ONE WAY TİCKET-TEK YÖNLÜ GİDİŞ BİLETİ

Osmanlı edebiyatı ile Cumhuriyet edebiyatının ortak elemanı olan Tevfik Fikret’in meşhur bir deyişiyle giriş yapıyorum;

Tevfik Fikret der ki “Gayeye giden her yol meşrudur”

İşte şu an bu sözün anlam kazandığı bir dönem yaşıyoruz.

Olası erken bir seçim yahut baskın bir seçimle AKP’nin doğal ve karizmatik lideri olarak lanse edilen birileri Başkanlık uğruna yol arkadaşını bile siyaset sahnesinden tasfiye ederek “Bu bir bayrak yarışıdır” felsefesiyle, deyimiyle, makyajıyla durumu idare etmeye, halkı sakinleştirmeye ve olaya normal bir vakıa haline getirmeye çalışıyor.

Bu arada milyonlarca seçmenin iradesi görmezden geliniyor.

Sayın Davutoğluna “One Way Ticket” Tek yönlü gidiş bileti alınıyor.

Milyonlarca seçmenin iradesine, kararına, verdiği oylara ne oluyor, ne yapılmak isteniyor?

Takdir Milli İradenindir başka ne diyebilirim ki? Ne yazabilirim ki?

Başbakanın bile yolcu edildiği, tasfiye edildiği bu dönemde ben yazmadan anlamaya çalışsanız, beyin fırtınası yapsanız hani hep derdim ya Türk siyasetinde her an her şey olabilir ne kadar haklıymışım değil mi?

Evet, bir kez daha haklılığım ve doğru ön görüşüm muhteremlerin pratiğiyle AKP tarafından onaylanmış oldu.

“Gayeye giden her yolun meşru olduğu” maalesef doğru çıktı.

Keşke Davutoğlu makamında kalsaydı da doğru çıkmasaydı yanılan ben olaydım. Tek kişilik bir yanılgının ne anlamı olurdu ki?

Oysa aynı AKP ve en üst seviyedeki yöneticileri, kurucuları “Beraber yürüdük biz bu yollarda” da diyebiliyorlardı.

Davutoğlu ise kamuflaj ve gizli özneye sığınarak yol arkadaşını Arapça kökenli bir kelime olan “Refik” (arkadaş) deyip geçiştirdi.

Mademki bizim ülkemizde siyaset arenasında her an her şey olabiliyorsa ki oluyor o zaman beklemede ve izlemede kalınırsa yarınlarda “at the near future” “yakın bir gelecekte” de büyük ve şaşırtacak nitelikte gelişmeler olursa şaşmamak gerekir.

AB Ülkeleri ile Türkiye arasındaki vize serbestliği antlaşması Sayın Davutoğlu ile yapılmadı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile yapıldı.

Şahıslar ölümlüdür, şahıslar değişken ve yolcudurlar.

Davutoğlu’na “one way ticket” tek gidişli yol bileti kesildiği gibi ama Devlet bakidir kıyamet kopmadıkça demem o ki (!) uluslar arası antlaşmalar şahısları bağlamaz Devletleri bağlar. 

Sayın Davutoğlu’nun gidişini, gönderilişini neredeyse büyük bir zafer kazanılmış gibi bir anlatmadıkları kaldı. Onu da yaparlarsa buna hiç şaşmam.

Ancak alanını, sınırlarını, yetkilerini ve makamını halkın iradesinden alan bir siyasetçinin kuzu kuzu gidişini, direnmemesini, kendi makamına ve görevine adam akıllı sahip çıkamamasına ne demeli? Nasıl ifade etmeli? Bu da sazın farklı ve anlamlı, düşündürücü bir teli.

O tele şimdilik dokunmayacağım ama pas da geçmeyeceğim vakti zamanı gelince ince ince dantel misali dokunup yazacağım.

Çünkü bizler seçmen olarak, yazar olarak bunları hak etmedik Milli irade hiç mi hiç hak etmedi.

Şekil ve şemada görüldüğü gibi davudi sesiyle gürleyen, varını yoğunu ve her şeyini AK Parti’ye adayan Sayın Davutoğlu sessizce, edebi bir nutukla vedasını yaptı. Çok çok ince mesajlar verdi, yolcu edildi. Peki neden?

Bilmiyorum bilmiyorsunuz kimseler gerçek nedenlerini bilmiyor.

Şeffaf politika uygulamakla kendini reklamize eden AKP amma da şeffafmış.

Meclisle kamuoyuyla Milli iradeyle hiç bir şey paylaşmadan açıklama yapmadan Sayın Başbakanı Bomboşbakanlığa havale ettiler tıp diliyle interne ettiler. Şeffaflığa bak da ders al.

Cumhuriyet tarihine not düşürüldü. Çocuklarımız, torunlarımız yani gelecek nesiller bu olgu ve verilmek istenen algıyı inanın çok konuşup analiz edecekler göreceksiniz.

Bitiriyor ve bu gelişmelere inanın üzülüyorum. Psikolojim allak bullak neler oluyor neler? Ve kim bilir daha da neler olacak neler? Bekleyip göreceğiz. Gelecek zaman çok şeye gebedir gibime geliyor.

Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batmanlılar ve değerli Sonsöz okurlarımız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ