- 22-05-2016 18:09
- 118
“Kimse doğru düzgün işini yapmıyor, kimse hakkını vermiyor kazandığının” dedi içinden ve yürümeye devam etti, ne yanından geçerken selam veren komşusunu gördü ne de sitenin kapısından çıkarken hayırlı sabahlar diyen site yöneticisini.
“Kimse” dedi, “kimse” diye tekrarladı içinden “utanmıyor yaptığı işin yarım yamalak, eksik, baştan savma olmasından”
Kimseye güvenmeyeceksin, hele ki işçi sınıfına diyen işçi dostlarını getirdi aklına. 1 Mayıs’ta İşçi Bayramını kutlayan işçi arkadaşlarını hatırladı. Söylediklerini.
Daha bir hafta önceydi. Evi temizletmiş. Perdeleri kuru temizlemeye yollamış. Halıları da halı yıkamacıya teslim etmişti.
Bir hafta geçmiş. Bir gün sonra perdeleri getiririm diyen İbrahim 3 gün sonra perdeleri 3 eksikle getirmiş. Getirdiklerinin 3 tanesi üstündeki lekeleriyle pencerenin önünde asılı duruyordu.
Oysa 3 kişi gelin demişti temizlik yapan kızlara. Çok yorulmasınlar, işlerini daha iyi yapsınlar diye. Aklına gelmedi 2 kişinin birbirine bıraktığı işler 3 kişi arasında olunca daha kötü olacaktı.
Kimse işini sevmiyor kimse yaptığından utanmıyordu. Kimse doğru düzgün yapmıyordu işini. Onun içindir dedi, onca deyim, salla pati, üstünkörü, baştan savma, çalakalem, rastgele, lalettayin, gelişi güzel. Değil işte gelişi de güzel değil gidişi de diye düşündü. Sesli düşündüğünün farkında değildi.
Markete girmiş. Mutfak gereçleri satılan reyonu gözüyle taramaya başlamıştı. O herkes gibi yapmayacaktı. Yapmayı planladığı şeyi özenle yapacaktı.
Kabzasından tuttuğu bıçakları paketinden çıkarmadan eliyle yoklamaya başladı. Önce çelik olanı aldı. Vazgeçti. Kabzası ahşap olanı kavradı. Hissetmedi. Kabzası plastik olanı dokundu. Kendine yakıştırmadı.
Baştan savma makyajıyla ona yaklaşan tezgâhtar kızın, yardımcı olabilir miyim diye soruşunda bile lalettayin bir hal vardı. Elinde tuttuğu keski kısmı renkli bıçağı ona doğru tutunca, kız ondan korkması gerektiğini aklına bile getirmedi.
Porselen bıçak çeşitlerimize bakmak ister misiniz? Gözleriyle anlamadığını hissettirince, elinizdeki bıçak diye devam etti.. devamını duymadı.
25 santimetre uzunluğunda porselen bıçağın keski kısmını ambalajından çıkarıp parmaklarında test etmeye çalıştı. İnce bir kesik çizdi parmaklarına. Kız durmuş onu izliyor. Bir şey demesini bekliyordu. Başını kaldırdı. Kan bile akacak yerde akmıyor dedi kıza. Anlamadım dedi kız.
Elindeki bıçakla kasaya yaklaştı. Kredi kartını çıkardı kasiyere uzattı. Kasiyer ödemeyi alıp fişi kesti. Bıçağı poşetlerken yüzüne bile bakmadan iyi günler dedi. Adam poşeti alırken bıçağın sapından tutarak kasiyere doğru uzattı bıçağı.
Kasiyer kızın sol göğsüne doğru uzattı ve çıkardı. Kızın beyaz gömleği üstünde kırmızı lekeler kızın beyaz gömleğini dört koldan fethetmeye başladığında. Kızın hiç tepki vermemesi onu şaşırttı.
Başka bir isteğiniz var mı diyen kız şaşkın şaşkın yüzüne bakıyordu. Bir şey demeden kendini hayalinden ve marketten dışarı atmıştı.
Saatine baktı. Geciktiğini fark etti o gün pazardı ve iki saat önceden gazeteye yollaması gereken yazısını hala yazmadığını fark etti. Aklında vardı bir şeyler. Çalakalem döşerim diye geçirdi içinden.
Bıçağına baktı “kimse” dedi “doğru düzgün yapmıyor işini”