- 04-07-2019 19:43
- 32
Hayatı ölüme, güzeli çirkine, nimeti be kıymete çevirmekte maharetli bir toplumuz.
En iyiyi en kötüye çeviriyoruz.
En mutlu hali hüzne çeviriyoruz!
Aydınlığı ellerimizle, karanlığa gark ediyoruz!
Su deyince hepimizin aklına güzel şeyler gelir. İlk akla gelen kelime ise hayattır. Maalesef o hayatı bile üstün çabalarımız sonucu memate(ölüm) çevirdik!
Artık su görünce irkilir olduk. Dün gencecik bir çocuk boğuldu, geçen hafta baba oğul can verdi, öncesinde 2 kardeş, 3 kuzen…
Ne oluyor, ne yapıyoruz, daha doğrusu neyi yapamıyoruz?
Her hafta birkaç boğulma vakasının olması bize neyi gösteriyor.
İhmal mi cehalet mi gaflet mi…
Sebep her ne olursa olsun bu kadar ölüm bu şehre çok fazla. Tek ölümün bile hesabı verilemez. Lakin biz, neredeyse her hafta birkaç kurban veriyoruz.
Burada, şahısların, ailelerin ve kurumların ciddi ihmalleri söz konusu!
Birincisi toplum olarak yüzmeyi bilmiyoruz. Yüzme işini kesinlikle herkesin çocukluğundan itibaren öğrenmesi gerekir.
İkincisi yüzme bilseniz bile çaylara, barajlara, derelere girmek çok tehlikelidir. En iyi yüzücü bile, girdaplara veya kum ocaklarının açtığı çukur ve bataklıklara daldığında, kurtulma ihtimali çok düşüktür. Birde buna baraj kapaklarının açılmasıyla hızla yükselen debi ve akıntıyı da eklemek gerekir.
Üçüncüsü yüzme bilmediğimiz halde boğulan kişiyi kurtarmaya çalışıyoruz. Kurtarmayı bilmeyen birinin, boğulan birini suya girerek kurtarmaya çalışması, ölü sayısını artırmaktan başka işe yaramaz. Çünkü yüzme bilseniz bile kurtarma işi çok farklı. Yüzme biliyorsanız bile adamı nereden nasıl tutacağınızı bilmeniz ve o ağırlıkla birlikte, sırt üstü, tek elle yüzebilmeniz gerekir. 3 kulaç atıp yorulan birinin, adam kurtaracağım diye suya atlaması, intihardan başka bir şey değildir.
Unutulmamalıdır, ilkyardımda temel kural, kendi can güvenliğinizdir. Öncelik bir kişinin hayatını kurtarmaktır, ikincisinin hayatını tehlikeye atmak değildir.
Dördüncüsü, idarenin ihmalleridir. Öncelikle, Batmanlının Batman sıcaklarında güvenli olarak yüzebileceği alanları çoğaltmak gerekir.
Sonrasında, herkese yüzme ve ilkyardım kursu verilmelidir. Bu, toplumun standartı haline gelmelidir. Bazen sudan kurtulan kişi ilkyardım yanlışları yüzünden ölmekte veya sakat kalabilmektedir.
Tehlikeli alanlarda piknik yapılması ve suya girilmesi yasaklanmalı ve bununla ilgili sıkı tedbirler alınmalıdır. Boğulma vakalarının sıklıkla yaşandığı bölgeler bellidir. Buralar çok sıkı şekilde denetlenmeli, özellikle hafta sonları denetim, arama kurtarma ve ilkyardım ekipleri teyakkuzda olmalıdır.
Bunu Siirt çok iyi yapmaktadır. Onlarda da Botan ve Kezer çayları var. Özellikle Botan çayı çok tehlikeli. Lakin çayın kenarlarına belli aralıklarla ses sistemeleri ve uyarıcı tabelalar koymuşlar, belli aralıklarla sesli uyarılar yapılıyor. Motorize ekipler kurulmuş, rutin olarak dolaşıp kontrol ediyor, uyarılarda bulunuyor ve insanları eğitiyorlar. Tehlike anında anlık müdahalede bulunuyorlar.
Sonuç, Siirt’te 1 sezonda 0 boğulma vakası.
Bizde 1 hafta de boğulan insan sayısını yazarsak, cana ne kadar kıymet verdiğimiz çıkar ortaya.
Kimseyi suçlamak değildir niyetimiz lakin bu kadar boğulma vakası varsa mutlaka bunun suçluları da vardır, çözüm yöntemleri de.
Kurumların koordineli şekilde çalışıp, çözüm önerilerini ivedilikle hayata geçirmesi elzemdir.
Tüm Batmanımızın başı sağ olsun, Allah hiç kimseye bu acıları yaşatmasın.
Kazasız belasız günler duasıyla, sağlıklı ve mutlu kalın