- 19-05-2020 18:02
- 9460
22 ARALIK - 19 OCAK
Öncü, Toprak
Öncelikle belirtmem gerekir ki sizinle paylaşacağım burçların psikolojik özellikleri güneş burcu dikkate alınarak hazırlanmıştır, elbette önce ki yazılarımda belirttiğim gibi güneş burcundan ibaret değiliz doğduğumuz andaki kozmik enerjiler farklı burçlardaki gezegen yerleşimleri ile doğum haritamızı harmanlanmaktadır, burada bize yaşam enerjisi veren güneşin daha baskın bir rol üstlendiğini belirtmek isterim.
Bu başlık çeşitli astroloji kaynaklarından derlemeler yapılarak sizlere sunulacaktır.
Keyifli okumalar dilerim.
İnsanın doğası ile toplumsal kimliğini birleştirmek - Oğlak'ın hedefi budur.
Oğlak bütünlüğün sembolüdür.
Görülmez kişisel öz ile gözle görülür toplumsal tavrın birleşmesi Oğlak'ın gelişimsel hedefidir.
Oğlak toplum içindeki yerini oluşturabilmek için yenilgiler, belirsizlikler, küçük kazançlarla geçen uzun zamanlar ve engellerle karşılaşır.
Baskılara dayanabilmek için iki kaynağa sahiptir: sabır ve öz disiplin.
Diğer burçların aksine, o bekleyebilir.
Kararını verdikten sonra, baskılara aldırmadan rotasını çizer.
Hedefe erişmek için doğal duyguların kontrol edilmesi ve yönlendirilmesi gerekir.
Sakıncalı olan bunların tümüyle bastırılabilir olmasıdır.
Oğlak'ın diğer kaynağı içgüdüsel pratikliktir.
Hayallerin hayatındaki yeri o hayallerin gerçekleşebilmesi olasılığına bağlıdır.
En üstün anlamda zirveye tırmanmak ister.
Kendisine saygısı zaten vardır ve kim olduğunu bilmektedir.
Stratejisi erken gelişim dönemlerinde yalnız başına zaman geçirmektir.
Ardından toplumun var ettiği dünyaya girer. Tek hedefi vardır.
Kendine doğal geleni yapmak.
Aldığı toplumsal rolde kendi özbenliğini ifade edebilmek.
Övgüye ve yergiye kayıtsız kalarak amacında ilerlemek.
Soğukkanlılığı ve duygularını kontrol altına alabilmesi aynı zamanda Oğlak'ın gölgesidir. Kendisiyle ve asıl duygularıyla bağlantısı kesilirse, kararlılığı duraksarsa, soğukkanlılığı çarpıtılır.
Bu, dışarıda olaylara ve hayatın gelişmelerine duygusal tepkilerin bastırılması olarak gözlenir. Oğlak buz gibi bir kayaya dönüşür.
Bu gidişatın ilerisinde Oğlak diğer gölgesiyle karşılaşır.
Bu da doğal yalnızlığının yozlaşmasıdır. Yani kimsesizlik.
Hâlâ güçlüdür, ama artık kötü duyguları ve istekleri vardır.
Kendi yolunu kaybettiği için başkalarının yolunu saptamaya çalışır. Güç peşine düşer.
Tek amacı otoritesinin alanını genişletmektir.
İçinde bulması gereken saygı ve onayı dışarıda bulmaya çalışır. Kalbinin isteklerine kulağını tıkar, ait olmadığı bir toplumsal rolün ve sorumlulukların kurbanı olarak ölür.
Öğrenmesi gereken; umutsuzluğa ve hayal kırıklığına kapılmadan, korku dolu düşünceleri bir tarafa bırakmaktır.
Kendine özgü ve özel olan yolu bulup, bunun için kendine güvenmek, yani kaderini bulup, onu kabullenmektir.
Aysem Aksoy Astroloji Dergisi
OĞLAKLAR da ”mühim” işler yapmak ve ”yetki sahibi” olmak üzere burada olduklarına dair bir iç kabul ile yaşarlar…
Ne gariptir ki hayat onları, kendilerini değil sorumluluklarını ”mühimsemeye” ve aldıkları yetkiler vesilesiyle ”hükmeden” değil ”hizmet eden” olmaya yönlendirir.
Sorumluluk duygusu hayatlarına anlam katan temel faktördür.
Onları heyecanlandıran bir görev üstlendikleri zaman, kendilerini zıpkın gibi hisseder ve etkileyici bir enerji ile çalışırlar.
Genellikle mutfakta olmayı arzu eder ve içlerine gömülerek çalışmayı severler ama organizasyonel yeteneklerini kullanmak zorunda kalacakları durumlarla sıkça karşılaşırlar.
En kıymet verdikleri şey çözüm bulmaktır! Çünki onlar genellikle karar almak zorunda kaldıkları konumlarda yaşarlar.
İnsiyatifli davranma yeteneklerinin parladığı durumlar, herkesin halinden memnun olduğu, işlerin tıkırında, hayatın tatlı, şarabın bol, kadınların neşeli, erkeklerin cömert oldukları dönemler değildir… Öyle zamanlarda, azcık kenarda kalır, ve genellikle olan bitenin içinden baş veren tehdit filizlerinin büyümesini endişeyle seyrederler. Onların sahneye çıktıkları zamanlar, herkesin paniğe kapıldığı ya da amaçlarından umudu kestiği şaşkınlık ya da yıkım anlarıdır.
Çünki OĞLAKLAR kaybedilen zamanın ve yaşanan yıkımın çaresinin yeniden başlamak, korkunun çaresinin ise dirayet yani ”rağmen yapmak’’ olduğunu gayet iyi bilirler.
OĞLAK’ın eksikliğe tahammülü yoktur. İnsani zaaflarına kendini rahatça bırakan ve kusurlu işlerin üstünü örterek yutturmaya çalışan insanları anlayamaz. Yapılan işleri bir bakışta yargılamak ve her şeyin nasıl ”daha iyi” yapılabileceği hakkında bir fikir sahibi olmak, ‘’toplum içinde kıl ve ukala’’ bulunmalarına sebep olabilir.
Ödünsüz olmakla övünür ama bu tavrı OĞLAK’ı fazlasıyla katı ve anlayışsız bir hale de getirebilir! Yargısız ve tarafsız olmayı ve onaylamadığı kişilerle de uzlaşmayı, mutlaka öğrenmesi gerekir. Aksi takdirde üstlendiği görevleri sabote eden bir konuma düşebilir!
Yalnızlık, OĞLAK için su, hava gibi bir ihtiyaçtır! Yalnız başına sinemaya gitmekten ya da tatile çıkmaktan haz almak, psikolojisini ancak uzuuun yalnız yürüyüşler yaparak toparlamak, yalnız yaşamayı sevmek, OĞLAK’a özgü tuhaflıklardır :))).
Ama tüm mesafeli hallerine rağmen, insan ilişkilerine çok ihtiyaç duyar ve birilerinin hassasiyetlerini fark edip onlara üste gitmeyen, talepsiz bir şefkat göstermesini arzu ederler.
Gerçekten yakınlarına aldıkları insanlara karşı ise, son derece sahiplenici ve cömert bir tavırları vardır. ”Yapamam” sözcüğü lugatlarından silinmiş gibidir. Genellikle hoşlanmadıkları beklentileri bile tatmin etmeye çalışırlar. Görev duyguları, onları suistimal edilmeye yatkın hale getirdiği için, soğuk ve sevimsiz bir maskenin ardına saklanarak kendilerini güvende tutmaya çalışabilirler. Öte yandan, çok fazla suistimal edildiğini farkeden bir OĞLAK’ın hakikaten katı hatta basbayağı zalim olmaya da yatkınlığı vardır…
OĞLAKLARın maddiyatçı oldukları söylenir. Ama bu harcama tutkusundan ziyade, ellerinin altında erişebilecekleri birçok kaynak olduğunu bilmek ihtiyacındandır. OĞLAK mahrumiyet içinde yükselen insanların burcudur. Bu nedenle OĞLAKLAR eriştikleri konumu iyi kullanmaya ve elde ettikleri kaynaklara tam anlamıyla hakim olmaya odaklanırlar.
Çocukluklarının çok rahat ortamlarda geçtiği söylenemez. Genellikle sert bir ebeveynle, bir biçimde iletişim eksikliği ya da ihmal edilmişlik hissi yaşadıkları ailelerde büyürler. Bu nedenle bacak-kadar çocukken dahi, gözlerinin derinlerinde ”yaşlı biri” oturmaktadır.
Kendini gerçekleştirme yolu;
”Koşulsuz Sevgi” denilince ilk akla gelen burç OĞLAK değildir :))) Burçlar çarkında ‘’yöneticisi duyguları temsil eden Ay olan’’ Yengeç’in zıddında konumlandığı için OĞLAK’ı soğuk bulanlar, hatta daha ileri gidip ”En Güzel Duyguların Katili” olarak görenler de vardır!
OĞLAKLAR, duygusal eğilimlerini kontrol altına almaları ve zaaflarına teslim olmaktan hoşlanmamaları, sevgi yerine görev anlayışını ön plana koymaları ile bilinirler. Ancak OĞLAK, kendini toplum önünde güçlü kılmaya ve özel hayattaki eksikliğini iş hayatıyla gidermeye çalışırken, evren de onu adeta hizmet temelli yakın ilişkilere doğru çeker gibidir.
Bekledikleri sevgiyi bulmak yerine, ”rağmen-sevmek” zorunda kalır, onlara şefkat duymayı ve göstermeyi öğreten deneyimler yaşarlar.
Manevi hayat ilk gençlik yıllarında çok üzerinde düşünmedikleri ve sadece genel geçer pratiklerle uyguladıkları birşey olabilir. Ama yıllar geçtikçe, hayat onlara inançlarını pekiştirmeyi öğretecek ve manevi değerlerini hayata geçirmek gereğini hatırlatacaktır…
Değer verdiği her şeyi yürünebilir bir yol, elle tutulabilir bir hizmet, kullanılabilir bir yapı haline getirmek, OĞLAK için kaçınılmaz bir ihtiyaçtır! Bu eğilimini iman ile bütünleştirdiğinde ve asıl hedefi ”insanları değil Tanrı’yı memnun etmek” olduğunda, içindeki sevecenliği ve ışığı açığa çıkartabilir.
Hep biraz melankolik olan ve arayışı bir türlü bitmek bilmeyen OĞLAK, hayat amacını ve gerçek doyumu ancak MANEVİ AİDİYETİ’ne ulaşınca bulacaktır… Juno Astroloji Kendi halinde Yıldız Gözlemcisi