- 12-06-2014 22:29
- 44
İnsanlar, düşünce yetenekleriyle diğer organizmalardan ayrılırlar.
Düşünüp, tasarlayıp, karar verme yetenekleriyle de üstünlük sağlarlar…
Üstünlük yüce dinimizde takva iledir! Aslında takvanın gerekleri, insanlığın gerekleriyle eşdeğerdir.
İnsan olmak dürüst olmayı, doğru konuşmayı, konuştuğunun arkasında durmayı, dik durmayı gerektirir…
Beraber zikredilmesine rağmen dik durmak diğer özelliklerden bağımsız olarakta çok önemlidir. İnsanlar yanlış bile olsalar dik duruş onlara bir erdem kazandırır. Çünkü insanın ve insanlığın en büyük düşmanı kaypaklıktır.
Dediğinin arkasında duran, dik duran adam, omurgalı adamdır. Omurgalı adamdan korkmayacaksın. Onun kuralları, kaideleri vardır. Ona göre yaşar, ona göre ölür!
Evini satar, barkını satar, ceketini satar, ama dostunu arkadaşını, yoldaşını satmaz. O hiç kimseyi satmaz…
Aslında toplumumuzda ki en büyük problemde bu!
Kuyruğumuz sıkıştığı anda satmaya başlarız. Eve, barka, cekete, dokunmasınlar da ne oluyorsa olsun, kim olursa olsun!
Çuvaldızı önce kendimize batıralım, basın sektörünün de diğer sektör, grup veya topluluklar gibi omurgasızları vardır. Hem de çok tehlikelidir. Çünkü ünlü, etkili ve yetkililerin omurgasızı diğerlerinden çok daha çetindir.
Örnekleri çoğaltabiliriz, sosyal alanda, ticari hayatta, oooo birde siyasette…
İnsanın midesi bulanıyor!
Bu tarz insanlarla konuşmak, görüşmek hatta fotoğraflarına bakmak bile midesini bulandırıyor insanın.
Ama maalesef bu tip insancıklar her dönem, her yerde kendilerine yer bulur, birde caka satarlar.
Birçok konuda ilerlemememizin sebebi de budur. En dürüstümüz bile zoru gördüğüne hafif bir kırılganlık yaşıyor. Hâlbuki yüce dinimiz ve kültürümüz bize haksızlık karşısında durmayı, zorluk karşısısın da direnmeyi öğretmiştir.
Her zorda kaldığımızda insanlık kredimizi kullanmaya kalkarsak, hayat denen yolun sonunda insanlıktan yoksun kuru bir bedenle buluruz kendimizi. İçi boş, yüzü kara, pis bir leş olarak…
Zorun olmadığı yerde herkes kor olur. Önemli olan, zor görüldüğünde omurgayı korumak, kendini ve inandıklarını kollamaktır…