- 05-02-2022 06:42
- 04-02-2022 17:43
- 54
Ey nefsim! Sen Allah’ın mesajına yönelerek erdemli Allah’a kul ol. Dünya sana karşı dursada değeri yok. Yeter ki Allah senden razı olsun. Erdemli insan nefsine hakim olan, Allah’ın sınırlarına tüm içtenlikle riayet eden ve O’nun sınırlarını aşmaktan, nefsine ve şeytana uymaktan Allah’a sığınandır. Mümin nefsiyle yüzleşebilen, hatalarını görüp kabul eden, bahaneler üretmeyen, eylemlerinin ahlaki sorumluluğunu üslenen ve günahlardan kaçınan, farkında olmadan işlediği günahlardan Allah’tan af dileyendir. Her zaman nefis muhasebesi yaparak kendimizle yüzleşmeliyiz. Gaflet uykusundan uyanmak için: vicdanına mürit, nefsine mürşit olacaksın.
Allah nefsi insanın yaratılış amacına uygun şekilde biçimlendirmiş ve dünya sınavının gereği olarak da nefse, iyiyi ve kötüyü tanıyıp sorumlu ve sorumsuz davranma eğilimini yerleştirmiş. Nefsini iyiye ve kötüye eğilimli kılan insandır.’’ İnsanın benliği ve onun yaratılış amacına uygun biçimlenişi şahit olsun.’’ ‘’ Ve nihayet insanın benliğine iyiyi ve kötüyü tanıyıp sorumsuz ve sorumlu davranma yeteneğini yerleştiren(şahit olsun) ki:’’ ‘’Kim kendini geliştirip arındırırsa, o kesinlikle ebedi mutluluğa ulaşacaktır;’’ ‘’Kim de kendini geliştirmeyip(içindeki iyilik tohumunu) çürütürse, o kesinlikle kaybedecektir.’’(Şems suresi;7-10.ayetler). Allah’ın insan iradesine verdiği değerdir. Kendini geliştirip arındıranı Allah temize çıkarır.
Yine nefsin konturol edilmesi, kötü alışkanlıklardan arındırılması kişinin kendi çabasına bağlıdır.’’ Biz herkesin kaderini kendisinin çabasına bağlı kıldık. Nitekim kıyamet günü,onun önüne(dünyada yapıp ettiği) her şeyi kayıtlı bulacağı bir sicil koyacak ve diyeceğiz ki.’’ Oku sicilini! Bu gün kendi hesabını görmek için sen sana yetersin.’’(İsra;13-14.ayet). Mesuliyetini kendi talep ve ameline tahsis ettik. Vebalini kendi nefsine bağladık. ‘’Hiç kimse bir başkasının sorumluluğunu yüklenecek değildir. Yükü ağır gelen kimse onu taşımak için yardım istese, yakını da olsa( bir başkası) onun yükünün bir kısmını dahi taşıyamaz. Şu bir gerçek ki sen, o idraki aşan bir hakikat olmasına karşın, Rablerine karşı derin bir ürperti duyanları ve kulluğun hakkını verenleri uyarabilirsin; hem kim arınırsa sırf kendisi için arınmış olur. Zira bütün yollar Allah’a çıkar.’’(Fatır suresi;18.ayet.) Ayetler nefsin muhasebesine dikkat çekmiştir.
Nefsi kötülüklerden arındırmamak nefsin ilahlaşmasına neden olur. Allah bizden nefsimizi güçlü bir irade ile konturol altında tutmamızı, nefsimize hakim olmamızı ister. Çünkü sınav vesilesi olarak nefis kıskançlığa ve bencilliğe elverişli kılınmıştır. ‘’…bencilce kıskançlık ise insan fıtratında hazır ve nazırdır: Eğer iyilik yapar ve sorumlu davranırsanız, iyi bilin ki Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.’’(Nisa suresi128.ayet) Sürekli olarak nefsimizle yüzleşmemiz ve nefsimizin kötüye olan meylini engellememiz gerekir. Kötüye eğimli hale gelen nefis, Allah’ın rahmetinden ümit kestirir ve insanı daha kötüye sürükler. Oysa Allah’ın rahmetinden ümit kesilmez. ‘’ Ey nefisleri adına sınırı aşan/aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Allah, günahları affeder. Çünkü O çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır.’’( Zümer suresi;53.ayet). İnsan için af ve tövbe kapısı sonuna kadar açıktır. Yeter ki biz nefis muhasebesi yaparak, hatalarımızdan vaz geçerek temiz bir kalp ile Rabbimize yönelelim.
Evrene. Allah’ın sanatı gözüyle bakmak, var olan her şeye Allah’ın yaratma amacı doğrultusunda bakabilmek, hem evreni hem de yaşamı anlayıp anlamlandırabilmek demektir İnsanın doğaya duyduğu hayranlık ve minneti Allah’a duyması gerekir. Doğa, bilinç ve irade sahibi olmayan, kendini var etme ve devam ettirme kudreti bulunmayan bir sistemdir. İnsan sistemin kendisine değil, var edicisine hayranlık duymalıdır. Sistemin güzelliği var edicisinin güzelliğinden gelir. Yer yüzünde ne varsa hepsi Allah’ın yüce sanatının eseridir. Evreni ve hayatı Allah’ın var etmesi demek, kendiliğinden olmadığı anlamına gelir. Kendi kendimizi var etmediğimize göre, kendimize göre hareket edemeyiz. Hayat benim dilediğim gibi yaşarım diyemeyiz. Allah’ı hesaba katmadan hesap yapamaz, adım atamaz, nefes alamayız. Allah’ın olmadığı bir hayat yaşarsak, yaşadığımız hayatın hesabını veremeyiz. Allah bize akıl ve kavrayış yeteneği vermiş ve bize doğru yolu göstermiştir. Bu gerçek karşısında şükredici kul ya da nankör olması ise insanın kendi tercihidir.
Nefis muhasebesi yaparak, nefsimizi hayatımızın merkezine koyalım. Kendi kurallarımıza göre bir hayat yaşamayız. Hayatın kurallarını hayatı veren belirler. Hayatı veren Allah! Hayat Allah’ın kurallarına göre yaşanır. Hayat nefis merkezli değildir. Allah’ın mesajı Kur’an-ı Kerime göre hayat inşa edilir. Sahip olduğumuz maddi ve manevi her bir şeyi düşünelim. Bunların hangisine kendimizden sahip olduğumuzu iddia edebiliriz? Nobel ödüllü AlexisCarrel’in ifadesiyle; ‘’insan Allah’a hava kadar, su kadar muhtaçtır.’’ Allah’ı gereği gibi takdir eden kul için, Allah’a kulluk ve ibadet etmek tüm hayatı boyunca sahip olabileceği en yüce mevki, en şerefli görevdir. Ey nefsim! İman edip erdemli bir hayat yaşamaksa niyetin, Allah’a gönülden bir teslimiyet göstereceksin. Sevgini gönlünden, güvenini kalbinden, zihnini ve duanı dilinden, secde izini alnından, Allah’ın ayetlerini aklından eksik etmeyeceksin.
Ey nefsim! Ömrünü geçici hevesler peşinde tüketen ilk sen değilsin: son da olmayacaksın. Kabirdekiler konuşabilse ne çok pişman bulacaksın. Gaflet uykusundan uyanalım. Nefis muhasebesinin sonucu: Allah’ın mesajı Kur’an-ı Kerimle hayatımızı inşa ederek,erdemli kul olmak ve Allah’ın kendisinden razı olmasıdır. Allah cümlemizi nefsimizin şerrinden korunarak, hakkıyla Allah’a kul olanlardan eylesin. Selam ve Dua ile.