyan Peygamberlerin ve onların yolunda giden şehitlerin, Salihlerin yoluna.
Gazaba uğramışların Yahudiler gibi, dünyaya tutku ile bağlanıp, ilahi iradeye baş kaldıran. Servet, güç, makam ve şöhreti hayatlarının biricik ölçüsü yapan.
Arzu ve heveslerini ilahlaştıran, gazabı hak edenlerin yoluna değil.
Aynı şekilde Hıristiyanlar gibi bidat ve hurafeleri, batıl düşünceleri, Allah’ın dinine ekleyen, hak dinden sapanlara benzemekten, onlar gibi yaşamaktan bizi koru Allah’ım diyerek dua ederiz.
Fakat sözümüzle hayatımız zıt. Allah’ın emirlerine göre yaşadığımızı söyler; Yahudiler ve Hıristiyanlar gibi yaşarız.
Peygamberimiz devrindeki Mekke müşriklerinden ne farkımız var. Müşriklerde Allah’ı İnkar etmiyorlardı.
Taptıkları putların kendilerini Allah’a ulaştıracağına inanıyorlardı.
Bugün bizimde müşrikleşmiş yaşantımız, gençlerimizin Deizim tutkuları her tarafımızın şirk ateşiyle kuşatıldığının ispatı.
Çevremizde her gün beş vakit minarelerden La İlahe İllahlah nidası etrafı kaplamasına rağmen, bize etkisi ve tesiri olmamaktadır.
Çünkü okuyanda, dinleyende, neye? Niçin? Neden? İnandığının farkında değildir.
Şahsi, ailevi, toplumsal alanlarda; ameli ve ahlaki problemlerimizin ateşi hepimizi yakıyor ve toplumumuzu çürütüyorken, gereksiz tartışmalarla vaktimiz heba oluyor.
Unutmayalım her anımızın hesabını huzuru mahşerde vereceğiz.
Ey dostlar; dönüşü olmayan bir yola girmeden, gelin evimizde, çarşı pazarda, her alanda hüküm süren Şirk ateşini söndürmek, Tevhid sancağını dikmek için La İlahe İllahlah Diyelim, Dünya ve Ahiret kurtuluşuna erelim.
Allah cümlemizi La İlahe İllahlah Diyerek, hayatımızı Kuranı kerim ile inşa edenlerden eylesin. İnşallah.
Selam ve dua ile