MÜREKKEP LEKESİ

Neredeyse bir haftadır uyumuyorum. Geçenlerde uyanmamak ümidiyle uyuduğumu hatırlıyorum. Her uyanışımda yatağın başka bir köşesinde uyanıyordum.
    Nereden çıktı bu mürekkep lekesi gece uyanıp yazdım sanırım ama hatırlamıyorum. Oysaki hiç sevmem tükenmez deyip tükenen kalemleri. Kurşun kalemdir benim hevesim, gönlüm. Onlarında açtıkça bitmesinden hoşlanmam. Bitmesin isterim o bir hevesle aldığım kurşun kalemlerimin. Ne huysuz kadın oldum son zamanlarda. 
Annem okul fotoğraflarımı yollamış geçenlerde. Açamadım gelen paketi beklesin istedim o masum çocukluğum tam da orada salonumun ortasında beklesin.
   Safranbolu otobüs yolundayım ön koltukta mis gibi börek kokusu geliyor. Umarım su böreği değildir. Kafamı uzatıp baktım eyvah eyvah su böreği. Ne severim su böreğini ama yumurta kokusu geldiği için hep o böreğin kokusu kalır sadece bende. 
Kahrolası tükenmez kalem, her tarafım mürekkep lekesi oldu. 

   Çocukluğum hiç farklı olmadı, öyle bilim insanlarının ya da farklı insanların yaptığı hiçbir şey yapmadım. Küçük bir ilçede farklı olmadan büyüyebildiğim kadar büyüdüm. Tek farkım sanırım babamın eve aldığı ve her defasında söküp yeniden tamir etmek istediğim radyolardı. 
Ah kahrolası tükenmez kalem nasıl da mürekkep lekesi yapıyor her yanımı.  Elimde mürekkep lekesi aklımda sen varken haber vereyim, bu aralar sana bolca mektuplar yazmak istiyorum. Acil öğrenmem lâzımgökyüzüne posta olup olmadığını.
   Börek kokusu hâlâ burnuma mis gibi kokuyor. Neden ama neden yumurta koyarlarki!
   Amcamın aldığı mavili o kırmızı elbiseli fotoğraflarımı da annem koymuş mudur bu paketin içine? Eve gittiğimde belkide cesaret edip açabilirim paketi. Peki, annem oğlumun da çocukluğu koymuş mudur oraya? Oğlum şimdi on yedi yaşında. Ya ben, ya benim çocukluğum. Kararlıyım eve girer girmez açacağım o paketi evin her tarafı çocukluğum koksun, çocukluğumuz koksun. Off çok duygulandım yine. 
Aman abla ya nasıl kokuttun o böreği yazık değil mi bize. 
Yanımdaki koltukta bir kız çocuğu uyuyor. Sanırım üniversite öğrencisi. Çantamda duran yastığı uzatsam ‘’Al bunu koy başının altına boynun ağrımasın, uyut gençliğini ben durakta uyandırırım seni.’’ desem ne tepki verirdi acaba. ‘’Ben ara ara uyutuyorum çocukluğumu, henüz gençliğimin durağına getiremedim.’’ desem.
Kesin ‘deli midir nedir’ diyecek şimdi.
Yine ellerim mürekkep oldu, neden bitti ki şu kurşun kalemin ucu!
Sanırım gökyüzüne posta yollanmıyormuş, olsun bir şekilde ben sana mutlaka ulaşırım. Gökyüzünde olmazsa denizde olurum. Yıldız olamam belki ama kâğıttan gemi olurum senin için. Denize kâğıttan gemiler yapar her gemiye bir cümle yazar ve binlerce cümleyle birlikte binlerce kâğıttan gemi yollarımsonu sana ulaşana kadar.
Farkında mısın, her eylemimde sana ulaşmaya çalıştığımın, alıştım zamanla yokluğuna ama yokluğun hep canımı acıttı.

Hâlâ otobüsteyim görevli keyifli yolculuklar diledi. Ne hoş. 
Hadi o zaman bende size keyifli ömürler dileyeyim. 
Hep sevgimle…

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ