- 07-05-2019 20:36
- 58
Gerçek bir dirilişin yolu; Batıdan ve moderniz mi simgeleyen her şeyden bağımsız olmaktan geçiyor.
Gerçek İslam’ın hayat tarzı haline gelmesi, Kuran-ın anayasa, Hz. Muhammed’in tek önder olmasıyla mümkündür. Ancak böyle Müslümanlar kendilerine ve kültürlerine karşı yeniden güven kazanacaklar.
Günümüz hayat tarzları, davranış tutumları, batı karşısındaki aşağılık duygularının resmidir. Yazarlar ve düşünürler, batı uygarlığının değer ve yargılarına karşı bir zihin köleliğini yansıtıyor. Üstelik böyle oluşan değer ve düşünceler İslam örtüsü altına gizlenmekte. İslam sadece bir isim ve belli hissi bağlardan ibaret kalmaktadır. Bu da İslami vahyin ve manevi gerçeklerinden mahrumiyetin söz konusudur. Batı karşısında savunmacı bir aşağılık duygusuna kapılarak, zihni savrulmalardan kurtulmanın yolu, Vahyin inşa ettiği bir tasavvur, akıl ve şahsiyetin oluşmasıyla mümkün.
İslam irfan sisteminde bir kural vardır. (karşı çıkmak ve izale etmek için bile olsa, kötülükle meşgul olmak kalbi karartır.) İnsanın bilinçaltını, bir şeyle yandaş veya karşıt olmasından önce, O şeyle meşguliyet ve ilgi yoğunluğu besliyor. Bu yüzden Kuran-ı kerimde sık sık Allah Resulüne hitaben “onlardan yüz çevir’’ ‘’işine bak’’ ‘’onları kendi hallerine bırak’’ uyarılarını görüyoruz. Aslında bu uyarıların gayesi; gündemini onların belirlemesine izin verme. Kendi gündemini kendin belirle. Düşmanına mecbur değilsin. Yıkacağın üzerine değil yapacağın üzerine yoğunlaş. Anlamına geliyor.
Müslüman’ın tek değişmez gündemi; her yerde ve her zaman, Allah’ın Rızasını kazanmak çabasıdır. Her düşünce ve hareketlerimiz de Allah Ne der? Sorusuna muhatap olmaktır. Her türlü iş ve davranışımızda fayda zarar mülahazasından arınmış olarak, Allah’ın Rızası var mı? yok mu? Düşüncesi hakim olmalıdır.
İşte O zaman kendi gündemimizi, kendimiz oluşturmuş oluruz.