- 22-09-2019 18:20
- 8594
‘Saçlarınızı, kilonuzu, boyunuzu sevin. Benim için sol bacağınızı da sevin.’ Dedi ve gitti.
21 yıllık yaşam öyküsünün en güzel çağlarında, bir psikoloji öğrencisiyken bedenini saran inatçı kanser hücreleriyle savaşan...
Yaşama aşkını gözlerinden okuduğum Neslican…
Seni hayata sımsıkı tutunan ellerinden…
Tedavi süreci çektiğin tüm ızdıraplara rağmen yaşama aşkından…
Yazdıklarının benliğimde yarattığı nankörlük duygusundan tanıyorum. Seni iyi tanıyorum güzel kız. Ağrılar içindeyken dahi yüzünde beliren kocaman gülümsemenden…
O kare işte hayata nasıl tutunduğunun, bizlere de nasıl tutunmamız gerektiğinin dersi adeta. Hayattan pek çok şey isteyen, genelde olmayanlara odaklanan, yaşamayı mecburi bir vazife gibi gören, bu konuda hiçbir minnet almayan, her nefesin lütuf olduğunu unutan insanlardık.
Sen çıktın aniden sosyal medyalarımızda, haberlerimizde.
Evet. Bu güzel kız hayattan sadece yaşamayı arzuluyordu. Zira gerisini halledebilecek kadar güçlüydü zaten. Tüm mücadelesi bedenini saran alçak bir kanser hücresinin ansızın nefesini kesmemesi adınaydı. Bugün bazı kanser hastaları için kurulan ‘savaşı kaybetti’ cümlesini senin için kullanmayacağım Neslican. Mücadelen çok güzeldi diyeceğim. Savaşı kazanmak mevzu bahis bile değil Nesli. Mücadelen sırasında kazandığın milyonlar varken. Seninle aynı mücadeleyi veren tüm savaşçılara verdiğin umut, enerji ve nasıl kanser savaşçısı olunur sorusuna hayat öykünle verdiğin muazzam cevap ortadayken… Sen kazandın. O kanser hücresi bedeninle birlikte veda etti. Ama umudun ve inancın bizlerle. Bedenin dayanamadı. Ama sen Nesli olarak güzeller güzeli bir Nesli olarak yüzündeki kocaman gülümsemenle direndin. Bizlere, tanıştığımız her insanın aslında adını bilemesek bile bir savaşı olduğunu ve nazik olmamız gerektiğini öğrettiğin…
Şükürsüzlük içinde kaybolurken aldığımız her nefesin minnetini hatırlattığın için… Bir kuşa bakarken duyduğun yaşamak hissini verdiğin için… Aşk ile mücadele neymiş her nefeste gösterdiğin için teşekkür ederiz güzel kız.
Çok duyguluyum.
Bu hastalığın ne denli zorlu bir süreç olduğunu en yakınlarımdan bilen biri olarak daha çok duyguluyum. Nesli’yle aynı kaderi paylaşan güzel insanlar. Bu hastalığın sürekli size kötü sürprizler yaptığını, her pet filminden sonra doktorunuzun gözlerinin içine bakıp bir güzel haber beklediğinizi, ağrılar içindeyken dahi içinizde bitmek bilmeyen hayat ve ölüm arasındaki muhasebenizi biliyorum. Yüzleşmek duygusunun her anınızı esir aldığını, hastane odalarıyla haşir neşir olmaktan dolayı içinde bulunduğunuz hasta psikolojisinin sizleri ne kadar yıprattığını da biliyorum. Aldığınız ağır ilaçların vücudunuzda yarattığı hengamenin farkındayım. Yaşamak; sayılı nefeslerimizden tüketmek zaten ama sizler için bu sürecin daha ağrılı geçtiğini de biliyorum. Ama her şey aşk ile yaşamak için. Kemoterapiler sonucu yorgun düşen gözbebeklerinizden öpüyorum. Dökülen saçlarınız ve kaşlarınızın ruhunuzda yarattığı yıkımında farkındayım. Ama şu var ki sizler seçilmiş savaşçılarsınız.
Bir kahraman ise saça, tüye bakmamalı. Sonbaharda yaprak döken koca çınarlar düşen yapraklarının hüznü ile eğilirken boy veriyor ve dallanıyor. Koca çınarlar neyse siz O’sunuz. Baharda daha güzel çiçekler açmak için dökülüyor yapraklarınız. Bana inanın. Hem hayatta tesadüfe yer olmadığına inanan biri olarak bazı hüzünlerin ve tecrübelerin insanı olgunlaştıracağına da inanıyorum. Yaradan mücadelemizi görmek istiyor. Ona olan şükrümüzü ve minnetimizi duymak istiyor. Hem nedir ki gözümüzde büyüterek korkular yarattığımız bu kahrolasıca illet?
Her birimizde varolan kötü hücrelerin sizlerde aktif olması ve sizin olağan üstü güçlü olmanız tek farkımız. Allah’ın kimseye kaldıramayacağından fazlasını yüklemediğine inanan insanlarız. Sizler yaşarken verdiğiniz bu mücadele ile yaşamanın bir külfet değil nimet olduğunu hatırlattınız. Hayatın akışı içinde es geçtiğimiz güzellikleri ve her nefesin Allah katında bizler için yaratılan birer imkan ve umut olduğunu öğrettiniz. Yürürken yanımızdan geçen, aynı evde yaşadığımız süper kahramanlarımız... Umudun, aşkın ve ilhamın ta kendisisiniz. Bu satırları okuyan ve aynı dertten muzdarip kim varsa… Her daim seninleyim. Her şeyin daha güzel olacağına, saçına, kaşına tekrar kavuşacağına… Hayata karşı seni daha dirençli yapan bu savaşı kazanacağına zerre şüphem yok. Bana bu cümleleri öğreten ise içinde yaşadığımız, uğruna mücadeleler verdiğimiz hayatın ta kendisi! Kara bulutlardan sonra çıkan gökkuşağı… Tünelin sonunda ki ışık! Yönsüz sandığın ancak Musa’yı yönüne vardıran Nil…
Umut ekip sağlık biçeceğiz bu zorlu yolda. Bana inan. Hiç bir kötü hücre iyi direnen bir ruhtan daha iyi direnemez! Seni seviyorum!