- 21-08-2014 22:36
- 12
Ne oluyorsa oluyor sana ne arkadaş.
Der mi der tabi, eğitimci miyim değilim.
Ama Milli ya da milli olmayan her bir eğitim konusu ya da kurumu her birimizi doğrudan ya da dolaylı ilgilendirdiği için hem de sırf merakımı ve anlama çabamı beslemek için dahi olsa sorabilirim herhalde.
Milli Eğitimde ne oluyor.
Her ne oluyorsa zaten başında milli ifadesi bulunan kurumlarda oluyor da diyeceğim ama fazla ileri gidip dönememekten korkuyorum.
Biz yine esas sorumuza dönelim.
Milli Eğitimde neler oluyor.
Neler olduğunu duymak için eğitimci olmanıza ya da birilerine sormanıza gerek yok aslında alakalı alakasız magazinsel boyutuyla da olsa kulağınıza gelir hepsi.
Malumunuz birden fazla sendikanın bulunduğu eğitim sektöründe atamalar ve atamalara ilişkin ali cengiz oyunlarının haddi hesabı yok ve sonu geleceğe de benzemiyor.
Özgür Eğitim Sen, Eğitim Bir Sen, Eğitim Sen, Türk Eğitim Sen benim bildiğim sendikalar. Bunların dışında ne var ne yok bilmiyorum. Ama özellikle Milli Eğitim Müdürlüğü ve okul yönetimlerindeki atamalara ilişkin hükümete yakını bırakın artık hükümetin bir organı haline dönüşmüş bir sendikanın başkanı, görevini daha iyi yerine getirme saikiyle mi dersiniz bilemem Milli Eğitim Müdür Yardımcılığına atanması tepkilere yol açtı diyebilseydim keşke ama yok maalesef olmadı.
Üniversite yıllarımdan beri tanıdığım ve sözüne öngörüsüne güvendiğim bir vicdan adamı olan Özgür Eğitim Sen Başkanı Mustafa Hoca (Sevinçer) sendikası adına yaptığı basın açıklamasıyla en bariz ve açık tepkiyi gösterenlerin başında geldi.
Milli Eğitim Müdür Yardımcılığına atanan sendika başkanının 6 bin öğretmenden farkını sorgulayan Sevinçer, açıklamada İl Milli eğitim Müdür Yardımcıları ve şube müdürlerinin aynı sendikadan oluşunu belirterek Milli Eğitim Müdürü ve Batman Valisini göreve davet ediyor atamanın iptal edilmesini bekliyordu.
Kendi adıma şunu söylemeliyim ki bu kadar sert bir açıklama ummuyordum ama söz konusu müdür yardımcısı arkadaşımızı tanısam ve sevsem de böylesi bir halin içinde rol alması beni de rahatsız etti. Bu kendisine dönük pozitif değerlendirmelerimi değiştirmese de atamalara ve görevlendirmelere ilişkin o halin içerisinde olmamasını dilerdim.
Öte yandan Mustafa Hocamın başta da dediğim gibi öngörü ve değerlendirmelerini adalet ve vicdan temelinde yaptığından zerre şüphem olmadığından bugüne değin yaptığı bütün açıklamalarını tartışmasız desteklediğimi ve eğer bu sertlikte bir açıklama yapmak durumunda kalmışsa Milli Eğitim Müdürlüğündeki halin artık vahim boyutlara vardığını düşünmekten alıkoyamam kendimi.
Açıklamadan öyle bir görüntü ortaya çıkar ki bütün idarecileri tek bir sendika temsilcilerinden oluşan İl Milli Eğitim Müdürlüğünün tabelasının yanına sendikanın tabelasının asılmadığı kaldı diye düşünürüm.
Okulların açılmasına eğitimin başlamasına az kala gelinen ve devam eden bu halin özetine gelince, idarecilik sıfatını taşımak noksanlığında ve yetersizliğinde okul idarecileri, keyfi taleplerle yer değiştiren öğretmenleri, her bir öğretmenin peşinden evinin en uzağında okula kayıt yaptıran öğrencileri, ali cengiz oyunlarından birer uzmana dönen ve savaş stratejilerini aratmayan hamleleriyle şube müdürleri, müdür yardımcıları ve altındaki koltuğu sıkı sıkıya tutmaktan başka tedirginliği olamayan müdürleriyle ayyuka çıkan bu hal evet sorduruyor: Milli Eğitimde neler oluyor?
Hiçbir eğitimcinin gündeminde olmayan ama çocuklarımızı kuşatıp öldürmeye yeltenen uyuşturucu bağımlılığı, okulların ve öğretmenlerimizin güvenlik sorunu, okulların fiziki yeterliliği, onarımı vs kimin umurunda dersiniz. Umurunda olanlar ayağa kalksın diyecem ama altındaki koltuğu çekerler diye kimsenin kalkacağı yok sanırım.