Bazen insan burnun dibindeki hazinenin farkına varamıyor. Bazen hazinenin farkına varıyor ama zaman ayırmıyor. Bazen zaman ayırıyor ama hakkını veremiyor...
Mezopotamya topraklarının her karışı hazine dolu. Nereyi kazsanız, nereye dokunsanız, ayrı bir hazine fışkırıyor, doğal güzellik, jeolojik zenginlik, tarih, medeniyet, ziynet, insaniyet...
Dünya meşgalesinin içerisinde çoğumuz ihmal ediyor bu değerleri. Batman’ın 35 km dibinde olan dünya kültür mirası Hasankeyf’i ziyaret etmeyen Batmanlılar var desem abartmış olmam. Şu saatten sonrada zaten ziyaret edemezler, balıkların yuva yapmaya başladığı eserleri...
Halbuki bu tarz tarihi mekanları keşfetmek, insana çok farklı bakış açıları kazandırıyor. Kitapların, hocaların, üniversitelerin veremediği bir çok zenginliğe kulaç attırıyor.
Yani anlayacağınız, zenginlikler içinde çok fakiriz. Hemen dibimizdeki Erbil, Bağdat, Tebriz, Halep, İsfahan, Şiraz, Şam, Busra, Tiflis....
Bunların hemen hepsi bir hafta sonunuzu ayırıp ziyaret edebileceğiniz şehirler.
Hemde düşük bütçelerle.
Bunlardan bazıları yıkıldı, bazıları hala savaş halinde diyebilirsiniz.
Buraların yıkık hali bile çok iş yapar. Savaş haline gelince, o şehirler 10 bin yıldır orada, onlarca savaş gördüler ama her savaş sonrası yeniden imar edildiler. Kendi ihmallerinizi, başkalarının hatalarıyla sıvamayın.
Tüm komşularımızı olduğu gibi Irak Kürdistan Özerk bölgesini de ziyaret etmiştim.
Zaxo ve Duhak şehirlerini gezmiş, bölge hakkında belli bir kanıya varmıştım. Lakin bölgenin başkenti olan Erbil’i ziyaret edememiştim. Bu benim için çok büyük bir eksiklikti. Çünkü Erbil, başkent olmanın yanında 8 bin yıllık(M.Ö. 6000) bir tarihe sahipti. Aynı zamanda Kürt, Türk ve Arapların kardeşçe yaşadığı, yanlarında Keldani, Ermeni, Ezidi ve Yahudileri de barındırdığı müthiş bir mozaiğe sahipti. Hem de burnumuzun dibindeydi.
Batman Habur(Silopi) 200 km, Habur Erbil 200 km. Yani yaklaşık 400 km mesafe var. Vize yok, dil problemi yok, güvenlik problemi yok, beslenme ve konaklama problemi yok...
Yok yok derken, tabii ki kapıyı vurun kafayı sallayın girin değil.
Oranında kendine göre tertip düzen ve kuralları var.
Gitmeden önce bazı ön bilgileri almazsanız, bazı sıkıntılar yaşayabilirsiniz.
Erbil’de uluslararası havalimanı var, isteyen uçakla da gidebilir ama bölge halkı için uçak mantıklı değil çünkü hemen burnumuzun dibi.
Cebinizde pasaportunuz ve 1500 liranız varsa hafta sonunuzu çok rahat bir şekilde Erbil’de geçirebilirsiniz. Hatta Erbil’e değil Zaxo ve Duhok’a gitmek istiyorum derseniz, günü birlik ziyaretlerde de bulunabilirsiniz. Yaptığınız masrafları da yapacağınız alışverişten fazlasıyla çıkarabilirsiniz. Yani seyahat size bedavaya kalabilir.
Karayolu ile gitmek isteyenler, otobüs firmalarını seçebilirler. Batman ve çevre illerden düzenli seferler yapılıyor Erbil’e. Fiyatlar 30 dolar/250 tl civarı. Süre 6-7 saat arası. Otobüsle gidip, kapıdaki gümrük karmaşasını kısmen atlayabilirsiniz. Çünkü işlemleri firma yetkilileri takip ediyor veya sizi yönlendiriyor.
Kendi aracınız ile gitmek isterseniz, 2 seçenek var. Arabayı Silopi’de park edip taksi ile karşıya geçmek. Taksiler çok cüzi bir miktara sizi karşıya geçiriyorlar. Aldıkları para sembolik çünkü onlar karşıya geçtiklerinde asıl asıl parayı sizden değil dolduracakları yakıt ve alacakları malzemelerden kazanıyorlar. Bunun için size ihtiyaçları var mı evet var. Çünkü pasaportu olan bir yolcuları yoksa karşıya geçmeleri yasak!
Kendi aracınızla geçerseniz ne olur. Öncelikle, aracın sizin adınıza olması veya araç sahibinden vekalet almanız gerekir. Birde Irak tarafına geçerken sigorta adı altında 55 dolarlık bir ödeme yapmanız gerekiyor. Alınan paranın adı sigorta ama Allah korusun bir kazaya karışırsanız, bunun size hiçbir faydası olmaz. Birde ne olursa olsun siz suçlu olursunuz. Diğer komşu ülkelerde de olduğu gibi kazaya karışan yabancı, her zaman suçludur!
Yurt dışına çıkarken, 7 yaşından büyük herkesin ödemesi gelen 50 liralık bir de harç var.
Karşı tarafta ise PCR testi için 9 yaşından büyük herkesten 35 dolar tahsil ediliyor (50 dolardan, 35 dolara yeni indi).
Devam edecek...
