- 17-11-2015 20:19
- 18314
Tefecilik artıyor diyorlar. Özellikle büyük ölçekli harcama gerektiren sektörler üzerinden gittikçe arttığını söylüyorlar. Tefeciliğin başını çeken sektörlerin başında kuyumcular geliyor. Özellikle kredi kartıyla altın alışverişi gibi işin kolayını bulmuşlar.
Tefeciliğe altın alışverişi deyip geçiyorlar. Haşa Allah’ı kandırabileceklerini sanıyorlar.
Pos tefeciliği de diğer yöntemlerden biri.
Pos tefecisine gidip borç aldığınız misal 100 lira karşılığında, 120 liralık alışveriş yapmış gibi pos cihazından geçiriyorsunuz.
Onu da geçelim klasik tefecilik yöntemiyle Batman’da aylık yüzde 5 ile 10 arasında değişen faiz oranlarıyla tefecilerden borçlanmak gittikçe yaygınlaşmış diyorlar.
Peki, gittikçe artan bu tefeciliğin sorumlusu kimdir dersiniz. İlk elden hepimizin aklına bunun önüne geçmeyen emniyet gelse de değil en baştaki sorumlusu, nakit ihtiyacında olan esnafa kredi vermek konusunda elini gevşetmeyen ve gittikçe de sıkan bankalardır derim.
Tabi ki bu tefeciliği önleme konusunda aciz kalan kolluk kuvvetlerinin de sorumluluğu unutulamaz.
Bankalara, modern çağın yasal tefecileri diyorsunuz, biliyorum.
Haksız da değilsiniz. Muhakkak ki faiz haramdır ve bankalar bu haramı arttırmak yaygınlaştırmak konusunda elinden geleni yapıyor. Ama bir haramın denetimsiz ve illegal biçimde tefecilerin elinde dönmesindense evet yasal sınırlar dâhilinde bankalar elinde dönmesini ve denetime tabi olmasını tercih ediyor olanlarımız olabilir.
Bu tercihlerine rağmen bankaların ihtiyaç duyanlara kredi vermekten çekinmesinin piyasada yaratacağı boşluğu tefecilerin doldurduğunu ve bankalar talepleri karşılıksız bıraktıkça bu alanın tefecilerin lehine daha da genişlediğini, genişleyeceğini bilmek için ekonomist olmaya gerek yok.
Bana sorarsanız ikisinden de uzak durun derim. Eskilerin deyimiyle ayağınızı yorganınıza göre uzatın. Ama maalesef ki öyle olmuyor.
Memur, işçiyseniz ve sabit bir geliriniz var ise o gelirinize uygun bir tüketim kültürü geliştirir ve yukarda ilkeli ve moderniyle iki tefeciye de ihtiyaç duymaz harama bulaşmazsınız. Ama gelin görün ki herkes sabit gelirli olmuyor ya da olamıyor.
Bilhassa tüccar, esnaf bazen harcadığından çok kazanıyor bazen de kazandığından çok harcıyor. Hal böyle olunca gerek açığını kapatmak için olsun gerekse de yaptığın işin gereği finansı temin etmekle ilgili olsun başta eşe dosta, sonra da yukarıda saydığım iki düşmana başvuruyor.
Eş dost malumunuz, üç beş biriktirdiğini, bir aşağı bir yukarı altın döviz raksında oynatıyor. Ki dostluk kavramının gittikçe boşaltılan anlamında, ondan borçlansanız dahi bu ya altın ya da döviz üzerinden oluyor.
Hadi bunu normal gördünüz diyelim kimisi borcunu bağladığı döviz değer kaybedince, borcunu değeri artan altına dönüştürüyor, altın değer kaybedince tekrar dövize dönüyor. Tefeciden yırttım derken dostunuzun tefecinin en önde gittiğini öğreniyorsunuz. Borcunuz katlanıp büyürken dostluğunuz eriyip gidiyor.
Ben yaşamadım, Allah muhafaza yaşamam umarım ama siz siz olun dost sıfatında tefecilerden uzak durun.
Başa dönersek Batman’da tefeciliğin gittikçe yaygınlaşmasının en temel sebebi kredi vermekten imtina eden bankalar. Tefecinin elinde telef olan borçlunun umarım olmaz ama intihar etmesi, cinayet işlemesinin de sebebi bankalar.
Batman’da ticaret hacminin daralmasının, temel sebebi bankalar.
Şehrin en işlek caddelerinde en iyi en güzel köşeleri kaparak milletin üç beş birikmişini toplayan bankaların, işleri rast gitmeyen üç beş ihtiyaç sahibine böyle duyarsız olması daha neler sebep olacak.