- 19-11-2022 08:48
- 19-11-2022 16:49
- 42
Mezarlıklardaki mezarlar yapı ve ihtişamlarıyla dini açıdan sakıncalı durumdalar.
Mezar taşlarındaki yazılar, mermer süslemeleri, yapılan kubbeler, işin israf boyutu ve daha nice yanlışlıklar mevcuttur.
Yaşarken saygı görmesi gerekenlerin; ölümlerinden sonra kabirlerinin seslenmesi ve saygı gösterilmesi ise çelişkinin en büyüğüdür.
Özellikle batıda Rönesans hareketi ile beraber; kiliseler, katedralarlar ve mezarlar ihtişamlaştırılmış birer sanat abidesi olmuşlardır.
Bu akım Selçuklu devletini ve mimarisini da etkilemiştir.
Camilerin iç kısmı mekruh olmasına rağmen; hat sanatı Çinliler ve ayetlerle iç süslemeleri ihtişamlı bir hal almıştır.
Yine mezarlar özellikle belli kesimlerin şeyh Hoca ve Sahabe mezarlarının üzerlerine kubbeler yapılmıştır.
Mezarların üstü mermerlerle yapılması, mezar taşlarına övücü yazılar yazılması, kubbelerin yapılması ve aile mezarlığının ayrılması dinen doğru mudur?
Şimdi işin dini boyutunu ve alimlerin görüşüne yer verelim.
Kabir üzerine ev, türbe, Kümbet, medrese veya mescit ya da duvarlı oturma bahçesi yaptırmak; eğer bunlarla Ziynet ve övünmek kast edilmiyorsa mekruhtur ancak haram değildir; Eğer övünme ve Ziynet kastedilirse o zaman haram olur. Umuma ait olan mezarlıkta türbe yaptırmak meşru değildir. (El cezeri 1/536)
Yine Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin "kabirlerin kireçle sığınmasını üzerine yazı yazılmasını bina yapılmasını ve üzerine oturulmasını yasakladığı" rivayet edilmiştir. (Tirmizi)
İmamı Şafii: "Ben bir kabrin basılmaması ve üzerinde oturulmaması için kabir olduğu bilinecek miktardan daha fazla büyütülmesini mekruh buluyorum demiştir. (Tirmizi Cenaiz 56)
Kadı iyaza göre: "Alimlerin büyük çoğunluğu kabirin tensimi; yani, kabir olduğunu gösterecek şekilde tümsekçe yükseltilmesini güzel görmüşlerdir. Maliki mezhebinin görüşü de budur. (nevevi ilgili hadisin şerhi)
Hazreti Cabir: "Peygamber efendimizin kabrinin yüksekliği bir karış olduğunu" belirtmiştir. (Züheyli V el-fıkhü'l İslâm)
Hazreti Ali (ra): Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin kendisine "Medine'de tarumar etmediğin hiçbir heykel ve düzeltmediğin hiç bir yüksek kabir bırakmayasın" dediğini buyurmuştur. (Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei Cenaiz)
Günümüz mezarlıklarında mezarlar üzerine yapılan bunca masraflar caiz olmadığı gibi mevta'ya da hiçbir faydası yoktur.
Bu mantık devam edilirse cenazelerin defnedileceği mezarlıkların kalmayacağı veya mezar yerlerinin astronomik fiyatlar bulacak seviye geleceğidir.
Bu sıkıntılara yol açmamak, dinen uygun sayılacak mezarlar yapmak zorundayız.
Sünnete uygun olan yerden bir karış yükseklikte ve tümsek biçiminde olmalı. Mezar taşında mevtanın isim ve ölüm tarihî yazılmalıdır.
100 yıl içerisinde mezarlar Toprak olmalı yerini yeni mezarlara bırakmalıdır.