Okullar açılıyor

Okullar açılıyor

2024-2025 eğitim öğretim yılında okullar 2 Eylül'de açılıyor.

2-6 Eylül mesleki çalışma ve uyum haftası olacak.

Okula yeni başlayacak 1. Sınıflar ve Ortaokula geçecek 5. Sınıf ile liseye başlayacak 9. Sınıflar uyum kapsamında okula olacaklar. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında bu kademlerde derse girecek öğretmenlere mesleki çalışma haftasında yeni müfredatla ilgili eğitim verilecek. Daha sonra peyderpey tüm öğretmenlere ve okul yöneticilere eğitimciler verilmeye devam edilecek.

Ders başı ise 9 Eylül'de olacak.

Okulların açılmasıyla beraber yeni heyecanlar, sevinçler, umutlar tazelenecek.

İlk defa evden ayrılacak olanlarda, yeni bir okula gidecek çocuklarda heyecanla beraber kaygı ve endişe de olacaktır.

Okul, etrafı dört duvarla çevrili bir mekandan ziyade bilginin yuvası, sosyalleşmenin ortamı, arkadaşlık evi, hayal sokağı, değer görme yeridir. Çocuk burada kabul görmeyi, sorumlulukların farkına varmayı, yaşam becerilerini öğrenir. Kısaca okul bir çocuğun hayat yolculuğundaki en mühim basamaktır.

Çocuklar burada öğrenirken aynı zamanda sevgi, saygı, değer, ahlak, bilgi ve hayat becerilerini öğreniyor.

Bilginin hızla sürekli değişmesi, yeni yaşam becerilerini gerektirecek mesleklerin ortaya çıkması, öğrenmenin giderek dijitalleşmesi, bireyin okula bakışının farklılaşmasıyla beraber okulların işlevi de, içeriği de değişiyor zamanla.

Sürekli teknolojiye maruz kalmış çocukların davranışlarındaki değişkenlik, hızlı düşünme, hızlı hareket etme, hızlı tüketmeyle beraber sınıflarda uzun süre kalmasını zorlaştırıyor. Tekli eğitim gören okullarda teneffüs zili süresi uzatılmasına rağmen çocuklar sınıflarda çabuk sıkılıyor ve derse odaklanmakta güçlük çekiyorlar.

Yeni Maarif Modeli ile beraber müfredat her ne kadar sadeleştirilmişse de mevcut öğrenciler eski

müfredat kapsamında ders görmeye devam edecektir. Yukarıda saydığım sebeplerden dolayı yedi, sekiz saat boyunca çocukları okulda, derste zaptetmek çok zorlaşıyor. Bundan dolayı ders saatlerinin de kısaltmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Bununla beraber ders işleme metodlarının, öğretmen yeterliliğinin güçlendirmesi gerektirdiği kanısındayım.

Sosyal medyada çok dolaşan bir video vardı muhtemelen sizler de izlemişsiniz. Cuma günü törenin bitmesiyle beraber tüm çocukların koşarak okuldan kaçması çok düşündürücü elbet.

Öğrenciler okuldan çıkarken sevindiği kadar okula gelirken neden bu kadar mutlu olamıyor.

Okula karşı duyguların negatifleşmesi, tutum ve ilginin azalmasının elbette sebepleri vardır.

Bu yüzden öğretmen ve okul yöneticilerine büyük görevler düşüyor. Koşulsuz kabul, değer görme, adil olma, öğrencilerin yeteneklerinin farkına varmayı sağlama, kendi potansiyelini keşfettirme, bireysel öğretim tekniklerini uygulama, her öğrencinin biricikliğini sağlama, sosyal etkinlikleri artırma, okul kütüphanesini, laboratuvarı aktif kullandırma, farklı yeteneklere hitap edecek atölyelerin kurulmasını sağlama, okul bahçesini yeşillendirme, öğrencilerin kaliteli zaman geçireceği şekilde düzenleme yapma, İşbirliğini önemseme, beraber çalışma ortamları ve fırsatlarını oluşturma, sevgi ve güven ortamı tesis etme, sınıfları ve öğretmenler odasını öğrenme ortamına ve sağlıklı ilişkilerin geliştiği alanlara dönüştürme, spor, sanat, kültürel faaliyetlere zaman ayırma, rekabetten çok okulda birbirini geliştirecek bir kültürü inşa etme öğrencilerin okula bağlılığını artıracaktır ve okuldan ayrılırken değil okula gelirken sevinip mutlu olacaklardır diye düşünüyorum.

Yeni eğitim öğretim yılının tüm eğitim camiasına hayırlı olmasını diliyorum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ