Macron, Charlie Hebdo’nun Peygamberimiz(s.a.v) Hz. Muhammed’i konu alan hakaret içerikli karikatürünü kamu binalarına astırdı.
Geçen gün konu ile ilgili verdiği demeçte; Müslümanların duygularını anlıyorum ancak karikatürün özgürlüğünü de savunuyorum.
Konuşmasının bir bölümünde ise Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa’nın değerlerine saygılı olmalı ifadesini kullandı.
Kendi konuşmasında bile çelişki vardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Avrupa’nın değerlerine saygılı olmasını isteyen Macron Müslümanların değerlerine saygılı davranmıyordu.
Dünya’nın neresinde olursa olsun ve hangi inançtan olursa olsun saygılı davranmadığınız değerler olduğunda tepkilerle karşılaşırsınız.
Örneğin, Hindistan’da inek kutsal olduğundan ineğe saygısızlık yapamazsınız. Katoliklerin yoğun olduğu bir yerde Hz. İsa’ya saygısızlık yapamazsınız.
Ezidilerin olduğu bölgede Şeytan’a ya da kendi adlandırmalarıyla Melek-İ Tavusa hakaret içerikli cümle kuramazsınız.
İşte aynen böyle de Müslümanların kutsal saydıklarına da hakaret edemez, hakaret içerikli karikatür çizemez, yazı yazamazsınız.
Bir insanın kendine hakaret edemediğiniz gibi kendi değerlerine de hakaret edemezsiniz. Hakaret etmeniz bir özgürlük değildir.
Macron konuşmasının bir bölümünde ise antisemitizm ile mücadele ettiklerini söyledi. Ancak islamofobi konusuna hiç değinmedi.
Aslında Macron’un kendisi islamofobi oluşturmaya çalışmaktadır. Bu tür karikatür ve yazılarla İslam’dan nefret edilmesini sağlamaktadır.
Macron 2 Ekim tarihinde yaptığı bir konuşmada ise Fransa’nın kendi İslam’ını oluşturmaya çalıştığını söyledi.
Kendi İslam’ını oluşturmaya çalışmak ne demek? Herkes kendi İslam’ını oluşturabilir mi? Herkesin İslam’ı ayrı mıdır?
Kendi İslam’ı diye bir şey söz konusu olmaz. Çünkü İslam tekdir ve hiç kimse ben ayrı bir İslam oluşturuyorum deme hakkına sahip değildir.
Ancak Macron’un demek istediği şey artık dışarıdan İslami kuruluşlara din adamı, İmam vs atanmasına müsaade etmeyeceğiz.
Dini kurum ve kuruluşlara biz atama yaparak bir bakıma kontrolü ele alacağız demek istemektedir.