- 12-06-2014 22:30
- 100
Biliyorum “bu kız eğitimle kafayı mı bozdu” diyeceksiniz.
Lakin bendeniz biricik yazarınız yüksek lisans eğitimine başladığım günden beri eğitimdeki sorunları daha net bir şekilde görmeye başladım, bütün dikkatimi bu alana yönelttim.
Anlayacağınız Milli Eğitim Müdürü ile öğretmenlerin, idarecilerin ve eğitimle uzaktan yakından ilişkisi bulunan herkesin başı dertte benimle.
Yazdıklarım dikkate alınır mı alınmaz mı bilmiyorum, ancak ben yazmaya, siz okumaya devam edin efendim.
Zira eğitimdeki sorunlara parmak basacak en iddialı kişi olduğumu söyleyebilirim. Hatta kısa bir süreliğine Milli Eğitim Müdürlüğü yapmamı teklif ederlerse, hiç düşünmeden kabul ederim.
Anlayacağınız daha önce Tedaş İl Müdürlüğüne aday olan sevgili yazarınız, bu defa Milli Eğitim Müdürlüğüne de dikti gözünü.
Efendim nasıl dikmeyeyim Allah aşkına?
Hükümetin yanlış eğitim politikalarını bir yana bırakın, yerelde yaşadığımız eğitim sorunları da bitmek bilmiyor bir türlü.
Sorunların içinde boğulup gideceğiz bir gün, haberiniz yok.
Geçtiğimiz gün “daş yok mu daş” başlıklı yazımda, yaz tatiliyle birlikte boşluğa düşen ve sokakta çalışmak zorunda kalan çocukları kaleme almıştım hatırlarsınız. (umarım hatırlıyorsunuzdur!)
Bu hafta da yaz tatiliyle birlikte okuldan tamamen kopan idarecileri, öğretmenleri ve okullardaki sorunların çözümünü hep başka bahara saklayan Milli Eğitim’i yazacağım. (valla laf, kalemden çıktı bir kere, geri dönüşü yok yazacağım)
***
Pek kıymetli eğitimciler, idareciler ve pek pek kıymetli Milli Eğitim Müdürü…
Yaz geldi. Karneler dağıtıldı.
Öğrenciler, boya sandıklarını, simit tepsilerini, araba sileceklerini alıp çoktaaann işe koyuldu.
Tahminimce siz değerli okul idarecileri, tatil planlarınızı gerçekleştirmek üzere gün sayıyor, Batmandan kaçıp sığınabileceğiniz bir yerler arıyorsunuz.
Okulun boya-badanası, bakım-onarımı, tadilatı ise Eylül ayını bekliyor.
Hakeza Milli Eğitim Müdürü de memnun halinden.
Her sene okulların başladığı aylarda tadilat yapmak toplum olarak gelenek göreneklerimizden biri oldu vallaha.
Milli Eğitim Müdürlüğü teklif edildiğinde ve ben de o teklifi kabul ettiğimde tatil yüzü göremeyeceksiniz şimdiden söyleyeyim.
Şaka şaka, tatil sizin de hakkınız. Amma velâkin önce iş sonra deniz, kumsal, sahil…
İlk işim, “Bismillah” deyip koltuğuma oturmak olacak. Daha sonra çikolata ve çiçekleri kabul edeceğim efendim, çikolata ve çiçeksiz tebrikleri görmezden gelecek, sık sık gazeteye ilettiğim demeçlerle bu kişilere gözdağı vereceğim.
Sonra kolları sıvayıp, sorunların çözümlerine yoğunlaşacağım.
Okulların kapılarına kilit vurup 2–3 ay tatil yapma dönemi bitti artık.
Öğrencilere yaz ayları için kentin belirli merkezlerinde kurs alanları açılacak,
3 ayı Batmanda geçirecek bütün öğrencilere ulaşılacak ve taleplerine göre bu kurslara kaydedilecek.
Siz idareciler okulun bütün eksikliklerini, bakım-onarım işlerini ve tadilat ihtiyaçlarını dibine kadar tamamlayacak, sonra gönül ve vicdan rahatlığı ile tatile uğurlanacaksınız.
Gelgelelim pek muhterem öğretmenlerimize…
Sizler, dönüşümlü olarak 1,5 ay’lık tatile çıkacak,
Batmanda kalanlar kurslarda görev yaparken, okullarda yürütülen tadilat işlerini de ara ara denetlemeyi ihmal etmeyeceksiniz.
Diğer kısım öğretmenler ise 3 aylık eğitim-öğretim dönenimim yorgunluğunu bir sahil kentte güneşlenerek atacaksınız…
Şu, eğitim sendikalarının sık sık bahsettiği “idareci atamaları” problemini elbette es geçmeyeceğim.
Bu sorunu da bizzat ben çözeceğim.
İdareci kadrosunu belirlerken bütün idarecilerle bir bir görüşüp altıncı hislerim aracılığıyla kişilik analizleri yapacak, torpilsiz, hormonsuz bir liste oluşturacağım.
Bütün eğitim sendikalarına eşit mesafede yaklaşarak takdire şayan bir Milli Eğitim Müdürü portresi çizeceğim.
Ohhh miss gibi bir eğitim hizmeti, şimdi bir keyif sigarası içip gönül rahatlığıyla tatile girebilirsiniz.
Zira bendeniz Milli Eğitim Müdüre (adayınız) eğitim problemlerinin köküne kibrit çakacağım...