MAKAM İÇİN AĞLAYANLAR!

Makam, insanoğlunun kimyasını bozan unsurların başında gelmektedir. Bunun yanına mal, mülk ve kadını yerleştirebiliriz belki ama bunların yolu da, kısmen makamdan geçiyor!

Dünyalık makamlar, insana çok sıcak ve eğlenceli gelir. Kocaman koltuklar, sekreter, şoför, müteahhitler, personeller falan filan…

İnsanlar gelip sizden bir şeyler istiyor, size beyefendi veya hanımefendi diye hitap ediyorlar. Kalitenize, ilminize, cisminize değil de kapıdaki sıfatınıza bakıp size iltifat ediyorlar.

Bunu gören gafiller, bu sıfatı kapmak için her türlü şaklabanlığı yapar; adam satar, yalan atar, iftira atar…

İstisnalar mutlaka vardır ama genelde bu iş böyledir. Bir makama gelmek için birilerinin ayağını kaydırmak, birilerine yakın durmak, birilerinin gönlünü hoş tutmak gerekir. Bu “hoşluğun da” çok hoş süreçleri olduğu söylenemez.

Bu süreçler adamın kalitesinden, kişiliğinden ve maneviyatından çok şey alıp götürür. Zaten erk sahibi olan da böyle adamlar ister. Koltuğu korumak için her kalıba giren, hamuru yumuşak, az yavşak, söyleneni reddetmeyecek, talimatı tereddütsüz yerine getirecek; yasa, yönetmelikten önce kendisini atayanın ağzına bakacak, “cinsiyetsiz” kişilikler…

Bunlar, türlü entrika ve fedakârlıklarla(!) elde ettikleri makamı, kolay teslim etmek istemezler. Kendilerinden daha kıvrak veya daha kaliteli birini gördükleri anda, ihanet kılıcını çekip indirirler yukarıdan aşağıya! Kimine iftira atar, kimine yem atar, kimini başka yere atar…

Yükseklerde rüzgarlar sert eser! Ayağı yere sağlam basmayan, ya da ayağına ağırlık bağlamayanlar, ayakları yerden kesildiği anda kendilerini, rakımın negatif rakamlarına doğru inerken bulurlar!

Makam’dan uzak durmak lazım. Göz koyduysanız, kuralına göre oynayıp kuralsızlık hastalığını kabul etmek kişilik, dostluk, dürüstlük ve vefa gibi düsturları bir yana koymanız gerekir.

Gözünüz yoksa, etrafa sıçrayan samimiyetsizlik, necislik, haramilik yansımalarından korunmak için uzak durun.

Son günlerde bu tür zevatlar, çok fazla dikkat çekmeye başladı. Siyasette, bürokraside, sivil hayatta…

Hedeflediği menzile, ulaşmak için her türlü şaklabanlığı yapanlar, iftira atanlar, kendi siyasi ve dini inançlarını gizleyen ya da menfaati için kullananlar…

Yani anlayacağınız, ortalık iğrençlikten geçilmiyor. Kocaman koltuklara oturan zavallılar ile kocaman koltuklara oturmaya çalışan zavallılar ve kocaman koltuklardan devrilen zavallıların filmini izliyoruz.

Uzak durarak izliyoruz. Allah muhafaza bu tür insancıklara yakın durmak, çok tehlikeli. İğrenirsiniz, tiksinirsiniz kızar, bağırırsınız, sonra (yakın durursanız) bir bakarsınız yumuşamışsınız, alışmışsınız, yanaşmışsınız…

Allah bizi makam için adam satan, dinini kullanan, ideolojisini perdeleyen, iki yüzlülük eden, yalan atanlardan muhafaza eylesin!

Yüksekte oturanlara da kimse özenmesin. Yüksekte oturanların çoğu, kalite zafiyeti yaşayan zavallılardır.

Kaliteli adam kolay kolay, kul hakkı yeme ihtimali muhtemel bir makama talip olmaz. Olsa bile bunun için kimsenin önünde eğilmez, bükülmez, kıvranmaz…

Kıvrananlar da asla iflah olmaz!

Kaliteli insanların, kalitesizleri kalitesiyle dövdüğü yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın… 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ