- 27-12-2024 15:04
- 27-12-2024 15:08
- 1030
“Kentin Doğası” başlığını taşıyan üçüncü bölüm, fen bilimleri alanına ayrılmış olup Batman’da yayılış gösteren kelebek türleri, Batman ili bitki ve hayvan biyoçeşitliliği, Batman ilinde yetiştirilen stratejik öneme sahip endüstri bitkileri, Batman’da petrol dışı maden kaynakları, Batman kent peyzajında kullanılan süs bitkileri, Batman’da yöresel ürünler ve biyokimyasal içerikleri, Batman coğrafyasına özgü mezrone ve tayfi üzümü ile bağcılık, Batman su ayak izleri ile Batman kurulu olduğu alanın jeolojik özellikleri ele alınıp değerlendiriliyor.
Üçüncü bölümün ilk çalışması Doç. Dr. Abdullah Muratoğlu’nun kaleme aldığı “Suyun Üç Rengi ve Batman” adını taşıyor. Bu çalışmada; endüstriyel kalkınmada enerji yönetimi, sürdürülebilir kalkınmada ise tarım ve su yönetimi ön plana çıktığı, suyun renklerini görebilmek, su ayak izi metodu kapsamında sürdürülebilir bir su yönetimi açısından önemli çıkarımlar yapılmasını sağladığı, yenilikçi, katma değeri yüksek, mavi ve gri su içeriği düşük tarım uygulamalarının ilimizde artırılması gerektiği, bunun da doğal kaynakların geleceğe taşınması adına en önemli stratejilerden olduğu, Batman ilindeki tarımsal planlamanın, zamansal ve alansal yeşil su kullanımının maksimize edilmesi suretiyle yapılarak mavi su kaynaklarının tasarruf edilmesi ve bunlarla fırsat maliyeti ve sanal su içeriği düşük ürünlerin üretilmesi tavsiye edildiği, bu bağlamda sürdürülebilir kalkınma ve gelecekteki gıda güvenliği açısından, su kaynaklarımızın korunması son derece önemli olduğu, genişleyen uluslararası ticaretle, bölgesel su kaynakları artan global değer ifade etmeye başladığı, ihraç edilen ürünlerin çevresel etkileri ve ayak izi bölgemizde kaldığı için, su kaynaklarımızın geleceğe taşınması adına daha bilinçli, katılımcı, stratejik ve proaktif uygulamalara ihtiyaç olduğu vurgulanıyor (Muratoğlu, A. (2024). “Suyun Üç Rengi ve Batman” Nymphaeus’tan Batman’a Ed. Demir, İ, Akbaş, F. Korkmaz, F. Batman: Batman Üniversitesi Yayınları. p.215-224.
Üçüncü bölümün ikinci çalışması Arş. Gör. Şafak Özsaraç ve Dr. Öğr. Üyesi Sait Kurşunoğlu’nun birlikte hazırladığı “Batman İli Petrol Dışı Yeraltı Maden Kaynakları” adını taşıyor. Bu çalışmada; Güneydoğu Anadolu Bölgesi, jeolojik özellikleri nedeniyle endüstriyel hammadde oluşumları için uygun koşullar içerdiği, son yıllarda MTA Genel Müdürlüğü tarafından bu bölgede endüstriyel hammadde arayışına yönelik projelerin gerçekleştirildiği, Batman ilinin şu ana kadar yapılan çalışmaların ışığında, petrol dışında diğer maden yatakları açısından zengin olmadığı literatürde belirtilmesine rağmen son yıllarda yeraltı maden kaynak rezervlerinin azalması bilim insanlarını düşük tenörlü cevherlerden baz, kritik, kıymetli ve nadir toprak elementlerinin kazanımına yönelttiği, il sınırları içinde sınırlı sayıda metalik ve endüstriyel hammadde yataklarının bulunduğu, mevcut maden türlerinin il merkezi ve Sason ilçesinde bulunan barit, demir ve tuğla-kiremit hammaddelerini içerdiği, Batman ile Siirt arasında Türkiye’nin önemli alçıtaşı yataklarının bulunduğu, alçıtaşı yataklarının çoğunun halen özel şirketler tarafından işletilmekte olduğu, birinci sınıf kalitede olan alçıtaşlarının birçok sektörde kullanılmak üzere üretildiği. jeotermal yeraltı kaynakları açısından düşünüldüğünde, Batman bölgesinde TPAO tarafından petrol amaçlı sondajları yapılan bazı kuyuların petrol içermemekle birlikte sıcak su içerebildiği, bu tür kuyuları belirlemek için TPAO’nun sondaj deliklerinin jeotermal açıdan incelenmesi gerektiği, bölgede jeotermal suların ısıtma ve turistik amaçlar için kullanılmasının mümkün olduğu, entegre uygulamaların bölgenin ekonomik gelirleri ve sosyal gelişimi açısından önemli olabileceği ifade ediliyor (Özsaraç, Ş. ve Kurşunoğlu, S. (2024). “Batman İli Petrol Dışı Yeraltı Maden Kaynakları” Nymphaeus’tan Batman’a Ed. Demir, İ, Akbaş, F. Korkmaz, F. Batman: Batman Üniversitesi Yayınları. p.225-241.
Üçüncü bölümün üçüncü çalışması Doç. Dr. Nuray Alpaslan’ın kaleme aldığı “Batman İlinin Jeolojik Özellikleri” adını taşıyor. Bu çalışmada; Batman ili’nin genel jeolojik özellikleri ile birlikte il ve çevresindeki formasyonların tanımlamalarının yapıldığı, Batman kent merkezinin büyük bir kısmını şelmo formasyonunun oluşturduğu, Batman ili ve çevresinde gözlemlenen birimler, kırmızı ve pembe renkli kumtaşı, silttaşı, çakıltaşı, marn ve şeyllerden oluşan Gerçüş formasyonu, kireçtaşı, dolomitik kireçtaşı ve dolomitlerden oluşan Hoya Formasyonu, Hoya formasyonu üzerine dolomitik kireçtaşı, killi kireçtaşlarından oluşan Germik Formasyonu, bu formasyonların üzerini uyumsuz olarak konglomera, kumtaşı ve çamurtaşı’ndan oluşmuş Şelmo formasyonunun örttüğü, Kıra Dağı’nı oluşturan Kuvaterner yaşlı bazaltlar Şelmo formasyonu üzerine gelmiş olduğu, alüvyonlardan oluşan Kuvaterner birimlerin ise Batman Çayı Vadisi ve Batman çevresinde yüzeylediğini, alanın hidrokarbon oluşumu ve jeotermal enerji için gerekli akışkanın oluşmasını sağlayabilecek uygun ortamların varlığı nedeniyle önemli bir konumda olduğu, bu ortamların varlığının Batman ilinin jeolojik ve tektonik özelliklerini önemli kıldığı vurgulanmaktadır (Alpaslan, N. (2024). “Batman İlinin Jeolojik Özellikleri” Nymphaeus’tan Batman’a Ed. Demir, İ, Akbaş, F. Korkmaz, F. Batman: Batman Üniversitesi Yayınları. p.243-256.
Üçüncü bölümün dördüncü çalışması Doç. Dr. Nesrin Haşimi ve Öğr. Gör. Mehmet Yusuf Orcan’ın birlikte hazırladığı “Batman’da Yöresel Ürünler ve Biyokimyasal İçerikleri” adını taşıyor. Bu çalışmada; Gercüş yöresine ait kuru üzüm, pestil, cevizli sucuk ve üzüm pekmezinin antioksidan açısından oldukça zengin olduğu, kuru üzüm özütü ortamdaki serbest radikallerin %99’unu, pestil özütü ortamdaki serbest radikallerin %96’sını, cevizli sucuk ortamdaki serbest radikallerin %97’sini, üzüm pekmezi ortamdaki serbest radikallerin %93’ünü etkisiz hale getirdiği, özellikle üzüm pekmezinin 10 kat seyreltmeyle (sulandırma) bile çok yüksek antioksidan ekti gösterdiği, çalışma kapsamında kuru üzüm, pestil ve cevizli sucuk özütler 200 µg/ml konsantrasyonda kullanılırken üzüm pekmezine 1:10 oranında seyreltmenin uygulandığı, antioksidan aktivite DPPH Serbest Radikali Giderim Aktivitesi Yöntemi kullanılarak belirlendiği, yöresel ürünlerin fenolik içeriklerinin araştırılması sonucu en yüksek miktarın cevizli sucukta saptandığı, 1 gram cevizli sucukta 288,0 miligram gallik aside eşdeğer fenolik madde miktarı bulunurken bunu 203,10 miligram ile kuru üzüm, 190,3 miligram ile pekmez ve 51,22 miligram ile pestilin takip ettiği, yöresel ürünlerin antibakteriyel etkinliklerinin Escherichia coli, Staphylococcus aureus, ve Streptococcus pyogenes’e karşı değerlendirildiği, pestilin çalışılan bakterilere karşı düşük düzeyde öldürücü etkisinin olduğu, pestilin S. pyogenes, S. aureus ve E. coli üzerindeki öldürücü etkisini gösterdiği, pestil özütü emdirilmiş kağıt diskler etrafındaki berrak kısımda bakteri üremesinin olmadığı, çalışma kapsamında son olarak yöresel ürünlerin kalsiyum (Ca), potasyum (K), magnezyum (Mg), sodyum (Na), fosfor (P), demir (Fe) ve krom (Cr) içeriklerinin incelendiği ve ortaya çıkan sonuçların 1 gram üründeki madde içeriklerini miligram cinsinden gösterdiği, kalsiyum içeriği açısından en zengin ürünün kuru üzüm; potasyum ve demir içeriği açısından en zengin ürünün pekmez; magnezyum, sodyum ve fosfor içeriği açısından en zengin ürünün ise cevizli sucuk olduğu ifade ediliyor (Haşimi, N. ve Orcan, M.Y. (2024). “Batman’da Yöresel Ürünler ve Biyokimyasal İçerikleri” Nymphaeus’tan Batman’a Ed. Demir, İ, Akbaş, F. Korkmaz, F. Batman: Batman Üniversitesi Yayınları. p.257-266.
Üçüncü bölümün beşinci çalışması Doç. Dr. Erdem Seven’ın kaleme aldığı “Batman’da Yayılış Gösteren Kelebek Türleri” adını taşıyor. Bu çalışmada; Batman ilinde 8 familya içerisinde 130 türün yayılış gösterdiği, bu türlerin büyük çoğunluğunun Lycaenidae üyelerin oluşturduğu, Batman’da bilinen kelebeklerden 16 türün ‘Belirlenmemiş’ (XX) kategorisinde, 4 türünün ‘Yetersiz Verili’ (DD) kategorisinde ve Çokgözlü Toros Mavisi (Polyommatus isauricus), Erik Kırlangıçkuyruğu (Iphiclides podalirius), Dumanlı Apollo (Parnassius mnemosyne), Anadolu Kızılmeleği (Hipparchia pellucida) türlerinin ise tehlike altında (EN) olduğu, türlerin çok çeşitli olduğu ve ayrıntılı çalışmalarla daha da artacağının düşünüldüğü, sistematik araştırmaların birçok bilim dalı için doğrudan veya dolaylı olarak temel veriler oluşturduğu, tür çeşitliliği en kalabalık grup olan böceklerde, yeterli takım ve familya uzmanlarının olmasının bu grupların ayrıntılı çalışılmasını olanaklı kılacağı, tür listeleri oluşturmanın yanı sıra endemik, nadir ve tehlike altında bulunan türlerin belirlenmesi ve korunması ekolojik sürdürülebilirliğin önemli hususlarından olduğu, tür popülasyonlarının detaylı incelenmesi kırmızı liste çalışmalarının yanı sıra türlerin habitatlarının korunmasına da ciddi katkılar sunacağı vurgulanıyor (Seven, E. (2024). “Batman’da Yayılış Gösteren Kelebek Türleri” Nymphaeus’tan Batman’a Ed. Demir, İ, Akbaş, F. Korkmaz, F. Batman: Batman Üniversitesi Yayınları. p.267-281.
Üçüncü bölümün altıncı çalışması Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Yürümez’in kaleme aldığı “Batman İli Hayvan Biyoçeşitliliğine Katkılar” adını taşıyor. Bu çalışmada; yapılan arazi ve gözlem çalışmaları sonucunda Batman ilindeki memeli hayvanlar için en önemli tehditlerin insan kaynaklı tehditler olduğu, memeli hayvan ölüm nedenlerine bakıldığında kaçak avcılık, besi hayvanlarını koruma için öldürme, karayolunda araç çarpması ve besin azlığının en önemli nedenlerden olduğu, şehirlerarası karayollarının memeli hayvanların habitatını böldüğü, bu hayvanların karayolundan karşıya geçmeleri sırasında araç çarpması sonucu telef olduğu, barajlar nedeniyle genişleyen su sistemleri de memeli hayvanların karşı tarafa geçişlerini imkânsız hale getirdiği ve çizgili sırtlan, dağ keçisi ve kurt gibi geniş alanlara ihtiyaç duyan hayvanların habitatını böldüğü, tavşan, yaban domuzu gibi hayvanların aşırı avlanması ve kullanılan tarım ilaçları nedeniyle küçük kemirgenlerin sayısının azalmasının etçil memeli hayvanların besin bulmalarını zorlaştırdığı. tarım ilaçları sonucu ölmüş olan kemirgenlerle beslenen diğer hayvanların da zehirlenerek telef olduğu, su samurlarının yaşadığı nehir, göl ve dere gibi su sistemlerinin temiz olduğunun göstergesi olarak sayıldığı, şehrin kanalizasyonunun ve sanayi firmalarının kimyevi atıkların karışması sonucu su sistemleri kirlendiği ve sucul canlıların ya ölmesi ya da vücutlarında aşırı kimyasal madde birikmesi sonucunu doğurduğu, beslenme ihtiyacını bu su sistemlerinden karşılayan samurları da bundan dolayı zarar gördüğü, balık ağlarına ve alabalık üreticilerine zarar verdikleri gerekçesiyle de su samurlarının öldürüldüğü, memeli hayvanların insanlardan mümkün olduğunca uzak alanlarda yayılış göstermeyi tercih ettiği, yeni tarım ve yerleşim alanlarının kullanıma açılmasının hem habitat parçalanmasına hem de habitat daralmasına neden olduğu, sürü otlatma ve maden faaliyetlerinin memeli hayvanların yaşam alanlarının daralmasına neden olan diğer etkenlerden olduğu, memeli hayvanların habitatlarının daralması neticesinde ya populasyon artışının gerçekleşmesi ya da başka habitatlara göç etmekte zorunda kalması sonucunu doğurduğu, daha ileri dönemlerde de türün neslinin tehlike altına girdiği ve yok olma tehdidiyle karşı karşıya kaldığı, biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilmesi için hem kamusal hem de bireysel olmak üzere her düzeyde çabaların arttırılarak devam etmesi gerektiği, yörede geçimini hayvancılık yaparak sağlayan yöre halkının koyun ve keçi gibi sürüleri için tehdit olarak gördükleri kurt ve sırtlan gibi etçil memeli hayvanları öldürmemeleri için bilinçlendirme çalışmalarının yapılması gerektiği, su sistemlerine kanalizasyon suyunun ve sanayi atıklarının filtrelenerek bırakılması hem su sistemlerinin kirlenmesinin hem de su samurlarının zarar görmesinin önüne geçileceği, yaban hayatı memeli hayvanlarının araç çarpması nedeniyle ölmelerinin önüne geçilmesi amacıyla yöre halkının bilinçlendirilmesinin, yol güzergâhına uyarı tabelaları yerleştirilmesinin ve karayolları üzerine ekolojik köprüler veya menfezler yapılarak memeli hayvanların geçişleri sağlanmasının gerektiği, nesli tehlike altında olan hayvanların yayılış alanlarının tespit edilerek bu alanların koruma altına alınmasıyla Yaban Hayatı Geliştirme Sahası olarak ilan edilmesi gerektiği, kaçak avcılıkla etkin bir şekilde mücadele edilmesi ve cezaların caydırıcılığının artırılmasının gerekliliği vurgulanıyor (Yürümez, G. (2024). “Batman İli Hayvan Biyoçeşitliliğine Katkılar”Nymphaeus’tan Batman’a Ed. Demir, İ, Akbaş, F. Korkmaz, F. Batman: Batman Üniversitesi Yayınları. p.283-298.
Üçüncü bölümün yedinci çalışması Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Selçuk Kuru ve Dr. Öğr. Üyesi Pınar Orcan’ın birlikte hazırladığı “Batman İli Bitki Biyoçeşitliliği” adını taşıyor. Bu çalışmada; Batman ilinin floristik yapısının bir kısmının ortaya konulmaya çalışıldığı, çalışma kapsamında ülkemiz açısından önemli yer tutan bazı endemik taksonların tehlike kategorilerini gösteren mevcut durumlarının incelendiği, ilimizin sahip olduğu biyolojik çeşitliliğin güvence altına alınabilmesi için aşırı otlatma, ağaç kesimi, değişik amaçlar için bitkilerden yararlanmak amacıyla aşırı tahribatın ortadan kaldırılması için gerekli tedbirlerin alınması gerekliliği, bu ve benzeri çalışmaların ortaya konması ile biyoçeşitliliğimizin korunmasını sağlayacak bir yaklaşımın ortaya çıkacağı ifade ediliyor (Kuru, İ. S. ve Orcan, P. (2024). “Batman İli Bitki Biyoçeşitliliği” Nymphaeus’tan Batman’a Ed. Demir, İ, Akbaş, F. Korkmaz, F. Batman: Batman Üniversitesi Yayınları. p.299-313.
Üçüncü bölümün sekizinci çalışması Dr. Öğr. Üyesi Yusuf Ersalı’nın kaleme aldığı “Batman’da Fıstık” adını taşıyor. Bu çalışmada; Batman ili arazi yapısının ve ikliminin günümüzden yaklaşık 10.000 yıl önce yabani fıstığın doğal bir şekilde yetişmesi için uygun olduğu, günümüzde kültüre alma faaliyetlerinin başarılı bir şekilde devam etmesi bu gün de bu uygunluğun devam ettiğini gösterdiği, yüksek gelirinden dolayı Batmanlı çiftçilerin yeni bahçelerin tesisinde istekli olduğu ve bu yönde Batman İl Tarım Müdürlüğünün destekleri ile fıstık yetiştiriciliği hızlı bir şekilde arttığı, özellikle sürülemeyen kıraç alanlarda kurulacak bahçelerin desteklenmesiyle çiftçilere ek arazi sağlayacağından ek gelir üretmiş olacağı, bu kapsamda üreticilerin fıstık yetiştiriciliği konusunda teorik ve pratik bilgi (aşı, budama, kültürel işlemler, hasat ve önemi, depolama ve önemi) ve becerilerinin artırılması ve teknik yetersizliğe bağlı olarak yaşanan verim düşüklüğünü minimize edecek önlemlerin alınmasının gerekliliği, fıstık üretiminin sürdürülebilir olmasının yetiştiricilik konusunda bilinçli ve eğitimli çiftçiler ile fıstık yetiştiriciliğinin geliştirilmesinin gerekli bir tarımsal faaliyet olarak ortaya çıktığı, fıstığın özel olarak Batman, genel olarak da Güneydoğu Anadolu Bölge ekonomisi için önemli bir gelir kaynağı haline gelebilecek stratejik değere sahip önemli bir zirai ürün olduğu vurgulanıyor (Ersalı, Y. (2024). aldığı “Batman’da Fıstık” Nymphaeus’tan Batman’a Ed. Demir, İ, Akbaş, F. Korkmaz, F. Batman: Batman Üniversitesi Yayınları. p.315-339.
Üçüncü bölümün dokuzuncu çalışması Öğr. Gör. Dr. Gülşah Doğan’ın kaleme aldığı “Batman ve Badem” adını taşıyor. Bu çalışmada; su tüketimi miktarının günümüzde azalan su kaynakları nedeniyle önemsendiği, . badem ağaçlarının iklimsel verilerden anlaşılacağı gibi yağmur miktarının az olduğu dönemlerde sulama suyuna ihtiyaç gösterdiği, Batman’ın kuraklıktan etkilenen ve burada su kaynaklarının doğru bir şekilde tüketilmesi gerektiğinin vurgulandığı, badem yetiştiriciliğine artan talebin mevcut su kaynaklarının da verimli kullanılmasını sağlayacağı, meyve vermeyen yaşta ağaçların gelecekte ürün vermesi ile artan ürün miktarı farklı sektörlerin değerlendirmesine açık olacağı, gastronomi açısından farklı şekilde bir ürün olarak tüketiciye sunulmasının yöresel yiyecek olarak tanınmasını sağlayarak il ekonomisine katkıda bulunacağı, insan beslenmesinde değerli yağ asitleri ve besin içeriği ile daima yer alması gereken bademin üzerinde yaşadığımız değerli Mezopotamya topraklarında yetiştiriciliğinin artması ile bölge ve ülke ekonomisine katkı sunacağı ifade ediliyor Doğan, G. (2024). “Batman ve Badem” Nymphaeus’tan Batman’a Ed. Demir, İ, Akbaş, F. Korkmaz, F. Batman: Batman Üniversitesi Yayınları. p.341-351.
Üçüncü bölümün onuncu çalışması Öğr. Gör. İrem Süslü’nün kaleme aldığı “Batman’da Mezrone Üzümü” adını taşıyor. Bu çalışmada; arkeolojik kazılar sonucu ömrü dünyada milattan önce 8500, Türkiye’de milattan önce 3500 yıllarına dayandığı bilinen üzümün insanlık tarihi kadar eski bir ürün olduğu, diğer meyve türlerine göre çok daha fazla çeşidi olan üzümün farklı iklimlerde yetişmesine rağmen daha çok sıcak iklim bölgelerinde yetiştirildiği, dünyada yaklaşık 7 milyon hektar alanda 77 milyon ton civarı üretimi olan üzümün Türkiye’de yaklaşık 41 bin hektar alanda 4.2 milyon ton civarı üretiminin yapıldığı, gerek bağ alanı gerek üretim istatistiklerinin yıldan yıla azalma ve artma şeklinde farklılık gösterdiği, Türkiye dünyadaki bağ alanının % 17’sine sahipken, dünyadaki üzüm üretiminin % 18’ine sahip olduğu, Türkiye’nin dünyada bağ “alanında” beşinci iken, üzüm üretiminde altıncı sırada olduğu, Gercüş’te ğılsık, bınetahti, zeyti, kerküş, sınceri vb. üzüm çeşitleri yetiştirilmekle beraber buradaki bağ alanlarının % 90’ı mezrone üzümüne ayrıldığı, mezronenin tatlı ve sulu olması dolayısıyla genellikle şıralık olarak tüketilmesine sebep olduğu, bundan dolayı mezrone üzümü işlenerek; pekmez, üzüm sucuğu “orcik, köme”, köfter, pestil “bastık” olarak da çeşitli şekillerde ürün elde edildiği, işlenen bu ürünlerin üretici tarafından geleneksel yöntemlerle yapıldığı, bölgede üzümü değerlendirecek büyük işletmelerin olmamasının ürünün bölge dışına çıkmamasına sebep olduğu ve bu durumun bölge ekonomisini olumsuz etkilediği, mezrone üzümünün kurutularak değerlendirilmesi için bölgede depoculuk faaliyetlerinin olmamasının da bu alanda görülen olumsuzluklardan olduğu, tadıyla ve aromasıyla aranan nitelikte olan mezrone üzümünün yakın tarihte coğrafi işaret almasının tanınmışlığının artmasına vesile olacağı ve bu sayede ürünün pazarlanması ile bölgenin ekonomik kalkınmasına faydası olacağı ve kendisine dış pazarda daha geniş yer bulmasına yardımcı olacağı vurgulanıyor (Süslü, İ. (2024). “Batman’da Mezrone Üzümü” Nymphaeus’tan Batman’a Ed. Demir, İ, Akbaş, F. Korkmaz, F. Batman: Batman Üniversitesi Yayınları. p.353-365.
Üçüncü bölümün on birinci çalışması Prof. Dr. Filiz Akbaş ve Öğr. Gör. Mehmet Yusuf Orcan’ın birlikte hazırladığı “Batman’da Bağcılık ve Tayfi Üzümü” adını taşıyor. Bu çalışmada; tayfi üzümünün asma iklim ve toprak istekleri yönünden çok seçici olmaması, çoğaltma yöntemlerinin kolay olması ve farklı şekillerde değerlendirilmesi gibi sebeplerden dolayı dünyadaki en yaygın kültür bitkilerinden olduğu. üzümün ihtiva ettiği gıda maddelerinden dolayı beğenilerek yenilen bir meyve olduğu gibi gıda sanayi sektörüne hammadde sağlaması ve yüksek ihracat potansiyeline sahip olmasından dolayı da ülkemiz ekonomisinde ve sosyal hayatta önemli bir yere sahip olduğu, üzümün dünyada sofralık, kurutmalık ve şaraplık olarak değerlendirilmekle beraber ülkemizde, bölgeye özgü sirke, pekmez, pestil, üzüm suyu, köfter, sucuk, bastık, tarhana, muska, kesme gibi üzüm ürünlerinin geçmişi çok eskilere dayandığı, salamura yaprak üretimine olan talep de gittikçe arttığı, özellikle son yıllarda organik ürünlere olan talep çerçevesinde geleneksel ürünlere karşı ilginin daha da arttığınının gözlemlendiği, kendine has aroması ile verim ve kalite özellikleri bakımından yöre halkı tarafından yoğun bir şekilde tercih edilen tayfi üzüm çeşidinin yaprakları ve tohumlarının yüksek antioksidan aktiviteye sahip olmasından dolayı geleneksel tıpta kullanımının değerlendirildiği, köklü ve zengin bir bağcılık kültürüne sahip olan ilimizde yeni kurulacak bağ alanlarında bu çeşide yer verilmesi ve bir işleme tesisinin kurulması bu üzüm çeşidinin tanıtılmasının ve korunmasının yaygınlaştırılmasına önemli bir katkı sağlayacağı vurgulanıyor (Akbaş, F. ve Orcan, M. Y. (2024). “Batman’da Bağcılık ve Tayfi Üzümü” Nymphaeus’tan Batman’a Ed. Demir, İ, Akbaş, F. Korkmaz, F. Batman: Batman Üniversitesi Yayınları. p.367-376.
Üçüncü bölümün on ikinci çalışması Öğr. Gör. Dr. Mehtap Andırman’ın kaleme aldığı “Batman İlinde Yetiştirilen Stratejik Öneme Sahip Endüstri Bitkilerinin Araştırılması” adını taşıyor. Bu çalışmada; Batman bölgesinin iklim ve toprak faktörleri endüstri bitkilerin yetiştirilmesine olanak sağladığı, yöreye en uygun çeşitlerin geliştirilmesi ve bunların yetiştirme teknikleri için araştırma ve denemelerin yürütülmesi gerektiği, bu bitkilerin işlenebilmesi için bölgede bitkisel yağ ve lif sanayinin teşvik edilmesinin gerekli olduğu, bu bitkilerin işlendikten sonra geriye kalan küspelerinin hayvan yemi olarak kullanılmasının bölgede hayvancılığa da destek sağlayacağı, endüstri bitkileri grubunda yer alan yağlı tohumlu bitkilerin biyo-dizel yapımında hammadde olarak kullanılması ile birlikte üreticilerin giderinin en fazla olduğu enerji gereksinimini çiftçinin kendisinin üretmesi ve “Enerji Tarımı” kültürünün oluşturmasına katkıda bulunacağı, endüstri bitkilerin üretiminde, ekim yapılmadan önce ekonomik teşvik ve güvence temin edilmesi gerektiği ve bölgenin tarımsal üretim desenine alternatif bitki kazandırılarak hem ülke ekonomisine hem de çiftçilere gelir kaynağı sağlanacağı ifade ediliyor (Andırman, M. (2024). “Batman İlinde Yetiştirilen Stratejik Öneme Sahip Endüstri Bitkilerinin Araştırılması” Nymphaeus’tan Batman’a Ed. Demir, İ, Akbaş, F. Korkmaz, F. Batman: Batman Üniversitesi Yayınları. p.377-391.
Üçüncü bölümün on üçüncü ve son çalışması Öğr. Gör. Dr. Veysel Aydın’ın kaleme aldığı “Batman Kent Peyzajında Süs Bitkileri” adını taşıyor. Batman ili merkez ilçesinde yürütülen bu çalışma kapsamında 50’den fazla aktif yeşil alanda kullanılan dış mekân süs bitkisi, sürdürülebilir bir peyzaj bakışı açısı ile değerlendirildiği, kent merkezi yeni bir yerleşim alanı olmasına rağmen şehirdeki yeşil alanların çok sayıda dış mekân süs bitkisine yaşam alanı oluşturduğu, çalışma alanında Ağaç, Çalı, Yolluk, Yer Örtücü ve Sarılıcı Tırmanıcı olmak üzere toplamda altmış (60 adet) bitki tür ve çeşidinin Batman ili kent merkezi için uygun olduğu, aktif yeşil alanlarda su verimliliğini artırmak ve su tüketimini azaltmak için oluşturulan önemli yaklaşımlardan birinin kurakçıl peyzaj yaklaşımı olduğu, kurakçıl peyzaj yaklaşımında uygun bitki seçimi yapılırken tür ve çeşitlerin kuraklık toleransına ek olarak yapılan tasarıma uygunluğunun önemli olduğu, bu nedenle yalnızca yöreye özgü bitkilerin seçilmesinin doğru olmadığı, araştırma alanında kullanılan bitki türlerinin iklim isteklerine bakıldığında kurakçıl peyzaj anlayışının hâkim olduğunun tespit edildiği, seçilen bitki türlerinin genel olarak su ihtiyacının az ya da ortalama düzeyde olduğu, peyzaj düzenlemelerinde kullanılan bitki türlerinin seçiminde sıcaklık ve suyun belirleyici olduğu, aktif yeşil alanlarda su ihtiyacı bir birinden farklı olan tür ve çeşitlerin aynı alanda kullanılmış olması zonlama çalışmasının yapılmadığını gösterdiği, yeşil alanların oluşturulmasında bitkilerin su ihtiyaçlarının gözetilmesi gerektiği, bitkisel tasarımda kısa dönem iklim verilerinin tek başına doğru sonuçlar vermeyeceği, bu yüzden bitki materyali seçiminde uzun dönemde meydana gelen ekstrem sıcaklık değişimlerinin göz ardı edilmemesi gerektiği, sürdürülebilir bir çevre için bitki tür ve çeşidinin sayıca artırılması büyük önem taşıdığı, kentte yeni yapılacak aktif yeşil alanlarda kullanıma uygun bitki materyalinin doğru seçiminin yapılması gerektiği ve mevcutta bulunan yeşil alanlara yapılacak ilave bitkilerin iklim isteklerinin belirlenmesi gerektiği, tropik türler yerine ekstrem koşullara daha iyi adapte olan bitki türleri sayısının artırılması gerektiği ifade ediliyor (Aydın, V. (2024). “Batman Kent Peyzajında Süs Bitkileri” Nymphaeus’tan Batman’a Ed. Demir, İ, Akbaş, F. Korkmaz, F. Batman: Batman Üniversitesi Yayınları. p.393-407.
Kitabın dördüncü ve son bölümünde ise kadim toprakların modern şehri olan Batman’ın kalkınmasına dair jeostratejik önem nedeniyle gelecek projeksiyonu üzerinde durulurken bu husustaki tespit, öneri ve öngörülere yer veriliyor.
Dördüncü bölümün ilk ve eserin son çalışması Prof. Dr. İdris Demir ve Doç. Dr. Yusuf Çınar’ın birlikte hazırladığı “Kentin Gelecek Projeksiyonu Kadim Toprakların Modern Şehri Batman’ın Kalkınmasına Dair Tespitler, Öneriler, Öngörüler” adını taşıyor. Bu çalışmada; Batman ilinin ekonomik çeşitlendirmesi için üniversite, yerel yönetimler, iş dünyası temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve hükümetin işbirliği içinde olması gerektiği, bu sürecin yerel ekonominin güçlendirilmesi ve bölgenin sürdürülebilir kalkınması için önemli olduğu, petrolün ilk üretildiği yer olan Batman’ın ürettiği enerji kaynaklarını kimya endüstrisinde kullanabilen bir hale gelmesinin örnek bir model ile mümkün olabileceği, Türkiye Yüzyıl’ında Türkiye’nin enerji hub olma hedefine yerelde Batman’ın yerelden genele bir model olabileceği, Batman ulaşım boyutu ile transit yönü, ürettiğini kimya endüstrisinde işlemesi ile sanayileşme potansiyeli, Ortadoğu’ya yakın olması ile uluslararası boyutu model olarak oluşturulması için önemli alt başlıklar olabileceği, Teknolojiyi benimsemek ve inovasyonu teşvik etmek için girişimciliği teşvik eden programlar ve teknoloji merkezlerinin kurulması gerektiği, bu durumun yeni iş fırsatlarının ve teknolojiye dayalı sektörlerin gelişmesine katkı sağlayacağı, Batman ilinde eğitim ve iş becerisi geliştirme stratejileri, yerel yönetimler, eğitim kurumları, iş dünyası temsilcileri ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği içinde olması gerektiği. bu çabaların yerel ekonominin güçlenmesine ve bölgenin kalkınmasına katkı sağlayacağı, Batman Üniversitesinin uluslararası öğrencileri aracılığıyla uluslararası alanda Batman’ın isminin daha fazla duyurulmasına yardımcı olacağı, “enerji” başlığı altında TPAO, TÜPRAŞ ve diğer enerji şirketleri üretilecek bilimsel çalışmaların Batman’ın sürdürülebilir kalkınmasına yardımcı olacağı, Batman ilinin turizm potansiyelinin yüksek olmasına rağmen, bu konuda istenilen hedeflere ulaşılamadığının saptandığı, Batman’ın sadece petrol şehri imajının yanında turizm potansiyelinin ortaya konması gerektiği, Batman’da yetiştirilen tarımsal ürünlerin yetiştirilmesi için uygun bir iklim ve toprak yapısına sahip olduğu, tarım sektörünün çeşitlendirilebilir ve modern tarım teknikleri teşvik edilebilir bir yapıya büründürülmesi gerektiği, çeşitli ürünlerin yetiştirilmesi ve tarım işletmelerinin desteklenmesi, yerel ürünlerin çeşitlenmesine katkı sağlayacağı vurgulanıyor (Demir, İ. ve Çınar, Y. (2024). Kentin Gelecek Projeksiyonu Kadim Toprakların Modern Şehri Batman’ın Kalkınmasına Dair Tespitler, Öneriler, Öngörüler” Nymphaeus’tan Batman’a Ed. Demir, İ, Akbaş, F. Korkmaz, F. Batman: Batman Üniversitesi Yayınları. p.411-429.
Kitabın son kısmına ise Görseller bölünü ilave edilmiş. Bu kısımda Eyüp Hikmet Kınacı, Reşit Uğran ve Asya Eratilla’nın fotoğraflarına yer veriliyor. Bu haliyle eser Batman üzerine önemli bir akademik birikimi yansıtıyor.