- 17-01-2024 00:01
- 16-01-2024 16:08
- 140
Amerika’nın Marshall Planı ile 1948-1951 yılları arasında antikomünist hedefler için yapılan yardımlar sonucunda Türkiye ile ikili ilişkilerde büyük gelişmeler sağlanmıştır. O gün bu gündür Türkiye Amerika rotasında hareket etmektedir. Aynı zamanda Nato müttefikidir.
1948 li yıllarda bizzat Amerika’nın desteği ile kurulan Siyonist İsrail Devletinin korunması ve yayılması için Ortadoğu da Küçük bir İsrail cehennemi oluşturulmuştur. Amerika bu ülkenin birinci dereceden koruyucusudur. Arap Devletleri İsrail’in güvenliği için kontrol altına alınmakta, İsrail için güvenli ortam oluşturulmaktadır.
Irak, İran Suriye ve Türkiye de de aynı oyun oynanmaktadır. Amerika kaos ve kargaşa oluşturduğu ülkelere bir kurtarıcı gibi girerek devletleri ele geçirmeye, zenginlik kaynaklarına el koymaya kalkışmaktadır.
Amerika; bir yandan bölge ülkelerine dost görünürken diğer yandan işgal planlarına devam etmektedir. Bir yandan oluşturduğu “Terörü kınarken” diğer yandan teröristleri silahlandırmaktadır.
Oysaki Ortadoğu ve dünya da ki terörün asıl kaynağı Amerika’dır. Girdiği her yerde özgürlük ve Demokrasi adı altında katliamlar oluşturmakta, yakıp yıkmaktadır.
Gazze ve Filistin de de Siyonist İsrail’in yaptığı insanlık dışı katliam ve soykırımın sorumlusu Amerika’dır.
Amerika uluslararası hukuku çiğnemekte, terörle iş birliği yapmakta ve hiçbir şey olmamış gibi bu ülkelerin yönetimlerine “Sizinleyiz ve Teröre karşıyız” diyerek alay etmektedir.
Ortadoğu ülkeleri; Amerika’nın içte ve dışta yapmış olduğu müdahalelere sessiz kaldıkça Amerika ve yandaşları daha çok cesaretlenecek, korkutma, yıldırma ve tehditlerle isteklerini yaptırmaya devam edeceklerdir.
Amerika’nın doğrudan ve dolaylı saldırılarını savuşturan ülkeler, sessiz ve çekingen tavırlarıyla gereken adımları atmadıkları müddetçe Amerika’nın başlarına musallat olmasından kurtulamayacaklardır.
Bu korku ve çekingenliğin nedeni İngiltere ve Amerika tarafından yüz yıldır Ortadoğu üzerine kabus gibi çöken “Öğretilmiş çaresizliğin” sonucudur.
Maalesef Ortadoğu devletleri “Öğretilmiş çaresizlik” psikolojisiyle gereken tepkileri verememektedirler.
Örneğin; bir fil veya koskoca bir öküz, boynuna bağlı bir iple yönlendirilmeyi öğrenmişse küçük bir çocuk bile onu istediği gibi yönlendirebilmektedir. Oysa o fil veya öküz çocuğa boyun eğmeyecek güce sahiptir. Buna rağmen boynundaki ip nedeniyle küçücük bir çocuğa boyun eğip itaat etmektedir.
İşte bu günkü Ortadoğu ülkelerinin hali bundan ibarettir. Amerika ve İsrail korkusu şartsız itaat ve boyun eğmeyi öğretmiştir. Amerika ve yandaşlarına birkaç kez başkaldıranların yenilgiye uğraması Amerika’nın yenilemeyeceği olgusuna dönüşmüştür.
Ama mutlak direniş Amerika’yı yenilgiye uğratacaktır. Vietnam ve Afganistan örneği ortadadır.
Amerika; İsrail ile Gazze de soykırım uygularken Gazzeli Müslümanların direnişi, Lübnan Hizbullah’ının korkusuzluğu, Yemenli Müslümanların onurlu ve şerefli desteği, Afrika ülkesinin Adalet için Mahkeme talepleri, kâğıttan bir dev olan Amerika ve İsrail’in yenilmezliği efsanesini yerle bir etmiştir.
Böylelikle bugüne kadar süre gelen “Öğrenilmiş çaresizliğin” yıkılmasını ve bu büyük güçlerle savaşılabileceğini göstermiştir. Bugün itibarıyla ne Amerika, ne de İsrail yenilmez değildir.
Türkiye hükümeti bizzat Amerika’nın eliyle içten ve dıştan saldırıya uğramaktadır. Buna rağmen ne Amerika ve ne de İsrail’e karşı duramamakta, durma cesareti gösterememekte, gerekli mücadeleyi ortaya koyamamaktadır.
Türkiye’nin onlarca askeri Amerikan ve İsrail’in açık destekleriyle şehit edilmesine rağmen karşı girişimde bulunamamakta, bataklığı oluşturan Amerika’ya karşı öğretilmiş çaresizliğe teslim olmaktadır. Öyle ya da böyle bir şekilde bu öğretilmiş çaresizliği kırmak zorundadır.
Aynı durum İran, Irak ve Suriye devletleri içinde geçerlidir. Ortadoğu ve dünya da ki terörün gerçek nedeni Amerika’dır.
Terör bataklığını oluşturan yine Amerika’dır. Terör; sadece bataklığın sinekleridir. Teröre maruz kalan devletler, bataklığı kurutmak için mücadele vermedikleri müddetçe sineklerle uğraşmak zorunda kalacaklardır.
Amerika ve İsrail’e karşı gerekli adımlar cesaret ve ferasetle atılmadan terörü bitirmek mümkün olmayacaktır.