ÖĞRENCİLERİN SESSİZ ÇIĞLIKLARINI DUYUN

Hani büyüklerimiz, siyasetçilerimiz, toplumun her kademesi için biz çocuklar her şeyinizdik. Sizin geleceğiniz bizdik. Bu kadar mı önemli sizin geleceğiniz? Bu kadar mı değer veriyorsunuz bize?

      Okullar artık tek öğün olarak eğitim veriyorlar. Bildiğim kadar tüm okullar geçti bu sisteme. Tamam buraya kadar iyi hoş. Her şey öğrencinin rahatı için. Sabah erken saatlerde okul için kalkmak yok. Akşamları özellikle  kışın geç saatlerde eve dönmek yok. Bu da tamam. Peki bu öğlen arası yemek sorununu napıcaz. Öğlen yemek için beslenmede bir şey götürüyoruz. Bunlarda daha çok karbonhidrat ağırlıklı oluyor. Niçin? Çünkü sulu besinler çantamıza dökülmesin diye. Sonra yemek yemeyi bırakıp çanta, defter, kitap temizlemeye kalkmayalım diye. Bu yiyecekler soğuduğu için de bir lezzetleri kalmıyor. Eeee gariban öğrenci ne yapsın? Hâl böyle olunca soluğu kantinde ya da okul çevresinde bulunan fast foodçular da alıyor. Bu yiyecekler ne şartta hazırlanıyor onu da bilmiyoruz. Üstelik buralarda ben bir denetim görmüyorum. Hani biz çocuklar obeziteye karşı dengeli ve sağlıklı beslenmeliydik. Ne oldu? Böyle mi obeziteyle savaşıyoruz.

   Bu kadarla değil öğlen arası yemek için eve giden öğrenci kardeşlerim var. Ev yolunda başka serseri çocuklarla karşılaşma riskleri var. Geçen hafta bizim okulun önünde 2 tane kız çocuğunun ayaklarını ezmiş serseri sürücünün teki. Önemli olan can sağlığımız değil mi?

   Bir de öğlen arası olduğu için dış kapıdaki güvenlikte yemek molasına çıkıyor. Yani öğlen araları okullar her türlü tehlikeye açık bu durumda tabi biz öğrencilerde. Yani sapığın, sorunlunun, psikopatın biri gelse veli gibi içeri girse bize her türlü zararı verebilir.

   Biz kendi okulumuzda güvenliğimiz için öğlen arası okulun bahçesine çıkamıyoruz ya da koktuğumuz için.

      Hani her okulda temizlik şartlarına uyulan, denetimleri yapılan yemekhaneler yapılacaktı. Devlet tarafından öğrenciye ücretsiz olacaktı. Yani bütçesi dar olan aile çocuğuyla, bütçesi iyi olan aile çocuğu aynı şekilde beslenecekti. Hiç olmasa beslenmede fırsat eşitliği olacaktı.

  Şimdi bu bizim yemekhane bütçeleri, seçim bütçesi mi olacak. Bırakın onu bunu şunu, bırakın seçimi, siz ilk başta şu gariban zavallı öğrencilerin çaresizliklerini duyun, bir öğrenciye kulak verin. Geleceğinize sahip çıkın. Unutmayın bir ülkede çocuklar mutluysa o ülke gerçekten iyi şartlarda olan bir ülkedir. Siz bizi mutlu edin ki, yüzümüz gülsün ki bizde aklımızı derslere verip ülkemizi daha güzel seviyelere taşıyalım. Yani ülkenin geleceği seçimden değil bizden geçiyor. Seçim değil biz sizi kurtaracağız. Haa bir de unutmadan yemekhane işi olursa, gazete ve haberlerde toplu zehirlenme vakaları haberleri olmasın. Yapıyorsak dosdoğru yapalım

    Selam ve saygılarımla

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ